Görüyorum ki Çeviri İspanyolca
2,012 parallel translation
Görüyorum ki büyükbabanın bayrağıyla bayağı yol kat etmişsin.
Veo que tienes la bandera de tu abuelo.
Görüyorum ki kendi kalıplarını araştırıyorsun.
Buscando patrones por ti mismo según veo.
Salonda, dönüş yapmaya çalışmadığını söylemiştin,... ve görüyorum ki yapıyorsun.
Me dijiste en el gimnasio que no estabas intentando volver y sé que no es así.
görüyorum ki benden sonra daha iyi görünüşlü birisi ile berabersin.
Bueno, veo que me cambiaste por alguien que luce mejor.
Ama görüyorum ki aslında o kadar da kötü değilmişsin
And now I see ya ain't such a bad guy
Bir kaplan yetiştirdiğimi sanıyordum. Şimdi görüyorum ki bir sıçan besliyormuşum.
Creí que estaba criando un tigre, ¿ y lo que estoy criando es una maldita rata?
Görüyorum ki teklifimi kabul edip terzime gitmemişsin.
Veo que no consideró mi oferta para ver mi sastre.
Şey görüyorum ki herkes burda.
Bien... Veo que están todos aquí.
Sheldon görüyorum ki Smisonian Aptalliklar Müzesi için gerekli belgeleri hazirliyorsun.
Creo que estoy ganando una fluidez sorprendente.
Sheldon görüyorum ki Smithonian Aptallıklar Müzesi için gerekli belgeleri hazırlıyorsun.
Entonces, Sheldon, veo que organizas tus artículos para el museo Smithsoniano de la estupidez.
Masum olduğum için avukat gerekmediğini düşünmüştüm. Ama görüyorum ki bana karşı düşmanlık besliyorsunuz. Bu yüzden avukatım gelene kadar konuşmayacağım.
Sabe, yo pensé que siendo inocente no necesitaba un abogado pero puedo ver que usted tiene cierta animosidad en mi contra por lo que no diré nada más hasta que haya un abogado presente.
Fakat şimdi görüyorum ki... Onu buna iten sizinle yeniden bir araya gelebilme arzusu.
Pero ahora comprendo es su deseo de volver con usted que lo impulsa.
Fakat şimdi görüyorum ki, en ufak şeye baktığımda dahi hayal gücüm Samanyolu'nda dolaşmaya başlıyor.
Pero ahora cuando veo incluso lo más pequeño... mi imaginación comienza a viajar por la Vía Láctea.
- Görüyorum ki aranızda bir konuşma geçmiş.
- Veo que habéis estado hablando.
Görüyorum ki bugün epey kırıcı davranıyorsunuz.
Veo que intentan humillarme hoy.
İlk olarak aileye Nate katıldı şimdi de görüyorum ki Blair'i açılışıma davet etmişsin.
Asi que primero Nate es parate de la familia, y luego veo que invitaste a Blair a mi inauguracion? ¿ En serio? Lo siento, lo sé.
Sen iyisin ve görüyorum ki yanında bir şey getirmişsin.
Estás a salvo ahora, y veo que pasaste algo escondido por la aduana.
Görüyorum ki benim tasarımımı adapte etmişsin.
Veo que ha adaptado mi diseño.
Görüyorum ki yalan söylemiş.
Veo que estaba mintiendo.
Ve görüyorum ki gözüne damla damlatıyorsun ve ben... Bir şey yok, sadece alerji için, Naomi.
Y te vi que tenías los ojos llorosos, y yo de acuerdo, se llaman alergias, Naomi
Görüyorum ki osurukla otobüs sesini ayırt edebilen yalnızca bizler değiliz.
Veo que no somos los únicos capaces de reconocer el ruido de un autobús.
Görüyorum ki, hünerli ve yapılı birisiniz.
Veo que sois fuerte y talentoso.
Biliyorum ama hâlâ ayakta olabileceğini düşündüm ve görüyorum ki, öylesin.
Lo sé, pero creí que aún estarías levantada y... mira, lo estás.
Ah, görüyorum ki diğerleri bizden önce gelmiş.
Veo que los otros han llegado antes que nosotros.
Ah. Görüyorum ki süslerini yeniden sınıflandırıyorsun.
Veo que estás reclasificando tus abalorios.
Ama şimdi açıkça görüyorum ki seni her zaman sevmişim.
Pero ahora tengo claro que siempre le he amado.
Görüyorum ki kalabalıktan pek hazzetmiyorsun.
Ya veo, no te gustan las multitudes.
