Ters Çeviri İspanyolca
11,166 parallel translation
Artık özgürüm ve dünya yeniden ters yüz olmakta.
Ahora soy libre. Y el mundo se da vuelta otra vez.
Dünya ters yüz olduğunda o yoluna koyar.
Si el mundo se da vuelta, ella lo endereza.
Bir şeyler ters giderse diye bu kaydı oluşturuyoruz.
Estamos haciendo esto en caso que algo salga mal.
Ters giden çok şey olabilir.
Demasiadas cosas podrían salir mal.
... ne desek bilemiyoruz. Bu bir uzaylı saldırısı mıydı yoksa ters giden bir deney mi?
No sabemos cómo considerar que esto fue un ataque alienígena calculado o un experimento que salió mal.
Maalesef bizi ters bir zamanda yakaladınız.
Pero temo que nos tomó en un mal día.
Ayrıca, Sen bir hırsızsın. Bu senin uzmanlık alanın. İşler ters giderse,
Si algo sale mal, yo sólo estoy perdiendo un dolor en el culo, no alguien que realmente me importa.
Görünüşe göre kızın talihi az biraz ters gitmiş.
Por lo visto lleva una temporada en el dique seco.
Ama o zaman ters köşe yapan sürprizli sonların tadını çıkaramazsın.
Sí, pero luego se olvida de todo la gran sorpresa terminaciones reviradas.
Güneş ufkun altında uyurken, dünya ters yüz oluyor.
El sol duerme bajo el cielo y el mundo se da vuelta.
Artık özgürüm ve dünya yeniden ters yüz olmakta.
Ahora soy libre y el mundo se da vuelta otra vez.
Zaman elimizin altında ise zamanın kumlarını ters yöne akıtabilir miyiz?
Si todo el tiempo está allí afuera, ¿ podemos hacer que las arenas del tiempo fuyan al revés?
Düz olan yol bizim bildiğimiz boyutları temsil ediyor aracın ters döndüğü yer ise bir başka boyut.
La línea plana simboliza nuestras tres dimensiones familiares, y el rizo representa a una dimensión extra.
Söylemem gerek bu çok ters geliyor.
Debo decirte... que esto me parece mal.
Birşeylerin ters gittiğini hissetmeliydim.
Debí percibir que algo estaba mal.
Ters giden bir şeyler var.
Algo no está bien.
Hadi bakalım Garcia, ya belge izine ters yönden bakarsak?
Venga García, ¿ y si miramos el rastro en papel desde la perspectiva contraria?
Bileklerimizi ters kenetlersek dügümü yirtabiliriz.
Si tensamos los codos, podemos hacer palanca para romper las tiras.
Geldiğin kapıdan geri dönüp acele etmen gerek. Binanın ters tarafındasın.
Estás completamente al lado opuesto del edificio.
- Virüse ters mühendislik yapıyorum.
- Tratando de revertir el malware.
Bu kamyonun sahibi çocuğun... işleri ters gitmiş ve acil nakite ihtiyacı var.
El chico propietario está pasando por problemas y necesita efectivo rápido.
Güneş battığında dünya ters yüz olur.
Cuando el sol cae, el mundo se da vuelta.
Sadakatiniz ters değil mi?
¿ No son contradictorias tus lealtades?
Seraf Tarikatı tehlikeli ve inanca ters düşen öğretileri yayar ve korur.
La Orden de los Serafines portan y protegen evangelios muy peligrosos y heréticos.
İşler ters giderse buradan çıkmak için tek biletim olacaktı.
Iba a ser mi boleto de salida en caso de que las cosas se pusieran muy mal.
Ters yöne gittik.
Fuimos por el camino equivocado.
Para harcamak istemiyorum. Ters bir şey mi var?
No quería gastar el dinero. ¿ Pasa algo?
Güneş ufkun altında uyurken dünya ters yüz oluyor.
El sol duerme bajo el cielo y el mundo se da vuelta.
Çünkü istediğini elde ederse, dünya ters yüz olmayacak, yok olacak.
Porque, si se sale con la suya el mundo no se dará vuelta, vaquero. Desaparecerá.
