English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uzaklastırmak

Uzaklastırmak Çeviri İspanyolca

733 parallel translation
Biliyorum. Ama, Profesör, tüm istediğim Mina'yı bunların hepsinden uzaklaştırmak.
Lo sé, pero sólo quiero alejar a Mina de todo esto.
- Beni, sevdiğim insanlardan uzaklaştırmak umurunda bile değil.
¿ Yo? No te importa separarme de las personas que me gustan.
Sergei üstündeki haklarından vazgeçeceksin çünkü onu senin etkinden uzaklaştırmak benim görevim olacak.
Renunciarás a la tenencia de Sergei porque será mi deber alejarlo de tu influencia.
Bunu, şüpheleri ondan uzaklaştırmak için yaptı.
Así desviaba la atención de ella.
Leslie'yi buradan mümkün olduğu kadar çabuk uzaklaştırmak istiyorum.
Quiero que Leslie se aleje de aquí lo antes posible.
Beyler, donanma o akbabaları Key West'ten uzaklaştırmak konusunda sizden daha istekli.
Caballeros... la marina está muy ansiosa por quitar esos matones de ahí.
Onları bizden uzaklaştırmak için elinden geleni yaptı gibi görünüyor.
Parece que ha hecho lo posible para alejarlos de nosotros.
Onu Phyllis'ten uzaklaştırmak istedim.
LE DIJE QUE NO LE PRESTÉ NINGÚN DINERO.
Hayır, ben parayı uzaklaştırmak için en yavaş aracı seçerdim.
No, usaría el vehículo más lento para sacar el dinero.
Mair'i uzaklaştırmak için Pinker ile el ele vermemi bekleyemezsin.
No puedes esperar que me una a Pinker para echar a Mair.
- Ben de seni bu topraklardan uzaklaştırmak istediğim.
Sélo pretendia hacerle volver a territorio sagrado.
Onları uzaklaştırmak için Bir fikrim var
Ellos quieren intentar huir.
Seni o evden uzaklaştırmak istiyorum.
Quiero sacarte de esa casa.
Pop seni dün geceki tutuklamadan uzaklaştırmak zorunda kaldığını söyledi.
Pop dijo que debió apartarte en el arresto anoche. Cuéntame.
Hawaiililer, onları uzaklaştırmak isteyince, yaygara çıkardılar.
Los hawaianos les pedían que se fueran. Se pusieron agresivos.
Düşünüyorumda, eğer öğrenirse beni senden uzaklaştırmak için Güney Afrika'ya bir bilet alır ve gönderir.
Si lo descubriese nos conseguiría una reserva en algún lugar de Sudáfrica para alejarme de ti.
Bahis beni buradan uzaklaştırmak için miydi Sky?
- ¿ Esa era toda la apuesta, Cielo? ¿ Para quitarme del paso?
Aklımı biraz bu işten uzaklaştırmak için sinemaya veya o tarz bir yere gitmeye karar verdim.
Decidí ir al cine o algo por el estilo... para ver si podía despejar mi mente un rato.
Bu dikkatimizi çemberin başka bir yerinden uzaklaştırmak için bir hile olabilir.
¡ Atención! Tal vez esto fue un ardid para distraernos de otra parte del perímetro.
Davarları bizi evden uzaklaştırmak için çaldılar.
Robaron el ganado para alejarnos.
Seni benden uzaklaştırmak zorunda kalsa bile.
Aunque para eso tuviese que apartarte de mi.
Bütün bildiğim, ailenden uzaklaşmak seni onlardan uzaklaştırmak için, buraya göçtüğüm.
Sólo sé que vinimos desde el Este para alejarnos de tus padres,... independizarte de ellos.
Belki de Bonnie'yi benden uzaklaştırmak istiyor.
Quizá quiera separarme de Bonnie.
Bu çan rahibeleri uzaklaştırmak içindi.
Jefe, ¡ aquí abajo!
- Hannassey'lerin tarafında değilim, ama susamış sürüleri sudan uzaklaştırmak bana doğru gelmiyor.
- No estoy de parte de los Hannassey, pero alejar del agua a ganado sediento no me parece bien.
