English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kapı

Kapı Çeviri İspanyolca

115,105 parallel translation
Galiba banyo kapısına asılı görmüştüm canım.
Creo que la vi colgando de la puerta del baño, cariño.
- Kapıları kilitleyip anahtarları atıyoruz bebeğim.
- Cierra las puertas - y tira la llave, nene. - ¡ Oh, no!
Bak Tracy. Mary Poppins'in Neşeli Günler filminde dediği gibi Tanrı bir kapıyı kapatırsa mutlaka bir pencere açar.
Mira, Tracy, es como lo que dice Mary Poppins en "Sonrisas y lágrimas" :
Kapı kilitli.
La puerta está cerrada.
Vaktinizin karşılığını veririm ama size kapıyı göstermeliyim.
Os compensaré por vuestro tiempo, pero tenéis que iros.
Sana kapıyı biz göstereceğiz.
Nosotros te enseñaremos por dónde vamos a ir.
Arka kapıyı.
Por la puerta de atrás.
Ne kadar yanlış bir kapıyı çaldığını bilemezsin.
No tienes idea de lo equivocada que estás.
Kapılarının eşiğindeyiz.
Correcto en su propia puerta.
Kendi evimde de bunu yapmak zorunda kalmayacağım. Buranın bizim evimiz olduğu izlenimine kapılmıştım.
No me veré obligado a hacerlo en mi propio hogar.
Yarattığın rüzgâra kapılmama izin verdim.
- debí haber notado antes. - Elsa.
Öyle bir fikre nereden kapıldılar acaba?
Ellos parecen creer que soy una persona cruel.
Cinayet zamanında arka kapıda koşan bir adam gördüğünü söyledi.
Dice que vio a un hombre salir por la puerta trasera a la hora del asesinato.
Topher'ın cinayetinden birkaç gece önce evime girdim ve birisinin evime girdiği hissine kapıldım.
¿ Saben? , unas semanas antes del asesinato de Topher, entré en mi casa y tuve la sensación de que alguien había forzado la entrada.
Kapıyı aç Flores.
Abre la puerta, Flores.
Hepsi kapımıza gelip içeri girmek için yalvaracak.
Todos vendrán a golpear esa puerta, rogarán que los dejen entrar.
Nöbetiniz sırasında kapının önünde bir yığın kutu belirdiğini söylemek aklınıza gelmedi mi?
¿ Habéis pensado en decirle a alguien que ha aparecido una pila de cajas mientras estabais de servicio?
Ön kapıda bir durum var.
Sí, tenemos un problema en la entrada.
Umutsuzluğa kapılma ufaklık.
No desesperes, coleguita.
Yiyecekleri kapışmaktan?
¿ De luchar por la comida?
Kapıların kapanma saati gelmiştir.
Se notificará el horario de la puerta.
Öyle ama kapılar kapalı.
Sí, pero las puertas están cerradas.
Kapısız köyden mi geldin?
Tía, ¿ no te han enseñado a llamar?
Hey, kapıda biri var.
Oigan, vino alguien.
Aman be. Açın kapıyı.
Abran las puertas.
- Kapının önünde bekle.
- Espera afuera.
Kapısı, kurabiyeleri ve bacak tüylerini elleriyle yolan insanlar vardı.
Que tenía una puerta y galletas dulces, y gente que le depilaba las piernas con pinza.
Böyleleri sana kapıyı da açar.
Es de esos que te abren la puerta.
- Neyse ki kapıyı kendim açabiliyorum.
- Qué bueno que puedo abrirla sola.
- Kapıyorum.
- Eso hago.
Kapıyı açmazsan tahta memelerine elimi sokup anahtarı kendim alırım!
¡ Abre la puerta, o yo misma buscaré la llave entre tus tetas planas!
Dikkat çekmemek istiyorlarsa kapının önünde duracak aç insanlar tutsunlar.
Si realmente quieren pasar desapercibidos, deberían contratar a gente hambrienta para que se ponga fuera.
Başka kapıya!
¡ No tenemos nada!
- Zika kapıp küçük kafalı olmak istemem.
- No quiero que me transmitan el zika.
Sadece kapıları kontrol et.
Solo revisa las puertas.
Üçüncüsü cam kapıdan kaçtı.
El tercero escapó a través de las puertas de vidrio.
Kapıyı kapayın.
Cierra la puerta.
- Kapıları aç!
- ¡ Abran las puertas!
15.35'te 14 numaralı kapıdan kalkacak Albany, Utica ve Litchfield seferi için son çağrı.
Última llamada para el autobús de las 3 : 35 a Albany, Utica y Litchfield sale de la puerta 14.
Ayrıca, bu kapıyı kapattığımızda, Günde bir yemek olacak Önümüzdeki 5 yıl için.
Además, una vez cerremos estas puertas, será una comida al día para los próximos cinco años.
Kim olduğunu bilmek lazım Içeride olacağım Radyasyon geldiğinde bu kapılardan.
Necesitamos saber quién va a estar dentro de estas puertas cuando la radiación llegue.
Biraz tıbbi lazım Ön kapıda yardım
Necesitamos ayuda médica en la puerta principal.
Için bir plan yapmak zorundayız Kapıyı kapattığımız gün, Bunun için matkap, emin ol Sadece kurtulanların silahları var,
Tenemos que hacer un plan para el día que cerremos las puertas, entrenar para ello, asegurarnos de que solo los supervivientes tienen armas, acordar protocolos para tratar con la gente que esté enfadada por no ser elegida.
Kapıyı kapatın.
Cierren la puerta.
Basladığında, olmamız gerek. O kapının sağ tarafında.
Cuando nos alcance, tenemos que estar en el lado correcto de esa puerta.
İleride, ikinci kapının orada genç bir adam vardı.
Había un joven al otro lado, junto a la segunda puerta.
Kapınızda duran küçük orduyu kontrol eden adam benim.
Estoy al mando del pequeño ejército que está en la puerta de entrada.
Seni arka kapıdan bırakacağız.
Lo pondremos en la puerta trasera.
Arka kapı avlunun en derin yerinde.
La puerta trasera está ubicada al fondo del patio.
Fazladan bir kap jöleyle bile olsa.
Aunque sea con una puta gelatina extra.
– Kapıda anket yapmadım.
¿ Estaba consciente de su presencia?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]