Gidip alayım Çeviri İspanyolca
964 parallel translation
Kızı gidip alayım.
Haré que suba.
Gidip alayım.
Voy a buscarlo.
Gidip alayım.
Voy a por ella.
- Gidip alayım. - İyi.
Nos hemos quedado sin enjuague, tengo que comprar.
İzninle, gidip alayım.
Perdona, voy a por los míos.
Gidip alayım.
Voy a hacerlo.
Köşeye kadar gidip alayım.
Iré a la esquina a conseguirlos.
- Gidip alayım.
Voy a traer.
Gidip bir içki alayım.
Voy a tomar una cerveza.
Bırakın da gidip düdüğümle şapkamı alayım.
¿ Me dejarán regresar ahí por mi pipa y mi sombrero?
Ben gidip bir reçete daha alayım.
Voy a seguir recetando, lindura.
Gidip eşyalarını alayım.
- No lo haré. Gracias.
Gidip kolonyayı alayım.
Voy a por la colonia.
Peki o zaman, gidip dondurmalı gazoz alayım bari.
Está bien. Creo que iré por un batido de helado.
Ben gidip bayan Burgoyne ve yaşlı adamı alayım
Nos habría ahorrado problemas. Llévele adentro.
Gidip başka bir içecek daha alayım.
- Necesito otra copa.
- Hayır, ama gidip bir manto alayım.
No, pero espera. Iré arriba a buscar un abrigo.
Gidip eşyalarımı alayım.
Iré a por mis cosas.
Gidip birşeyler alayım.
voy a comprar algo.
Gidip şapkamla montumu alayım.
Me voy, cogeré el sombrero y el abrigo.
Eve gidip Laboratuvarımdan eşyalarımı alayım.
Tengo que ir a casa a coger unas cosas del laboratorio.
Geç oldu. Gidip oğlumu alayım.
Es tarde, voy a por mi hijo.
- Gidip eşyalarını alayım.
De acuerdo entonces.
Odama gidip bir iki eşyamı alayım, sonra seninle lobide buluşuruz.
Iré a mi cuarto a recoger un par de cosas. - Nos encontramos en el lobby.
Ben gidip Sandra'yı alayım.
Iré a recoger a Sandra.
- Gidip tabağımı alayım.
Voy por mi comida.
Gidip eşyalarımı alayım Mark.
Voy por mis cosas, Mark.
Gidip silahımı alayım.
Iré a por mi escopeta.
Gidip eşyaları alayım.
Cogeré el caballo y elegiré uno gordo.
Burada bekleyin. Gidip anahtarları alayım.
Espera, que voy a por las llaves.
Sen yemeğin kalanını getir. Ben de dükkana gidip parayı alayım!
UD. traiga el resto de la comida, y yo iré a la tienda y traere el dinero!
Ben gidip dergi alayım.
¿ Por qué no compro algunas revistas?
Gidip bir bilet alayım hemen, 10 tane!
¡ Voy a comprar una papeleta, dos, tres, diez!
Gidip yemeklik bir şeyler alayım.
¡ Oh, bueno! Necesito comprar algo para el almuerzo.
Diyorum ki gidip mahzenin anahtarını alayım.
Creo que voy a ir por la llave de la bodega.
Gidip onu alayım
Voy a por él.
Gidip şapkamı ve paltomu alayım.
Voy a por el sombrero y el abrigo.
Gidip Vicki'yi alayım.
- Sólo quiero recuperar a Vicki.
- Gidip biletimi alayım.
- Voy a comprar la entrada.
Gidip bir mendil alayım.
Espera, voy por un pañuelo.
Gidip özel istekamı alayım.
Voy a por uno nuevo especial.
Gidip bilgi alayım.
Entonces, voy a confirmarlo.
Önce eve gidip bir duş alayım.
- Y tengo que vestirme y afeitarme.
Dükkanlar kapanmadan gidip birşeyler alayım.
- Tengo que ir al mercado.
Sen nöbeti devral, yaşlı beygir, gidip bir şişe daha alayım.
Vigila el fuerte, muchacho, mientras traigo otra botella.
Ben de doktora gidip sana iyi gelecek bir ilaç alayım.
Iré a lo del doctor a que me dé alguna medicina que te ponga bien.
- Gidip köşeden alayım mı?
- Voy a comprarla?
- Gidip bira alayım.
Iré a por la cerveza.
Gidip sana dergi alayım.
Te voy a traer esa revista.
Peki... gidip kızları annemden alayım mı?
Bien... ¿ Voy a recoger a las niñas a casa de mi madre?
Ona, "Üzerinize bir şey alsanız iyi edersiniz" dedim. Yaklaşık 80 yaşlarındaydı ve şaşkınlık içindeydi. Bize, "gidip bir şeyler alayım" dedi ve döndüğünde başında bir şapkası vardı!
y le dije, debe ponerse algo encima enseguida para estar un poco más decente, tenía unos 80 años y estaba completamente aturdida y dijo, iré adentro a ponerme algo y salió con el sombrero puesto.