Kurtulus Çeviri İspanyolca
1,402 parallel translation
Ben senin kurtulus biletinim.
Yo soy tu boleto de comida.
Bir tür gizli kurtuluş kodu bildiğimi sanıyorlar.
Ellos creen que conozco alguna clase de código secreto de supervivencia
Sookie, Patricia Hearst. Annem ise Symbionese Kurtuluş Ordusu.
Mi madre le lavó el cerebro.
Kurtuluş Günü diyorlar.
lo que ellos llaman Día de la Liberación.
- Bu, Kurtuluş Ordusu'na basıp gitmesini söylemekten daha zor.
Bueno, esto es más difícil que decir "Ejercito de Salvación largaros de aquí".
Tek kurtuluş yolu bu.
ES LA UNICA SALVACION QUE HAY.
Kurtuluş Ordusu'na ne oldu? Her zaman çok akıllı, çok zeki olduğunu sanıyorsun.
¿ QUE HAY DEL SALVATION ARMY?
Kurtuluş Ordusu'nun Irvington'da çok güzel bir yeri varmış.
El Ejército de Salvación tiene uno en Irvington que es muy bueno.
Adriana, bu sizin için bir kurtuluş yolu.
Es tu oportunidad de salvarte.
"Kurtuluş"?
¿ "Liberación"?
Beklediğiniz gemi kurtuluş değil, felaket getiriyor!
Sabían que iban a ser atacados. Nadie se ha salvado.
Bir erkeğin bu tabiri hayatı boyunca sadece bir kaç yerde kullanması kabul edilebilir... Sarhoşsa, ölüyorsa... yada başı büyük beladaysa ve tek kurtuluş yolu buysa.
Solo hay algunos momentos en la vida cuando es aceptable para un hombre usar esa frase... cuando esta borracho, cuando se está muriendo... o cuando esta en graves problemas y esa sea la única manera de solucionarlo.
Kurtuluş ordusuna katılma mı ve çıkıp savaşmamı mı isteyeceksin?
Enlistarme en el Ejercito de Salvación e irme y luchar en guerras?
Vince Hansen'a kurtuluş için bir şans verilmişti.
Vince Hansen tuvo la oportunidad de ser salvado.
Elimizdeki bütün eski süprüntüleri Kurtuluş Ordusu'na verdik. Tamamen yeni eşyalar alıyoruz.
Donamos la chatarra al Ejército de Salvación.
Elimizdeki bütün eski süprüntüleri Kurtuluş Ordusu'na verdik.
Regalamos nuestros viejos trastos al Ejército de Salvación.
Tüm bu karmaşıklığı darmadağın eden yetersiz küçük kararlar şeklindeki bildik kurtuluş ya da lânetlenme kalıpları değil.
No un sello de salvación o de condena... que reduce su complejidad a una pequeña decisión insatisfactoria.
Kimse bize söylememesine rağmen, kurtuluş operasyonunun artık mümkün olmadığını hepimiz biliyorduk.
Y luego ya no oímos nada. Entonces fue cuando supimos aunque no nos hubieran informado oficialmente que no podríamos escapar de Stalingrado.
Bundan kurtuluş yok.
No hay salida.
Sevgili ol ve tüm bu malzemeyi kurtuluş ordusuna gönder!
Sé bueno y envía todo esto a beneficencia.
Böyle bir zamanda inancını kaybetmezsen kurtuluş Yahudilerle birlikte başka bir yerden yükselecek.
Si callas en este tiempo el alivio y la liberación de los judíos surgirán de otro lugar.
Hiçbir kurtuluş yolu olmamasını sağladı.
Se aseguró de que no hubiera vuelta atrás.
Evet o zaman ben de sana şu kısa metrajlı kurtuluş filmini hatırlatmalıyım.
Debo recordarte la película "Deliverance".
"KiliSe dışında kurtuluş yok." Latince bilirim.
"No hay..." "No hay salvación fuera de la Iglesia" Conozco mi latín.
Kutsal Roma kilisesi dışında, kurtuluş yoktur.
Fuera de la Santa Iglesia de Roma no hay salvación.
Bence kadınların kurtuluş hareketi kendilerinden arta kalanları temizlememek için nedene ihtiyaç duyan her fakir dişi domuz için bir bahanedir.
Creo que el movimiento de liberación femenina es una excusa para cada cerda que necesite una razón para no limpiar.
Pardon, Avrupa'daki kurtuluş gezisinden geri dönen Melrose Ape ve onun yepyeni bir gün melekleri.
