English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ I ] / Iyi geldi

Iyi geldi Çeviri İspanyolca

2,826 parallel translation
Tekrar ayılmak çok iyi geldi.
Se siente bien estar sobrio de nuevo.
Bana iyi geldi.
A mí bien.
Sonunda dibi buldum, iyi geldi. Biraz daha rahatladım aslında bundan daha kötü ne söyleyebilirim ki?
Hay cierto reconfortamiento en saber que acabo de decir lo peor que diré en el resto de mi vida.
Bana da iyi geldi.
Y a mí me funciona.
Sağlığı iyileştirmek adına yer değiştirmiş olduk çok iyi geldi.
Tratando de cuidar tu cuerpo, y nuestros cuerpos se cambiaron. Grandioso, grandioso.
Soğuk soğuk iyi geldi, değil mi?
Bien fría, ¿ no?
Biriyle konuşmak çok iyi geldi, yani...
Fue bueno hablar con alguien que no es...
Affedersiniz, bir kadına vurmamam gerekir ama çok iyi geldi.
Sé que no debo pegarle a una chica pero me dio gusto.
Tanrım. Çok iyi geldi.
Dios mío, eso estuvo bueno.
Uçaktan inmek gerçekten iyi geldi, bunu söyleyebilirim.
Es bueno haber bajado de ese avión, te lo aseguro.
Ayrıca meyvede saçlarıma iyi geldi.
Y escuché que la fruta es buena para el cabello.
Su çok iyi geldi.
QUÉ SE PUEDE ESPERAR CUANDO SE ESTÁ ESPERANDO El agua está hermosa.
Aydınlan biraz, oğlum. Temiz hava, ufaklığa iyi geldi.
Þipa No, hijo mío, caminar un kukozhikov!
Biliyor musun, yaptığım şey iyi geldi.
Sabes, me sentí bien por lo que hice.
Lanet olsun, bu iyi geldi.
Maldita sea, eso se sintió bien.
Bana iyi geldi
¿ Porqué? ¿ Y quién mas?
- Bu iyi geldi.
- Eso se siente bien.
Seninle konuşmak bana iyi geldi.
Me sirvió mucho hablarte.
Ya da içtiğim her neyse epey iyi geldi.
O lo que sea que haya bebido me tiene sintiéndome muy bien.
Şehir dışında olmak iyi geldi.
Es agradable estar fuera de la ciudad.
Bu da Barack Obamaya iyi geldi.
Este mapa está a favor de Barack Obama.
Amca, sıcak banyo iyi geldi, değil mi?
Maestro, ¿ qué tal el baño?
Bana gayet iyi geldi.
Eso me suena bien.
İyi çocuktur, şehre yeni geldi.
Es un gran chico, nuevo en la ciudad.
O iyi, ama büyükanneden laf açılmışken, şey, biliyorsun, aklıma komik bir hikaye geldi.
Ella está bien, pero hablando de la abuela, sabes, eso me recuerda una historia divertida.
İyi geldi.
Es bueno...
Şeriflerden biri yanıma geldi ve "En iyi yer senin yerin" dedi.
Uno de los sheriffs se me acercó y me dijo : 'Tienes el mejor asiento de la sala'.
En iyi saksocu geldi.
Hola, Dan, el hombre de la boca.
Sorun değil. Düşündüğümden çok daha iyi oldu, gerçekten. Beklenen gün geldi.
Pero... por mis dolores de cabeza y pérdida de memoria, fui al hospital.
Düzgünce halletmek, herkes açısından daha iyi olur gibime geldi.
Sólo pensé que un corte por lo sano, sería mejor, para todos los involucrados.
En iyi hit şarkım Yoon Seul artık birlikte yaşama zamanımız geldi.
Es hora de que vivamos juntos.
Demek parlak bir ışık geldi sonra da nehre düştün ve geri döndüğünde en iyi adamlarımdan iki tanesi öylecene ortadan kayboldu.
Así que hubo una luz deslumbrante y te caíste en el río y cuando volviste, dos de mis mejores arrieros habían desaparecido.
Aklıma bir fikir geldi, şayet bu kadar çabuk bir şekilde anlaşmaya gönüllülerse belki de bir süre daha beklememiz daha iyi olur hani, biraz daha tehditkar olmak için?
Pensé que si están dispuestos a arreglar tan rápido quizá nos convenga esperar un poco a que suenen más los sables.
- İyi. Pekala, bu son at kuyruğuydu ve artık uyku vakti geldi.
Bueno, esa fue la última cola de caballo y es hora de que te acuestes a dormir.
Nihayet iyi haberler geldi.
Y finalmente un poco de buenas noticias.
Kuzey Kore'de son iki yılda yapılan en iyi araştırma Outcome'dan geldi.
Los mejores datos militares sobre Corea del Norte provienen de Outcome.
Aklıma iyi bir fikir geldi.
Yo tengo uno bueno.
Ve belki de bu iyi bir hamle değlidi çünkü güzel bir kadını o şekilde uzun süre yalnız bırakıyorsunuz ve o zaman başka biri geliyor. Ve başka biri geldi ve onu aldı.
Y tal vez no fue una buena jugada porque si dejas una mujer hermosa sola por mucho tiempo, alguien más va a aparecer y alguien más apareció.
Ve aniden çok güzel siyah bir adam geldi ve sen iyi misin diye sordu?
Esa grande, dura, rebelde adolescente, lloraba a lágrima viva. Y, de repente, este hermoso hombre negro vino a mí y dijo, " ¿ Estás bien?
Ve iyi bir arkadaşım matematikçiydi. Ve o da benimle aynı makaleyi okumuştu. Ve o öğleden sonra evime geldi ve
Un buen amigo mío, que era un matemático había leído el mismo artículo y vino a mi casa en la tarde y dijo,
İyi o zaman. Madem kendi başlarına dolaşmaya başlayacaklar öyleyse bensiz nasıl hayatta kalacaklarını da öğretme zamanı geldi demektir.
Bueno, van a empezar a caminar solo allí... es el momento para aprender cómo protegerse a sí mismo sin mí.
Mürekkep iyi, katmanlar iyi ama kağıt farklı geldi.
La tinta y las capas están bien, pero el papel es diferente.
Bana daha çok Michael Double gibi geldi. Neyse, yine de iyi.
Iba a decir Michael Bublé, pero te ves bien.
- Evet, bana iyi gibi geldi.
- - Sí, parecía ir muy bien.
Anladım ki artık iyi bir evlat olma vakti geldi.
Pensé que era el momento de ser un buen hijo.
İyi geldi.. sence?
Me hace sentir bien. ¿ Y a ti?
lutfen affedin kralim, ama iyi sansa inanmiyoruz olme vakti geldi artik hicbirsey ayni degil akad, dunyayı kurtarmak icin ve aynı zamanda, hafızalarını silmek efsanevi hatalari.
Por favor, disculpe nuestro jolgorio, no podemos creer que tengamos esta suerte. Poder librar al mundo de un acadiano de una sola vez y, al mismo tiempo, borrar la memoria de sus legendarios fracasos.
Zamanla daha iyi hale geldi.
Y se ponía cada vez mejor.
"Bence Belle'e taşınınca daha da iyi bir adam haline geldi."
Creo que mejoró una vez que encontró la Belle "
İyi ki, sonradan Jamal geldi ve harika bir ilişkimiz oldu.
Afortunadamente, Jamal llegó a mi vida, y comenzamos una relación excepcional.
- İyi geldi mi?
- ¿ Se sintió bien?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]