Max Çeviri İspanyolca
20,387 parallel translation
- Max Kessler'sın, değil mi?
- Eres Max Kessler, ¿ no? - Sí.
Max, özür dilerim.
Max, lo siento.
- Ben gidip Max'i bulayım.
- Voy a buscar a Max.
MAX OLAĞANÜSTÜ GELİŞME GÖSTERDİ BENCE KANSERDEN KURTULACAK
GRAN PROGRESO CREO QUE SE CURARÁ
- Sus. - Sen hastasın Max!
¡ Estás enfermo, Max!
ÇOCUKLAR :
HIJOS : MAX JR.
MAX JR. YAŞ : 18 AYLIK
EDAD : 18 MESES
Max'in kanserine çareymiş.
Es una cura para el cáncer de Max.
Lütfen, söyleyeceklerim Max'le ilgili.
Es sobre Max. Creo que está en problemas.
Dr. Fishman kayıplara karıştı Max'in aramalarına cevap vermemeye başladı.
El Dr. Fishman desapareció, dejó de devolverle las llamadas a Max.
Sonunda bir gece Max kliniğe gitti.
Finalmente, una noche, Max condujo hasta la clínica.
Max'in tedavisine nasıl faydası dokunabilirdi ki?
¿ Eso iba a ayudar a Max a mejorarse?
Dr. Fishman öldüyse, Max de ölmüş sayılırdı.
Si el Dr. Fishman estaba muerto, Max estaba muerto.
Max'e hiç söylemedim ama bir keresinde Dr. Ron ve Butch'u muayene odasından çıkarken gördüm ve bir haltlar karıştırdıklarından emindim.
Nunca se lo dije a Max, pero una vez vi al Dr. Ron y a Butch saliendo de la sala de examen. Parecía como si los hubiera atrapado haciendo algo malo.
Hadi ama Max!
¡ Maldita sea, Max!
Hadi aç, Max.
Vamos. Max. ¡ Dios!
Max'i hiçbir yerde bulamadım.
No encuentro a Max.
Max'i bulacağım, tamam mı?
Encontraré a Max.
Max. Yas tutan bir kadının, tanımadığı iki ahmağı evine alıp şıllık gibi giyinip etrafta dolaşacağına hatta 1,57 boyunda olmasına ve balık hali gibi kokmasına rağmen içlerinden biriyle seks yapacağına gerçekten inandın mı?
¿ De veras creíste que una mujer de duelo dejaría entrar a dos bufones a su casa, daría vueltas vestida de Barbie y permitiría que uno se la tirara, aunque fuera bajito y oliera a pies?
Charlie, Max galiba Shecky'yi öldürdü!
Charlie, ¡ creo que Max mató a Shecky!
Max onu bulmadan doğru kişilere ulaştırmalıyız.
Debe estar en buenas manos antes de que Max la encuentre.
Max'in Shecky'ye yaptığına inanamıyorum.
No puedo creer que Max matara a Shecky.
Max'i tanıyorum, masum bir adamı asla öldürmez!
¡ Conozco a Max, y sé que nunca mataría a un tipo inocente!
Max, hazır ol, kız kardeşim geliyor.
Max, prepárate, ahí viene mi hermana.
Peki ya Max'le durumunu sen ne zaman söylemeyi düşünüyorsun?
¿ Cuándo planeas decirles sobre tú y Max?
Ben Max. Ben... - Gabi'nin arkadaşıyım.
Soy Max, la compañera de Gabi.
Bu, en yakın arkadaşı Max.
Es su compañera de andanzas, Max.
Max benim arkadaşım.
Max es mi compañera.
Hoşça kal Max.
Adiós, Max.
- Sakin ol, Max ve Charlie ile birlikte.
Relájate, está con Max y Charlie.
Max Solomons!
- Avalista, Max Solomons.
Max?
Max.
Max?
¿ Max?
Max Solomons kesiciymiş, kim o?
El tallista de Max Solomons. - ¿ Quién es?
Max Jardine'in eski bir arkadaşıyım.
Soy un viejo amigo de Max Jardine.
Max ile birbirimizi çok eskiden beri tanırız.
Max y yo nos conocimos por mucho tiempo.
Max bu keki çok severdi. Ben de düşündüm ki...
A Max le encantaba este pastel, así que pensé...
Evet, Max büyükbabasıydı. Ve babası da Brian Jardine.
Sí, Max era su abuelo, y su padre es Brian Jardine.
Max, dükkanımın mahalleye bir cazibe kattığını düşünürdü. Ve bunun bir parçası olduğu için de gururluydu.
Max pensaba que mi tienda le daba glamour a este barrio, y estaba orgulloso de tener relación con eso.
Evet fark ettim. Max da fark etmişti.
Sí, lo noté y Max también.
Burada da ben, Tony ve Max St. Anthony Festivali sırasında.
Esta soy yo, Tony y Max en la feria de Saint Anthony.
- Dinle beni. Büyükbaban Max bu evi sadece üçümüze bırakmadı.
Escucha, el abuelo Max no nos dejó esta casa solamente a nosotros tres.
Max nasıl?
¿ Cómo está Max?
- Nere... Max nerede?
- ¿ Dónde está Max?
- Max yok.
- Max no está.
- Babanıza hoş geldin demek yok mu?
¿ No le dan la bienvenida al viejo? ¡ Max!
- Max.
Max.
- O iki mühür birbirine benzemiyor ki Max.
Esas runas no se parecen, Max.
- Max, odana gidip Gri Kitap'ı aç ve Söndürme mührünü ara.
Max, ve a tu habitación, abre el Libro Gris y busca la runa para extinguir.
Max?
¡ Max!
- Max! - Baba!
¡ Papi!