Ne bekliyordun Çeviri İspanyolca
1,499 parallel translation
Ne bekliyordun?
¿ Qué esperaba?
Ne bekliyordun?
- ¿ Qué esperabas?
Sen ne bekliyordun?
¿ Qué esperabas conseguir?
- Ne bekliyordun?
- ¿ Que esperabas?
Ne bekliyordun?
¡ Qué esperabas?
Ne bekliyordun... Mary Poppins'in at arabasını çekmesini mi?
¿ Qué esperas, Mary Poppins sobre un coche de caballos?
- Ne bekliyordun ki?
- ¿ Qué esperabas?
- Duydum. Ne bekliyordun ki?
- Me enteré. ¿ Qué esperabas?
Ne bekliyordun?
¿ Y qué esperabas? .
- Oh, sen ne bekliyordun, Lindsey, babanın ayakları hiç yere basmadı ki.
Y qué esperabas, Lindsey, él siempre estaba volando.
Ne bekliyordun?
¿ Qué esperas?
Ne bekliyordun? Tekneyi çaldım.
Me asusté. ¿ Qué iba a hacer?
Sen iblisler ile ilgileniyor, Ne bekliyordun ki?
Trata con demonios, ¿ qué esperaba?
- Yollar yeteri kadar geniş değilmiş anlaşılan. - Buraya gelirken ne bekliyordun?
Los carriles no son lo suficientemente anchos, después de todo. ¿ Qué esperabas al venir aquí?
Bette, ne bekliyordun?
Bette, ¿ qué esperabas?
Ne bekliyordun ki?
¿ Qué?
Ne bekliyordun ki? Sonrakini ver.
Él estaba siwendo congelado mientras las decía.
Ne bekliyordun?
¿ Qué te parece?
Yirmi yıllık geçmişi canlandırıyoruz Gibbs, ne bekliyordun?
Estamos recreando una historia de 12 años. - ¿ Qué esperaba?
Ne bekliyordun ki.
Como si no lo esperaras.
Ne bekliyordun ki?
¿ Qué es lo que esperas?
Ne bekliyordun Sandy?
¿ Qué te esperabas, Sandy?
Ne bekliyordun, sadaka mı?
¿ Qué esperabas, caridad?
Ne bekliyordun? Dürüst policía mı?
¿ Esperas que la policía sea honesta?
Ne bekliyordun ki? 11 yaşımdaydım.
¡ Que quieres, tenia 11 años!
Ne bekliyordun adamım? O Şeytanın oğlu.
Y qué esperabas, es el hijo del diablo
Müthiş gidiyorsun. Hadi, bebeğim. Ne bekliyordun ki?
Te estás desenvolviendo muy bien
Tanrı'm, kimseye güvenilmeyecek mi? Ne bekliyordun?
¿ Qué esperabas?
Aptal! Ne bekliyordun?
¿ Qué demonios pensaste?
Ne bekliyordun ki?
¿ Qué esperabas?
Ne? Başka birini mi bekliyordun?
¿ Qué, esperabas a alguien más?
Haydi ama dostum ne yapmamı bekliyordun?
¿ Qué querías que hiciera?
Sen ne bekliyordun?
Por cierto... qué esperabas?
Peki ne yapmamı bekliyordun? Ne olduğunu gördün.
- ¿ Y qué querías que hiciera?
Ne bekliyordun?
¿ Qué esperabas?
Peki... beni bir saatten fazla süredir bekliyordun... hala daha bunların ne olduğunu bana sormadın.
Entonces... Tú ya estabas esperando por mí... y todavía no has preguntado de lo que se trata.
Ne yapmamı bekliyordun?
¿ Y qué pensaste que haría?
Ne yapmamı bekliyordun?
El que usted quiere?
Nick, bütün ailesi gözleri önünde öldürülmüş. Ne olmasını bekliyordun?
Mató a toda la familia enfrente de sus ojos, ¿ qué esperas?
Ne söylemesini bekliyordun ki.
¿ Qué esperabas que diga?
Ne yapmamı bekliyordun?
¿ Qué se supone que debía hacer?
Paul, ben ona göre ast konumundayım. Benden tam olarak ne yapmamı bekliyordun?
Soy un socio relativamente menor, ¿ qué esperas que haga?
Ne yapmamı bekliyordun?
- ¿ Qué se supone que tengo que hacer?
Ne bekliyordun ki?
¿ Qué esperaban?
Mary, tam olarak ne olmasını bekliyordun.
María, ¿ qué es exactamente se espera que suceda?
Ne söylememi bekliyordun?
¿ Qué quieres que diga?
Elbette. Başka ne yapmalarını bekliyordun ki?
Por supuesto. ¿ Qué iban a hacer si no?
Sen ne bekliyordun ki?
¿ Te acostaste con él? ¿ Y qué esperabas?
Ne dememi bekliyordun?
- ¿ Qué esperabas que dijera?
Ne olmasını bekliyordun ki?
¿ Qué esperas?
Sana daha ne kadar yazmasını bekliyordun?
¿ Cuánto tiempo pensabas que escribiría?