English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ G ] / Görüyormusun

Görüyormusun Çeviri İspanyolca

276 parallel translation
Daha ne istiyorsun? Peki, bunu görüyormusun?
Es la proclamación del Rey.
Aman Allahım. Benim gördüğümü görüyormusun?
Cielo santo, ¿ vosotros veis lo mismo que yo?
Siyah panteri görüyormusun?
¿ Miras al puma negro?
Şunun üstündeki kutuyu görüyormusun?
¿ Ves esa caja allí?
- Herhangi bir şey görüyormusun?
- ¿ Ve algo?
Natchez, uzun ceketli adamı görüyormusun?
Natchez, ¿ ves al hombre del abrigo largo?
Kimseyi görüyormusun?
Tú no ves a nadie, ¿ no?
- Şu parlak çizmeleri görüyormusun?
- ¿ Ve esta brillante bota de montar?
Sanırım söylediği şeyi yapsan iyi olur.Numarayı görüyormusun?
- ¿ Ve ese número?
Başka bir şey görüyormusun, Oracle?
¿ Algo más?
İşte. Görüyormusun?
¿ Lo ve?
Görüyormusun, şişe diyor da başka bir şey demiyor.
Vea, no puedes olvidar la botella.
Bak görüyormusun? .
Toma una postal.
Tam buradaydı, görüyormusun?
Estaba justo aquí, ¿ ves?
Orada görüyormusun?
¿ Ves esa mujer de allí?
Nasıl döndüğünü görüyormusun, hı?
¿ Ves cómo da vueltas? Sí.
Şunu görüyormusun?
Mira eso, ¿ quieres?
Onları görüyormusun?
Los ves?
Görüyormusun Margarita, Ricky'nin programı kanalın en çok izlenen şovlarından biri.
Lo ves Margarita. El de Ricky era ya el mejor espectáculo para todos los que trabajábamos en la Estación de Limbiate.
Görüyormusun nasıl da azgın.
Mira que valiente es
Bu silahı görüyormusun?
Te voy a violar.
Görüyormusun! Lafta her şeye varsın ama uygulamaya gelince pır...
Mucho hablar, pero a la hora de la verdad, nada.
Ayağımı görüyormusun sen?
¿ Ves mis pies aquí?
Görüyormusun, benim başka türlü zarif olamayacağımı düşünmüş. Ohh!
No le parecía que tuviera mucho garbo...
Oradaki büyük binayı görüyormusun?
¿ Ve aquel gran edificio?
Jovana, görüyormusun.. kireç taşlarım uzaklardan isteniyor.
Jovana, ¿ ves... hasta donde se oye hablar de mi cal?
Beni görüyormusun?
¿ Puede verme?
Isigi görüyormusun?
¿ Ves la luz?
Şatoyu görüyormusun orada?
Ves ese castillo de ahi?
Kuşu görüyormusun?
¿ Ves ese pájaro?
- Farkı görüyormusun?
- ¿ Ves la diferencia?
Buradan içeri girmişler, görüyormusun... Holmes.
Vinieron por aquí, lo ve, Holmes.
Görüyormusun?
Ves?
Birşey görüyormusun?
¿ Ves algo?
Etrafta garaj görüyormusun?
¿ Ves algún garaje?
Görüyormusun, insanlar birbirleriyle nasıl iyi geçiniyorlar.
Puedes ver que la gente aquí se preocupa por las demás.
Ocak ve duvar arasındaki şu çatlağı görüyormusun?
¿ Ves esa grieta entre la cocina y el muro?
- işte ona görüyormusun nasılda solgunlaşmış.
- A él. Mirad qué pálida luz despide.
sevgilim görüyormusun sonunda sen kazandin evet
¡ Ves Kajal? ¡ Al final te he ganado! Sí.
Görüyormusun, Bunu anladigini düsünmüstüm.
Vez, Pense que entendías eso.
Görüyormusun, korkarim artik dert edecek birseyin kalmadi.
Viste, Ahora temo que te quedes sin cosas por las que preocuparte.
Onu görüyormusun?
Lo ves?
Cacique'nin elini görüyormusun?
- Has visto la mano del cacique.
Ne kadar niyetli olduklarını görüyormusun?
Castigaremos o colgaremos al capitán Swanson. "
Görüyormusun, Baltor,?
¿ Lo ves?
O haklı! Tam burada, görüyormusun?
Aquí está, ¿ ven?
Görüyormusun?
¿ Ves?
Teli görüyormusun?
¡ Rompa el alambre!
Onu farklı görüyormuşun.
También dio a entender que te has fijado en ella.
Arka tarafta ilginç bişi görüyormusun?
- ¿ No ve nada sospechoso?
Şu pazılari görüyormusun?
Ves estos musculos?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]