English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uzaklas

Uzaklas Çeviri İspanyolca

7,218 parallel translation
Asıl bakman gerekenden uzaklaşırsın.
Puede desviar tu atención de lo que realmente está pasando
Bütün o "sen burada çalışmıyorsun artık" saçmalığı pencereden dışarı çıkıyor, ve kumsalda gittikçe uzaklaşıyor.
Todo el tema de "ya no trabajas aquí" se va a ir por la ventana, y la playa... se está alejando mucho.
Nereye gittiğimi bilmiyorum, uzaklaşıyorum.
" No estoy segura de a dónde voy, solo lejos.
O kapıdan uzaklaşın.
Apártese de esa puerta.
Benimle gel, o yoldan uzaklaş yüce Tanrı adına.
¡ Ven conmigo, lejos de ese camino, en la gloria del nombre de Dios!
Bir iyilik yapın ve derhal Justin'den uzaklaşın.
Quiero que todos aquí me hagan un favor y dramáticamente se alejen de Justin.
Şimdi uzaklaş.
Ahora vete.
Uzaklaşın!
¡ Aléjense de mí!
Burdan uzaklaşırmısın?
¿ Podrías irte?
Silahını bırakıp, arkanı dönüp güvenli mesafeye uzaklaşıncaya kadar... Vic hakkında bildiğim hiçbir şeyi söylemeyeceğim.
No voy a decirte nada sobre Vic hasta que bajes tu arma y te des la vuelta.
Baba uzaklaş.
Papá, vete.
Arabadan uzaklaş.
¡ Aléjese del auto!
Asla açıklamadı. Ama sen kızınla uzaklaşırken kızının ne kadar şanslı olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum. Çünkü babam onun babasının kahraman olduğunu düşünüyordu.
Nunca me lo explicó, pero recuerdo haber pensado, mientras te veía marchar con tu hija, la suerte que tenías de que mi propio padre, pensara que eras un héroe.
Nicholas, lütfen suçlunun yanından uzaklaş.
Nicholas, por favor, aléjate de la delincuente.
Gloria'yı partiden uzaklaşırken takip ettin.
Seguiste a Gloria fuera de la fiesta.
Kızılderili savaşçılar, savaşta büyük şeref elde etmenin... düşmanını öldürerek olmayacağına inanır, ama canlı bir düşmana dokunabilecek kadar yaklaşır ve dokunup... hikayesini anlatmak için oradan uzaklaşır.
Guerreros indios creen que la mayor gloria en la batalla no viene de matar a su enemigo, sino de acercarse lo suficiente para tocar un enemigo viviente y escapar para contar el cuento.
- Doktor, kapıdan uzaklaşın.
- Doctor, apártese de la puerta.
Uzaklaş!
¡ Atrás!
Onun uzaklaşıp gittiğini hissedebiliyorum ve bu beni korkutuyor.
Puedo sentir que se aleja, y me da miedo.
Dün gece seni reddettim ve şimdi benden uzaklaşıyorsun.
y ayer por la noche te rechacé, y ahora te estas alejando.
Altından uzaklaşın bayanlar, ve biz de sizi incitmeyelim.
Aléjense del oro, señoritas, y no saldrán lastimadas.
Uzaklaş, uzaklaş.
Aléjese.
Onlardan bir an önce uzaklaş.
Solo huyan de ellos.
Sadece uzaklaş.
simplemente sigue adelante.
- Sakin ol. Olabildiğince sakin ol ve hemen uzaklaş ondan.
- Actúa normal... tan normal como puedas ser y aléjate de ella ahora mismo.
İnsanlar büyür ve uzaklaşır, olaylar değişir.
Las personas crecen y se mudan y las cosas cambian.
Uzaklaş Jim.
Ve, Jim.
- Ama senin yüzünden yaşamayacaklar. - Çünkü vazgeçip, uzaklaşıyorsun.
Y tampoco vivirán debido a ti, porque sólo te estás rindiendo y escapando.
Uzaklaş!
- ¡ Aléjense!
Uzaklaşın!
¡ Retrocedan!
Kai, oradan uzaklaş!
¡ Kai, sal de ahí!
Senatonun istediği şey de tam olarak insanların kendi dertlerinden uzaklaşıp bizim düğünümüze odaklanmaları.
Sí, justo lo que quiere el senado para que la gente se olvide de sus propios problemas, una gran boda antigua.
Burada kaybettiğimiz her dakika, suçlular daha da uzaklaşıyorlar.
Cada minutos que perdemos, ellos llegan más lejos.
Uh-uh. Uzaklaş!
¡ Váyanse!
Cal'in karavanından uzaklaş!
¡ Aléjate de la caravana de Cal!
Uzaklaş biraz.
Vete un tiempo...
Paketi alıp buradan uzaklaşın.
Diríjase al Nathan James son ese paquete.
Buradan uzaklaşın dedi.
"Cabalguen hacia el ocaso" es lo que él dijo.
Tamam lan, uzaklaş oradan.
De acuerdo, te sacaremos de ahí.
Affedersiniz, biraz uzaklaşır mısınız?
- ¿ Le importaría moverse un poco más allá?
Bıçağımı çıkarırım, boynunda bir yarık açarım, sonra da uzaklaşırım.
Podría sacar mi cuchillo, hacer una incisión en su cuello, e irme.
Tamam. Yargılama alanından uzaklaş ve bu koca kuş havuzundan birkaç iç çamaşırı tutmaya çalış.
Vale, aléjate de la zona de juicio y pesca algo de ropa interior de este bebedero para pájaros gigante.
Bazense bir parça uzaklaşır.
a veces, un poco más lejos.
Bazen Satürn'e yaklaşıyorlar bazen uzaklaşıyorlar.
A veces más cerca de Saturno ya veces más lejos.
Bankadan uzaklaşın!
¡ Aléjense del banco!
Çalıntı araçtan uzaklaşın bayım!
¡ Aléjese del vehículo robado, señor!
Kaza yerinden uzaklaşıyor.
Ahí está, alejándose del accidente.
Herkesin masasından uzaklaşıp ellerini arkasına koymasını istiyorum.
Necesito que cada uno se aleje de su escritorio y ponga sus manos detrás de su espalda.
Ağrı geçiyor, uzaklaşıyorsun ufukta bir vapur dumanı gibi.
Ya no hay dolor, te estás alejando Un barco distante humea en el horizonte
Masadan uzaklaş.
Volver lejos de la mesa.
Yavaşça masadan uzaklaş!
Paso lejos de la mesa ahora!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]