Korsak Çeviri İspanyolca
363 parallel translation
Sonra bu bıçaklı sarhoş herif, eski ortağım Korsak'tan hızlı koşuyordu.
Y, así, este borracho, con un cuchillo está dejando atrás a mi viejo compañero, Korsak
Korsak.
Hey, korsak.
Frost ve Korsak, internette sevgili profilini hazırlamak istedi.
Frost y Korsak quieren rellenar el perfil de citas.
- Sen hangi üniversiteye gittin Korsak?
¿ A qué universidad fuiste, Korsak?
Kız belki de "Gelecek Amerikan Tarihi" dersi alıyordu. Değil mi, Korsak?
¿ Ella probablemete estaba en clase de "Futuro de la historia de los EUA", verdad, Korsak?
Boşa kürek çekiyorsunuz diyordun, ha, Korsak?
¿ Buscar una aguja en un pajar, uh, Korsak?
- Korsak, benim.
Hola, Korsak, soy yo.
Bir vurulma olayımız var.
Korsak, le dispararon a un corredor.
Gel benimle. Korsak ve Frost ile bağlantıya geçmeliyim.
Debo comunicarme con Korsak y Frost.
Bunu test için Korsak'a götüreceğim.
Listo, se lo mandaré a Korsak para que lo analice.
Pekâlâ bu vesileyle seni Boston Cinayet Masası'ndan Dedektif Korsak'a hiç kimse ile konuşmadan paketi özel olarak ulaştırman için vekil tayin ediyorum.
Te encomiendo específicamente para llevar la bala al detective Korsak en la Unidad de Homicidios, sin hablar con nadie.
Ne güzel bir fikir Korsak.
Buena idea, Korsak.
- Korsak.
Korsak.
Korsak.
Korsak.
Korsak tekneye yanaşan bir şey olmadığını söylemişti.
Korsak dijo que no había nada acoplado contra el barco.
Gidip Frost ve Korsak'a bir şey bulmuşlar mı diye sorar mısın?
Hey, humm, ¿ puedes ir y preguntarle a Frost y a Korsak si tienen algo ya?
Hey, Korsak...
Hey, Korsak...
İyi misin Korsak?
Korsak, ¿ estas bien?
- Korsak binlerce çözdü ama, terfi alamadı.
Korsak participó en miles, y no fué promovido.
Korsak'ın terfi alamamasının bir nedeni var.
Korsak sigue en ese escritorio por una razón.
Biliyor musun, sen de Korsak gibisin.
Sabes, eres exactamente igual.
- Kes artık Korsak.
Acaba con eso, Korsak.
Korsak nerede ki acaba?
Entonces, ¿ dónde esta Korsak?
Korsak, olayın üzerinden 40 yıl geçmiş.
Korsak, han pasado 40 años.
Vince Korsak.
Vince Korsak.
Korsak bana k.p.ç. diyor. Kusma poşeti çocuğu.
Korsak me llama "el chico de la bolsa de vómito".
- Korsak, tatilde olduğunu sanıyordum.
Korsak, creía que estabas de vacaciones.
- Aman Tanrım, Korsak? - Dışarıda değil, bu taklit bir cinayet.
Dios mío. ¿ Korsak?
Hoyt'un işine benziyor, değil mi? O şerefsizi hapse tıkmıştık Korsak.
Korsak, pongamos a ese hijo de puta tras las rejas.
Ben de özür dilerim Korsak.
Yo tambien lo siento, Korsak.
Korsak'ı ara.
Llama a Korsak ¿ Vale?
Korsak, ya ben ya o.
Korsak, es él o yo.
Korsak? Korsak?
¿ Korsak? ¿ Korsak?
Korsak!
¡ Korsak!
- Korsak?
¿ Korsak?
- Korsak nasıl?
¿ Cómo está Korsak?
- Korsak'ı gördün mü?
¿ Has visto a Korsak?
- Korsak.
eh, Korsak.
Hayır, Korsak, anlamıyor musun?
No, Korsak, ¿ no lo entiendes? ¿ Qué?
Korsak sen misin?
Korsak, ¿ eres tu?
Pekâlâ, beni öldürürsen Korsak seni tutuklar o yüzden evimi yabani orkide'ye boyayacaksın.
Bueno, Korsak te arrestará si me matas, así que, ¿ vas a pintar mi casa de color orquídea salvaje? Exactamente.
Hey, Korsak vaftiz baba olmak ister misin?
Oye, Korsak, ¿ quieres ser padrino?
Evet, bu işte çok iyiymiş Korsak.
Sí, es realmente bueno en esto, Korsak.
Erkekler de Korsak.
Hombres también, Korsak.
Korsak ve Frost'tan geçmiş olsun hediyesi.
Es un regalo de "mejórate pronto" de Korsak y Frost.
- Korsak, kusura bakma ama,... Sen bahriyeliyken kadın asker yoktu.
- Korsak, con todo respeto, no había mujeres sirviendo cuando eras marine.
Komiser Muavini Korsak, kurbanın üzerinde bulduğumuz meni DNA'sıyla bir tane eşleşme var.
Sargento Korsak, hubo una coincidencia con el ADN del semen que encontramos en la victima.
Korsak birbiriyle ilişkili olduğunu söyledi.
Korsak dice que el mismo modus operandi.
Ben Korsak.
Habla Korsak.
Korsak, buradan çıkamıyoruz.
Korsak, no vamos a irnos.
Hey, Korsak.
Hola, Korsak.