Rüzgar gibi geçti Çeviri İspanyolca
103 parallel translation
Bana, "Sousè,'Rüzgar Gibi Geçti" filminden bile daha güzel " dediler.
Ellos me dicen, "Sousè, es mejor que'Lo que el viento se llevó'."
Ben Selznick'i bile "Rüzgar Gibi Geçti'yi" çekmekten vazgeçirmeye çalışan kişiyim.
Le dije a Selznick que no hiciera Gone with the Wind.
Şan hocam rüzgar gibi geçti.
Mi maestro de vocalización ha volado.
Kim bilir? Rüzgar gibi geçti.
Lo que el viento se llevó.
Bob da Rüzgar Gibi Geçti'yi çektiğini zannediyor.
Bob se cree que está dirigiendo "Lo que el viento se llevó".
Örneğin, "Rüzgar Gibi Geçti" yi izlediğinde ağlaman.
Que lloraste viendo "Lo que el viento se llevó".
80 franka ondan "Rüzgar Gibi Geçti" yi alabilirsiniz.
- Como sombras chinescas. - Parecéis sombras chinescas.
Rüzgar Gibi Geçti.
Lo que el viento se llevó.
Johnny, nereden bildin benim hep Rüzgar Gibi Geçti'yi istediğimi?
¿ Cómo supiste que siempre quise leerlo?
Rüzgar Gibi Geçti'yi istiyor galiba, ona okuyabilmem için.
Creo que quiere Lo que el viento se llevó... para que yo se lo pueda leer.
Rüzgar gibi geçti...
Pasó como si yo no existiera.
Magazin dergisi Eros'un ifadesiyle. "Yetişkin Filmlerinin Rüzgar Gibi Geçti'si."
La revista "Eros" dice : "Es'Lo Que el Viento se Llevó'del cine para adultos".
İşte o "Rüzgar Gibi Geçti"'ydi.
Eso fue Lo que el viento se llevó.
'Rüzgar Gibi Geçti'deki Ashley gibi.
¡ Es como Ashley en "Lo que el viento se llevó"!
Arkadaşım Jason, parasal özgürlüğün tadını alınca meşhur sözdeki gibi, rüzgar gibi geçti.
Mi amigo Jason saboreó la independencia tinanciera... y desapareció con el viento proverbial.
"Rüzgar Gibi Geçti" Dosyası.
Del archivo "Lo que el viento se llevó" :
Belki de "Rüzgar Gibi Geçti" de sana bayılmıştır.
Te va a decir que saliste en "Lo que el viento se llevó".
- "Rüzgar Gibi Geçti" yi izledin mi?
- ¿ Has visto "Lo que el viento se llevó"?
Şansını denemek isteyenler "Rüzgar Gibi Geçti" nin bu iki repliğini ezberlesin.
Y quien quiera probar suerte, que memorice estos diálogos de "Lo que el viento se llevó".
Ön profil. "Rüzgar Gibi Geçti."
Perfil "centro". ¡ Ahora!
- Evet, son 6km rüzgar gibi geçti.
- Oh, sí... Los últimos 6.5 km pasaron volando...
Fantastik bir yer. Rüzgar Gibi Geçti etkisinde, baş döndürücü.
Es como Lo Que el Viento se Llevó con mescalina.
ben "rüzgar gibi geçti" yi severim.
Me gusta "Lo que el viento se llevó".
Charlotte'ın kesilmemiş halini gördüğü tek şey Rüzgar Gibi Geçti'nin orijinal haliydi.
La única versión sin cortes que había visto de algo fue la original de "Lo que el viento se llevó".
"Rüzgar gibi geçti" MGM - 1939
No sé sí todavía podía hacer eso, pero...
- Jenerikte adım yapımcı olarak geçecek. Sen sadece yönetmen olarak geçeceksin. Fleming'in Rüzgar Gibi Geçti'de yaptığı gibi.
Usted será el director de nombre nada más al igual que Flemming en "Lo que el Viento se Llevó".
- Ve "Rüzgar gibi geçti"'yi 1939 yılında Victor Fleming yönetmişti.
"se fue con el viento." 1939, dirigida por Victor Fleming.
Bütün o Rüzgar Gibi Geçti havasında yükselen müzikle ve yükselen... müzikle.
Todo a Lo Que el Viento se Llevó, con la música en creciendo, y la música.... en creciendo.
"Rüzgar gibi geçti" filmini çok önce izledim, ama hala 3,5 saat olduğunu biliyorum.
También hace mucho que no he visto "Lo que el Viento se llevó" pero todavía sé que dura tres horas y media.
Rüzgar Gibi Geçti'nin Atalanta'daki galasından kalma.
Eso fue en Atlanta para el estreno de Lo que el viento se llevó.
Rüzgar gibi geçti.
Lo que el Viento se Llevó.
Bu insanların üç katlı evleri var. "Rüzgar gibi geçti" de gördüğümüz her şeye sahipler.
Esa gente tiene una casa de tres plantas... con un porche como el de "Lo que el Viento se Llevó".
"Rüzgar Gibi Geçti" ydi.
Fue con "Lo que el viento se llevó".
"Rüzgar Gibi Geçti" filmini çekerken öldüm.
Morí en la filmación de "Lo que el viento se llevó".
"Rüzgar Gibi Geçti" filmini çekerken öldüm.
Fallecí durante el rodaje de "Lo que el viento se llevó".
Rüzgar Gibi Geçti tabaklarından ısmarlamıştım.
Ordené platos de Lo Que El Viento Se Llevó.
Büyük kıvrılan bir merdiveni var, tıpkı'Rüzgar Gibi Geçti'deki gibi.
La escalera es como la de Gone with the Wind.
Flak Jacket rüzgar gibi geçti. Sober Jones, üçüncü.
Flak Jacket levanta el viento de Sober Jones, en tercer...
- Elbette var. - Rüzgar Gibi Geçti'ye ne dersin? - Konusu nedir?
Me pides una sugerencia, que tal "lo que el viento se llevo"
- Umarım Rüzgar Gibi Geçti hoşuna gitmiştir.
- Y cerca está el Sr. Alter. - Sra. Gloria, un placer conocerla.
"Rüzgar Gibi Geçti" mesela! Ben Clark Gable, sen de Bruce Lee.
Como "Lo que el viento se llevó!" Yo de Clark Gable y tú de Bruce Lee.
- Rüzgar gibi geçti.
- Muévanse! Esto es lo máximo que se puede.
Onlar benim.Bana aitler.Silah kontrol filimlerinden Rüzgar Gibi Geçti'ye benziyor.
- Era de ellos, les pertenecía. Es como la película "Lo que el viento se llevó" de control de armas.
Aynen Rüzgar Gibi Geçti'deki gibi.
Es Lo que el viento se llevó.
- Clark Gable ve Vivien Leigh, Rüzgar Gibi Geçti.
Clark Gable y Vivien Leigh en Lo que el viento se llevó.
Hayır, "Rüzgar Gibi Geçti" için ben seçilmedim ama...
No, no fui a la audición de Lo que el viento se llevó, pero...
İlk filmin gelmiş geçmiş en iyi film olan "Rüzgar gibi Geçti" ydi demek?
¿ Ese primer papel fue en Lo que el viento se llevó...
George "Rüzgar Gibi Geçti" de oynamış, Eddie.
- George actuó en Lo que el viento se llevó.
- Rüzgar gibi geçti.
- He notado una ligera brisa.
- O rüzgar gibi geçti.
- Se la ha llevado el viento
Onun "Rüzgar Gibi Geçti" siydi.
Era su Lo que el viento se llevó.