Kız arkadaşın Çeviri İspanyolca
10,929 parallel translation
- Ama sence kız arkadaşını suç mahalline getirmek iyi bir fikir mi?
- Pero... ¿ Crees que es buena idea llevar una cita cuando combates el crimen?
- Kız arkadaşın öldürücü silahını hemen Kaplumbağa'ya çekince işler biraz sarpa sardı.
Sí, las cosas se fueron un poco de las manos después de que tu novia decidiera volverse "Arma Mortal" de la 1 a la 4 con Turtle.
Şey, ben işe dalmışım ve ve kız arkadaşın aradığında açıp ona...
Estoy... Hasta el tope de trabajo, y... Así que atiende el teléfono cuando llame tu novia
Hani Richard Chamberlain rahipti kız arkadaşını terk ediyordu.
Ya sabes, Richard Chamberlain, ¿ es un pastor, que se acuesta con su amiga? Es bastante buena.
Başka kızları nasıl tavlayacağını kız arkadaşının yanında mı konuşmak istiyorsun?
¿ Quieres hablar sobre coger a otras chicas delante de tu novia?
Erkek ol ve gidip kız arkadaşının konuşmasını sağla.
Sé un hombre y haz hablar a tu novia.
Tıpkı kız arkadaşının öldürüldüğünden hiç bahsetmemesi gibi.
Como nunca mencionó a su novia que asesinaron.
Sen kız arkadaşın üzerinden sorun yaratıyorsun.
- Tú eres quién está haciendo - No, no sabes
Annene ne söylemen konusunda kız arkadaşın sana
¿ Te... dio tu novia algún pequeño manual
Kız arkadaşının fotoğrafı mı?
¿ Fotografías de tu novia?
- Kız arkadaşın yok mu? - Hayır.
- ¿ No tienes novia?
Ben senin kız arkadaşınım.
Soy tu novia.
Eski kız arkadaşın gibi seni yere sereceğim.
Te hare caer como una ex novia.
Yepyeni iş ortağın ve yepyeni kız arkadaşın durup dururken birbirlerini öldürmüşler.
Su nuevo socio de negocios y su nueva amiga se abatieron uno al otro así como así.
Yeni kız arkadaşının atmadığını nereden biliyorsun?
¿ Y cómo sabes que no ha sido tu nueva novia?
Aslında buraya sizin ortaklarınızdan birisi hakkında konuşmaya geldim... Kız arkadaşınız varsa belki gelmek istersiniz?
Tal vez pueda traer a su novia alguna vez sí tiene una.
Baskın kız arkadaşın olan mı?
¿ Cómo en tu amiga la "dominatriz"?
Öğleden gece yarısına kadar burada olmam kötü olmuş. Kız arkadaşını benim öldürdüğümü düşünüyorsanız patronuma sorun.
Estuve aquí desde el mediodía hasta la medianoche... puede confirmarlo con mi jefe si usted piensa que yo asesiné a su novia.
Senin bir kız arkadaşın yok ki.
tu no tiene una novia.
30 kız arkadaşın var.
Tiene alrededor de 30.
Hepsi kız arkadaşın.
Son sus novias.
- Kız arkadaşın mı?
- ¿ Es tu novia?
- Kız arkadaşın mı?
¿ Es tu novia?
Yani, senin kız arkadaşınım öyle mi?
Así que "novia", ¿ no?
Demek bir kız arkadaşın varmış. Adı ne?
He oído que tienes nueva novia. ¿ Cómo se llama?
Kız arkadaşın olduğu için mi?
'¿ Porque tienes novia?
- Kız arkadaşın bebek bekliyormuş.
¿ Tu novia espera un bebé?
Kız arkadaşının Ronnie'yle olduğunu öğrenince nasıl hayal kırıklığına uğradığını görmedin mi?
¿ No viste lo decepcionado que estaba por saber que su novia estaba con Ronnie?
Senin kız arkadaşın da benim kardeşlerimi öldürdü.
Sí, y tu novia mató a mis hermanos.
- Bu kız arkadaşın falan mı? Hayır, sadece... sadece bir hastaydı.