Konvoydan uzaklaştırmak için yapılan basit bir hile.
Un barco poco profundo. Sirve para apartar el fuego del convoy.
- Bilmiyorum, çocuğu buradan uzaklaştırmak istiyorum.
No lo sé. Me voy por el niño. Es normal.
Şüpheleri asıl casusumuzdan uzaklaştırmak için yarattığımız... var olmayan yemimiz George Kaplan, şans eseri kanlı canlı bir yeme dönüştü.
Nuestro falso señuelo, George Kaplan, creado para desviar las sospechas... de nuestro agente real, se ha convertido por casualidad en un señuelo vivo.
Alacaklıları uzaklaştırmak için numaradan olacak.
sólo Io fingiré, así podré deshacerme de mis acreedores.
Seni buradan uzaklaştırmak için üste para bile veririm.
Pagaría a alguien por sacarte de aquí.
Onu uzaklaştırmak gerek.
Debemos ahuyentarle.
Sizin gibileri buradan uzaklaştırmak için elimden geleni yapacağım.
! Colonos!
Ne de Türkleri uzaklaştırmak için.
Ni por echar a los turcos.
Tom Robinson'u kendinden uzaklaştırmak zorundaydı.
Debía alejar a Tom Robinson de su lado.
Onu benden uzaklaştırmak hiç doğru olmaz.
No sería justo que me la quitaras ahora.
Bayan Morane'i uzaklaştırmak için gelen telgraf.
Se las daré. El falso telegrama recibido por la señora Morane...
Bu kederden uzaklaştırmak için seni. ansızın sevinçli bir gün tertipledi.
Para evitarte la pesadumbre, ha dispuesto un día de júbilo inesperado.
Deli Annie, onu benden uzaklaştırmak zorunda kalmışlardı.
A la loca Annie tuvieron que confinarla.
Güveyi çiçeklerden uzaklaştırmak için helikopterle izlerim.
Seguiré la mariposa con helicóptero para alejarla de las flores.
Paris'te Anna belki de beni senden uzaklaştırmak için gizli polis adına çalıştığını söyledi.
En París, Anna para alejarme de ti, quizá me dijo que trabajabas para la policía secreta.
Uzaklaştırmak için onu ittim. O kadar öfkelenmişti ki ne yapacağını bilemedim.
Estaba tan furioso, yo no sabía lo que estaba por hacer.
Ben de onu sürüden uzaklaştırmak için koşturdum.
Las cabras se habían dispersado, me costó juntarlas.
Uzaklaştırmak?
¿ Separarte?
Alman birliklerini İngiltere sınırlarından uzaklaştırmak zorundaydık.
Tuvimos que sacar el armamento de nuestras líneas en Inglaterra, como si no te tratara de defender Inglaterra.
Onu uzaklaştırmak için bir polis geldi o da bunun anayasal bir hak olduğunu söyledi.
Cuando enviaron un policía para que lo eche, él dijo que estaba en su derecho.
Beni Berlin'e gönderip, uzaklaştırmak istiyor.
ÉI quiere que me vaya a Berlín.
Başkanlık için adaylığını koymak, dev petrol şirketleri ile savaşmak aracıları yok etmek kiliseleri vergilendirmek, seçmek heyetini dağıtmak ulusal marşı değiştirmek ve avukatları devlet kademesinden, özellikle Kongre'den uzaklaştırmak.
a eliminar subsidios a los agricultores, gravar a las iglesias, eliminar el colegio electoral, cambiar el himno nacional... y sacar a los abogados del gobierno, especialmente del Congreso.
Ateşi kesin bir ya da iki saat daha yaralılarımızı uzaklaştırmak için.
Detenga el fuego una hora o dos para evacuar a los heridos.
- Larry... - Hadi... bu sadece çocukları uzaklaştırmak için.
Lo ponen sólo para que no entren los niños.
O üs gemilerini sizden uzaklaştırmak için bu yüzden Pegasus'u seçtim.
Por eso propongo usar a Pegaso para desviar a esas naves madre de Uds.
Beni uzaklaştırmak için uydurdular.
Creo que fue simplemente una mentira para engañarme.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]