Ters çevirince benzer duruyorlar değil mi?
Y si le dan la vuelta, son parecidos, ¿ no?
Birşeylerin ters gittiğini hissetmeliydim.
Debería haber sentido que algo iba mal.
Çok mutlu görünüyordun ya da bu sabah hiçbir şeyin ters gidemeyeceğine dair sarsılmaz bir inançla Martin'e evet dediğinde çok mutlu görünüyordun.
"Te veías tan feliz..." O, "te veías tan feliz esa mañana... cuando le dijiste sí a Martin." "Esa creencia inquebrantable de que nada puede ir mal."
Gece ölen sanatçı vakasında ters bir şey varmış.
El artista, que murió en la noche, hay algo que está mal.
Asil Judi Dench ile ters düştüğüm kızgın bir sesli mesajım var.
¡ ¿ Cómo te atreves? ! ¡ Tengo un mensaje de voz de la Dama
Birlikte kart oynuyoruz sonra Harvey seni görmeye geliyor sonra bir bakmışım bana ters ters bakışlar atıp buraya çıkıyorsun.
Me refiero a que estábamos jugando cartas, Harvey viene a verte y de lo próximo que me doy cuenta es que me estás echando una mirada a matar, y sales aquí.
Çünkü ilk olarak, işler ters giderse geçidi açık tutabilirim. Ve ikinci olarak, ben senin ortağınım.
Porque, "A", puedo mantener el portal abierto si algo malo pasa, y, "B", porque soy tu compañera.
İşler ters giderse arkanızda olduğumu biliyorsunuz, değil mi?
Si todo sale mal, sabes que puedes contar conmigo.
Ve eğer Andy'yle ilgili ters giden bir şey olursa, önce...
Cierto. Y si le pasa algo a Andy, llamas...
Ödümü kopardın. Az kalsın ters durumda yakalanacaktım.
Me has dado un susto de muerte, y estoy casi indecente.
Ters mühendislikte yapabileceğim her şeyi yaptım. Reaksiyonu bastırmak için Doktor Wells'in kullandığı dengeleyiciyi kullandım. Ama enerji kaynağı olarak ne kullandığını bilmiyorum.
Mira, hice lo que pude para rediseñar el estabilizador original del Doctor Wells para calmar la reacción, pero no sé qué usó como fuente de energía.
Bazen ters dönerler ve ilk olarak ayakları çıkar değil mi?
A veces salen del revés, con los pies por delante, ¿ cierto?
Sence bu durumun ters bir etkisi de olabilir mi?
¿ Cree que podría haber, como dicen, una ventaja en esto?
Bu adada ters bir şeyler olacak gizemli bir şeyler, korkunç bir şeyler...
Habrá algo malo con esta isla. Algo misterioso. Algo terrible.
Ters bir hareket yaparsan adamlarım senin, Gece Hiddeti'nin ve çocuğun işini bitirecek.
Si haces algo, mis hombres se encargarán de ti, de la Furia Nocturna y del chico.
Eğer gerçekten onda bir şeylerin ters gittiğini düşünüyorsan kendini incitmemesi için onu bir kafese kapat. Sonra sabah nasıl olduğuna bir bakarız.
Si crees que le pasa algo, enciérralo esta noche para que no se lastime y veremos cómo está en la mañana.
Arkadaşlık sitesindeki profiliniz "tutkulu ayı aşk arıyor" olunca birçok ters geri dönüş alabiliyorsunuz.
Cuando tu perfil de internet dice "oso apasionado buscando amor", obtienes muchas contestaciones equivocadas.
Aslında "ters" değil, sadece benim için ters.
No "equivocadas". Solo equivocadas para mí.
Bir Volkswagen'i ters çevirmiştin.
Has volcado un Volkswagen.
- Ters köşe.
Inteligente.
Dün gece, ters bir davranışım oldu mu?
- Eh eh, ayer por la noche, no lo hicimos?
Beni biliyorsunuz. "Ters zürafa" yım ben.
Ya me conocéis, soy la jirafa del revés.