No, solo era una paciente.
- Onun kız arkadaşına saldırdın.
Atacaste a su novia.
Alt devre oda arkadaşım Asa karabasanlar görürdü. Kız arkadaşı Becy'nin benim ranzanın alt katında onu hep silkelediğini hatırlıyorum. Bir gece uyandırmak için suratına sağlam bir yumruk atmıştı.
Mi compañero de cuarto Asa solía tener pesadillas, y recuerdo que su novia Becky siempre peleaba con él en la litera bajo la mía, y una noche tuvo que golpearlo en la cara para despertarlo.
Seni ve arkadaşını ayırdığımızda parça parça, yumuşak kırmızı bir ağaç gibi dağıldığınızda bir şansınız olduğu halde bizi durdurmak için neden bu kadar az çaba harcadığınızı muhtemelen göreceğiz.
Cuando destrocemos a ti y a tu amigo ventrículo a ventrículo y extendamos como un árbol rojo, tal vez sepamos por qué incluso cuando tuvieron la oportunidad, tantas personas hicieron tan poco por detenernos.
Arkadaş edinmek için birkaç kuralı kırmam gerekiyordu ve adamınız ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı.
Para hacer algunos amigos, tenía que romper algunas reglas, y estaba dispuesto a hacer lo que fuera necesario.
Oscar'ın kız arkadaşı.
La novia de Oscar.
Andy Kelly'nin kız arkadaşısın.
Tú eres la novia de Andy Kelly.
Kızını... Arkadaşımı onları bizden alacak tıpkı Ronnie'yi senden aldığı gibi.
Su hija, mi amigo, él va a quitárnoslos, como cuando te quitó a Ronnie.
Ama Iris, artık biz birlikte yaşıyoruz. Sen benim kız arkadaşımsın. Umarım bir gün daha fazlası da olursun.
Eres mi novia, y algún día, espero, serás algo más.
Demek bir kız arkadaşın var, o ne olacak?
Que dira tu chica Grody?
Kız arkadaşı deneyimi mi yaşayacaksın yoksa Albert?
¿ Vas a disfrutar un poco a lo "The Girlfriend Experience", Albert?
Ya da garip kızın kız arkadaşı. Ki bunun Rachel olması gayet mantıklı.
O la novia de la chica rara, lo cuál tendría sentido con Rachel.
Arkadaşınız kaybolduktan kısa süre sonra ölmüş.
Tu amiga murió poco después de desaparecer.
Tanık olarak da elimizde olan tek şey Egan'ın kız arkadaşı, Holly Weaver.
En cuanto a un testigo, todo lo que tenemos es la novia de Egan, Holly Weaver.
Sen kız arkadaşımsın, sen de öyle.
Eres mi chica, tu también.
Kardeşim ıslah evinde. Kız arkadaşım bana kızgın çünkü bir şeyler çevirdiğimi biliyor. Ve de aklını kaybetmek üzere olan bir doktorla çalışıyorum.
Mi hermana está en rehabilitación, mi novia está furiosa conmigo porque sospecha que me traigo algo entre manos y trabajo con un doctor que está perdiendo la cabeza.
Kız arkadaş bulmak için bu adama ihtiyacın yok. Biliyorsun, değil mi?
No necesitas la ayuda de ese tipo para conseguir novia. ¿ Lo sabes, no?
Aslında az önce Daniel'ın kız arkadaşı ile bu konuyu konuşuyordum.
De hecho, he estado hablando con la novia de Daniel sobre eso.
Amiral kızınız arkadaşını korumak isterken ölmüş.
Almirante... su hija murió tratando de proteger a su amiga.
Zombi kız arkadaş gibi vücudunun parçalarını yağmalamak istemiyorum, yeteri kadar korkunç geliyor zaten.
No quiero a devastar su cuerpo por partes como una novia zombie, tan rudo como suena.
Artık arkadaşımız olmadığını onlara söylersem sence ne olur?
¿ Qué cree que pase si les digo que ya no es un amigo?
Arkadaşım dışarıda... Küçük kızını kaybetti.
Mi amiga de ahí, ella perdió a su niña.