Görüyorum ki bir ustasınız?
Veo que es usted una "connoisseur".
Görüyorum ki meşgulsünüz. Ben iyisi mi şimdi gideyim.
Veo que están ocupados, así que me voy yendo.
görüyorum ki fahişeler alt uzmanlık alanın olmuş.
¿ Ver prostitutas es una subespecialidad ahora?
Görüyorum ki gerçeklik serumu etkisi göstermeye başladı.
Veo que el suero de la verdad ya ha tenido efecto.
Ben de seni yeni vaftiz kızımla tanıştıracaktım. Ancak görüyorum ki başkasına takılmışsın.
Yo pensaba presentarte mi nueva diosa-hija... pero ahora, así como estás... será para otro.
Darwin'in buradaki kendi etiketinden görüyorum ki, bu bir mavi baykuş güvercini. Taklacılar bu ilginç takla davranışıyla nitelendirilmiş gökyüzünden bir çeşit düşmeyi gösteriyorlar.
Por lo que veo según la propia etiqueta de Darwin, ésta es un pinzón azul y una paloma doméstica que se caracteriza por un curioso movimiento...
Ama şimdi görüyorum ki bu dünyayı kanlar içinde yüzen bir mezbahaya çevirmişiz.
Pero ahora puedo ver, Kathe. Veo ahora que el mundo se convirtió en un matadero.
- Görüyorum ki hatirlamiyorsun?
- Entonces, si recuerdas?
- Görüyorum ki dersine iyi çalışmışsın.
- Veo que está bien informado.
Görüyorum ki, yerel adetleri çabuk kapmışsın.
Te has hecho enseguida a las costumbres locales.
Görüyorum ki ayrıldığımızdan beri kayıpsın ve kafan karışık.
Te veo muy perdido, muy confundido, desde que lo dejamos.
- Görüyorum ki kitabımı almışsın.
- Veo que compró mi libro.
Görüyorum ki gitmek için can atıyorsun.
¿ Estás listo?
Sana karşı iyi davranmasını söylemiştim görüyorum ki haklıymış.
Le dije que tuviera paciencia contigo, pero ella tenía razón.
Sanırım Lex'e o kadar odaklandım ki seni bile düşman olarak görüyorum.
Creo que me he concentrado tanto el Lex que he empezado a ver villanos en todas partes. Incluido en ti.
Uyuya kaldığımda, L.A.'de ki otel odasına geri dönüyorum ve bana evlilik teklif ettiğin anın rüyasını görüyorum.
Cuando duermo, sueño con el momento en el que estamos en el hotel en L.A y tú me propones casamiento.
Çıkıntılı ya da dikensi bir tabaka yok, yani... omurlu yapıdan bahsetmiyoruz ki bu harika. Çünkü küçük tepeleri olan ince yatık kenarlar görüyorum.
No hay pedículos lumbares o proceso espinoso, que significa que no estamos hablando del agujero raquídeo, lo que es bueno porque estoy viendo bordes laterales finos con pequeñas eminencias.
Takma dişler yerine yo-yo aldığınızı görüyorum ne şaşırtıcı ki oldukça geveze olmuşsunuz.
Veo que tomó el yo-yo en lugar de los dientes falsos, lo cual me sorprende dado que parece que se ha vuelto muy conversador.
Demem o ki, eğer destedeki onuncu kart kupa valesi ise, Joplin, Missouri sirkindeki şeytan boynuzlu baleti görüyorum.
Lo que quiero decir es, si la décima carta del mazo es una jota de corazones, veo una bailarina con cuernos en la feria de Joplin, en Missouri.
Görüyorum ki hala avukatını aramamışsın.
Veo que no has llamado a tu abogado.
Bazen yarınları bir sıra halinde görüyorum. Öndekiler en büyük ve net olanları, diğerleri uzaklaştıkça küçülüyorlar ama hepsi öyle acımasız görünüyor ki.
A veces veo un cúmulo de mañanas todos alineados, los primeros són los más grandes y claros los otros van disminuyendo hasta que desaparecen, pero todos me parecen tan feroces.
Tabii ki görüyorum.
¿ Qué? ¡ Claro que lo hago!
... ve bilin ki hepinizi kahramanım olarak görüyorum.
Y sepan que yo los considero a todos ustedes mis héroes.
Otur diyorum çünkü ödevine not vericem ama şu var ki ödevinde sanki çok tanıdık dimağlar görüyorum
Te he pedido que te quedes porque no he leído tu ejercicio y no puedo dejar de notar, que ha mejorado con respecto a los anteriores