English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ K ] / Kızmadım

Kızmadım Çeviri İspanyolca

864 parallel translation
Sana kızmadım, ama...
Yo no estaba enfadado contigo pero...
Ani bir saldırı olduğu için gafil avlandım ama buna hazırlıklı olduğum için kızmadım.
Aunque estoy algo alterado por la emboscada sorpresa... estaba preparado para eso. Así que no me enojaré contigo.
Kızmadım.
No estoy enojado.
Sana kızmadım canım.
No estoy enfadado contigo.
Hiç kızmadım.
No estoy enfadada en absoluto.
Aslında kızmadım.
No estoy enfadada.
Joe o yerlinin kaçmasına kızmadım.
Mire, Joe no lamento que se haya ido ese indio.
Ona kızmadım.
No me enfadé con él.
- Yani kızmadın mı? - Hayır, kızmadım.
- ¿ Entonces no estás enfadada?
Kızmadım Pat.
No estoy enojado, Pat.
Hayır, kızmadım.
No. No estoy molesta.
Kızmadım.
No me enfado.
- tatlım, sana kızmadım.
- No estoy enojada.
Kızmadım, aklımı da oynatmadım.
No estoy loca.
Hayır, kızmadım.
Supongo que no.
Elbette kızmadım.
Claro que no te odio.
Hayır kızmadım tabii ki.
No, no me importa querida.
- Kızmadım.
- No estoy enfadado.
Duyduğumda kızmadım.
Cuando lo supe, no me enojé.
Kızmadım.
Por supuesto que no.
- Tabii ki kızmadım, tatlım.
- Por supuesto que no cariño.
Başta kızmadım desem yalan olur ama sonra haklı olabileceğini düşündüm.
Al principio, estaba triste, después pensé que tenías razón. Las mujeres no deberían estar en la sala de visitas.
Madem beni seviyorsun, kızmadım.
- No, porque me amas.
Sana hiç kızmadım ki zaten.
Nunca estuve enfadado contigo.
Kızmadım, acelem var.
No estoy ofendido, pero tengo prisa.
Kızmadın mı?
¿ No estás enojada?
Umarım kızmadınız.
Espero que no haya resentimientos.
Seni kahvaltıya çağırdım diye kızmadın değil mi?
No le importará que te haya invitado a desayunar.
Custer umarım gelmemize kızmadın.
Espero que perdone esta intromisión, Custer.
Söz veririm birine kızmadığım sürece.
Prometo no hacerlo. A menos que me enoje con alguien.
- Kızmadın mı?
- ¿ No está enojado?
- Kızmadım, hayal kırıklığına uğradım.
- Enfadado, no.
Üzgünüm tatlım. Bana kızmadın, değil mi?
- Lo siento. ¿ Estás enfadado?
- Kızmadın mı bana?
¿ No estás enfadada?
Bay Adare ve Leydi'nin onun yatak odasında yaptıklarını söylediğimde umarım çok kızmadınız bana.
Espero que no hiciese caso de que el Sr. Adare estuviese en la habitación de la señora.
Mahkemede söylediklerim için bana kızmadın mı?
¿ No está enfadada conmigo por lo que dije ante el tribunal?
Sana yaptığım şeyden sonra bana kızmadığını söyleme sakın.
No me diga que no está angustiado... después de lo que le hice.
Kızmadın mı?
¿ No te habrás enfadado?
Kızmadın mı?
¿ No estás enfadado? No.
- Kızmadın mı?
- ¿ No estás disgustado?
Buna kızmadın mı yani?
¿ Ni siquiera estás enfadado?
Kızmadım.
Yo no me enfado.
Kızmadım.
Pero no, no le quiero.
- Umarım kızmadınız.
- Espero que no esté enfadado.
- Baba, sen çok kızmadın bana değil mi? Hayır, hayır, tatlım.
- No estás enojado, ¿ verdad, papá?
- Umarım kızmadınız.
- Espero que no me guarde rencor.
Peder, Concetta'ya kızmadığımı söyleyin. Fakat bunları daha sonra konuşuruz. Bunun bir hayal olmadığından emin olduğumuz zaman.
Padre, le dirá a Concetta que no estoy molesto con ella pero que ya abordaré el tema cuando sea algo más que una fantasía.
- Kızmadın mı?
- ¿ No estás enfadado?
- Umarım kızmadınız. - Tam tersine.
- Espero no haberle ofendido.
Bize çok kızmadın umarım.
No creímos que fuera para tanto.
Stanley'yi getirmeme kızmadın umarım.
¿ Te importa que haya traído a Stanley?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]