Lo siento, de su gira europea de Salvación, a la Sra. Melrose Ape y sus ángeles del Feliz Nuevo Día.
Diğerleri acı çekiyor ve kurtuluş arıyorlar.
Algunos sufren y buscan la salvación.
ne yani kurtuluş ordusu'muyum ben?
¿ Acaso me veo como el ejercito de salvación?
Kadının tek kurtuluş umudu, denizdir.
Su única esperanza es huir por mar.
"Aşktan kurtuluş yok..."
"El amor, no puedo librarme de..."
Ama biz Museviler kiminle buluştuğumuzu biliyoruz çünkü kurtuluş Musevilerden geliyor.
Pero nosotros los Judíos sabemos a quien adoramos, porque es de los Judíos de donde viene la salvación.
Onlar benim buzuldan kurtuluş yolumdu.
Ellos eran mi línea de la vida fuera del glaciar.
- bakın, Bayan White, 5 dolar bağışlıyorum... - kurtuluş.
Sra. White, quisiera donar cinco...
Biz Yerli halkız ve hükümete karşı ayaklanan,... Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusunu temsil ediyoruz.
( ) ( ) ( )
Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu çok yaşa!
¡ Viva el ejercito Zapatista de Liberación National!
Jack, bu işten kurtuluş yolun yok.
No tienes escape de esta.
Kirk için kurtuluş ümidi olduğuna inanmıyorum.
Creo que Kirk no tiene esperanza de salvación.
Charlotte Çin tıbbına kafasını açtığında Küba Kurtuluş Cephesi'nden bir ziyaret beklemiyordu.
¡ ¡ ¡ Cuba sí, Castro no! Cuando Charlotte abrió su mente a la medicina china, no esperaba una visita del Frente por la Liberación de Cuba...
Tek kurtuluş yolun Armadillo'yu bize vermek.
La única manera de evitarlo es entregándonos a Armadillo.
Ve çok rahatsız edici, bir kurtuluş öyküsü anlattı seni tam bir kahraman olarak anlatan.
- Sí. Y contó una historia espantosa de supervivencia. Te hizo ver como el héroe póstumo.
Vauv, Kurtuluş Günü'nün ilanı.
Wow, La declaración de Día de la Independencia
- Kurtuluş.
Liberación.
Tek kurtuluş umudumuz bu gezegene inmekti.
Nuestra única esperanza de sobrervivencia era aterrizar en este planeta.
Başlarda tüm Jaffa için Goa'uld ve ortakyaşamlardan kurtuluş anlamına geldiğini düşünmüştüm.
Al principio creí que era la respuesta para liberación de los Jaffa de los Goa'uld y de la dependencia de los simbiontes.
Benim için tek kurtuluş yolu... Burrell'e, Stan Valchek'in tam olarak istediğini verip göndermesi olacak.
Y si voy a buscar ser número uno le llevaré a Burrell justo lo que pidió y justo lo que necesita para que Stan Valchek se aleje.
Kurtuluş.
La salvación.
Gerçekte, Filistin Kurtuluş Örgütü, Almanya'daki Kızıl Ordu Grubu Geçici İrlanda Cumhuriyet Ordusu ve diğer bütün terörist grupları Sovyetler Birliği tarafından yönetilen terör stratejisinin bir parçasıydı.
En realidad todos los grupos terroristas, desde la OLP hasta el grupo Baader-Meinhof en Alemania, y el IRA Provisional, todos ellos eran parte de una estrategia coordinada de terror dirigida por la Unión Soviética.
Cezayir'de İslami Kurtuluş Cephesi yerel seçimlerde ezici bir zafer kazandı ve gelecek genel seçimi kazanmaya odaklandı.
En Argelia, el Frente de Salvación Islámica obtuvo victorias abrumadoras en las elecciones locales, y parecía seguro que ganaría las siguientes elecciones generales.
Onlar! Ulusal Kurtuluş Cephesi'ni icat edenler.
sino los creadores de la Alianza Nacional Libertadora.
Ulusal Kurtuluş Cephesi'yle birlikte.
con la Alianza Libertadora.
kurtuluş 23
kurtuluş ordusu 16
kurtuldum 42
kurtuldun 20
kurtulduk 149
kurtuldu 29
kurtul 19
kurtulacağız 21
kurtul ondan 72
kurtul onlardan 17
kurtuluş ordusu 16
kurtuldum 42
kurtuldun 20
kurtulduk 149
kurtuldu 29
kurtul 19
kurtulacağız 21
kurtul ondan 72
kurtul onlardan 17