Sizde Çeviri İspanyolca
6,886 parallel translation
- O halde sizde gelin! - Olmaz anne.
- Bueno, ven conmigo, entonces!
Tabii ki sizde işinizi yapmalısınız.
Claro que debe mostrar resultados.
- Sizde denizdeki çöpleri!
- ¡ Caca de anchoa!
Tamam, telefon numaram sizde var.
De acuerdo, bueno, tienes mi móvil.
Son kez sizde kaldım.
Esta es la última vez que me quedo a dormir en tu casa.
- Not hâlâ sizde mi?
¿ Aún tiene la nota?
Sıra sizde, sıra sizde.
Su turno. Su turno.
Bayan De Beauford sizde bizi Sarah Newlin'a yönlendirebilecek herhangi bir bilgi var mı?
Srta. De Beauford, ¿ tiene usted alguna información que nos pueda conducir al paradero de Sarah Newlin?
Şerif, sizde kuzeydekini alın.
Sheriffs, os dirigís al norte.
Aslında telefonumu sizde unutmadım, değil mi?
Así que en verdad no se me quedó el celular en tu casa, ¿ verdad?
Sanırım fidye istemek sizde bir gelenek haline gelmiş.
Me atrevería a decir que esas demandas al azar se están convirtiendo en una tradición para ti.
- Ne kadardır sizde çalışıyor?
¿ Cuánto hace que trabaja para usted?
Sizde numarası var mı?
¿ Tienes su número?
- Sizde olduğunu düşünmüyorum.
la cuál imagino que no tienes.
Bir çok başvuru noktası olan Sonsuz Ufuklar Enstitüsünün merkezlerinden birini ziyaret edip ilk adımı atarak, artık sizde gerçekte nasıl bir insan olmak istiyorsanız ona dönüşebilirsiniz.
Visita alguno de los muchos centros del Instituto de Horizontes Eternos... y da el primer paso hacia la persona... que realmente quieres ser.
O zaman eminim sizde ki belgeleri inceleyip kayıtlarda Miles Madsen adında biri var mı diye kontrol etmemize aldırış etmezsiniz.
No le molestará que revisemos sus archivos y lo que tenga de Miles Madsen.
Tesekkürler, sizde dikkatli olun.
Gracias. Ten cuidado, también.
Çocuğun sizde olduğunu düşünüyor.
Ella cree que usted tiene a la niña.
Sizde bir gelişme var mı Bayan Shaw? Eve gitmek için saat 7'deki trene biniyor.
¿ Algún nuevo progreso por su lado, Srta. Shaw?
Affedersiniz! Hey, sıra sizde değil!
No es tu turno.
Sizde hepsi var.
Ustedes hacen los dos.
Klaus, ak meşe kazığının sizde olduğunu düşünüyor.
Klaus cree que ustedes tienes la estaca de roble blanco.
Bunun bir önemi yok. Sizde olduğunu düşündüğüne göre kazığın yerini o da bilmiyor.
Eso no importa porque si creen que la tienen significa que no saben donde está.
Ama halkın binlerce yıl boyunca bundan bin kat beter durumları bile atlattı sizde bir şey var.
Lo siento. Pero tu gente ha sobrevivido miles de años y en peores situaciones tengo algo para ti.
Umudu kaybetmemenin bir yolu var sizde.
Algo para mantener viva la esperanza.
Evet, demek istediğim, eğer onun çizdiği herhangi bir şey sizde ise, ona iyi bakın, çünkü ilerde çok değerlene...
Sí, quiero decir, si tienes cualquier cosa que él haya dibujado, guárdalo, porque subirá al cielo y...
Ha? İddaaya varım sizde yoktur.
Apuesto a que no tienen eso.
Pekala, şimdi sıra sizde.
Ahora ustedes.
İleride sizde de olur.
Seguramente ya llegaréis a eso.
Umarım bu işi hemen çözeriz de, sizde okumayı bitirirsiniz.
¿ Saben? Espero que resolvamos esto pronto para que puedan terminar de leer.
Sizde de böyle oldu, bu kadar.
Y a ti también te ha pasado, eso es todo.
Peki sizde anneme söylemeyeceksiniz.
Si promete que no le dirá a mi madre.
Sizde, Denver'da bayan itfaiyeciler var mı Bloom?
¿ Tenéis mujeres bombero en Denver, Bloom?
Yerli özel yapım biralardan var mı hiç sizde?
¿ Tienes alguna cerveza artesanal local?
Bay Woodhull, ilk kanı akıtma fırsatı sizde.
Sr. Woodhull, usted tendrá la oportunidad de disparar primero.
Bay Mineri, Vince Bianchi'nin ölümü kayıtlara cinayet olarak geçtiğinden bütün eski düşmanlarıyla yeniden görüşüyoruz, bu listede sizde varsınız.
Sr. Maneri, ahora que la muerte de Vince Bianchi es oficialmente homicidio... estamos interrogando a todos sus enemigos, incluyéndolo a Ud.
- Sizde bu odanın anahtarı var mı?
¿ Tiene la llave de esta habitación? Sí.
Kızlarla benim bir süre gelip sizde kalmamız gerekiyor.
Las niñas y yo necesitamos ir y quedarnos allá por un tiempo.
Anahtarlar sizde anladığım kadarıyla.
Tiene las llaves, imagino.
Sizde fazladan kondom yoktur, değil mi?
No tendrás un condón extra, ¿ o sí?
- Sizde oldugunu saniyordum.
Pensaba que estaba contigo.
$ 120,000. Sıra sizde.
120.000 dólares para usted.
Çektiğime göre, benim dikkatimi çekme sırası sizde.
Y ahora que la tengo, creo que es el momento de que consiga la mía.
Sorun bendeydi, sizde değil.
Era mi problema, no el de ustedes.
- Yüzük sizde mi?
¿ Tienes el anillo?
Yüzük sizde mi?
¿ Tienes el anillo?
Hey, sizde içinde krema olan sıcak çikolatalardan var mı?
¿ Tenéis algo de ese chocolate caliente con pequeños malvaviscos?
Sıra artık sizde Burt.
Os toca a ti y a Virginia, Burt.
Dr. Nolan'ın numarası var mı sizde?
¿ Tiene la información de contacto del Dr. Nolan?
Bu noktada top sizde Doktor Edison.
Todos los niveles están según el protocolo estándar, así que en este punto, la pelota está en su cancha, Dr. Edison.
- Şimdi iyilik yapma sırası sizde mi?
- ¿ Ahora le debe un favor?