Zafer Çeviri İspanyolca
5,228 parallel translation
Spor tarihindeki en uzun seri zafer sona erdi Bellevue Wolverineler'i, De La Salle Spartalıları'nı yendi ve lise futbolu tarihindeki en büyük hayalkırıklığıydı bu.
La racha más larga en la historia de los deportes se acabó al vencer los Wolverines de Bellevue a los Espartanos....... en la más grande derrota sorpresiva del fútbol estudiantil!
- Dostum, yeni bir seri zafer başlattınız!
Van camino a una nueva racha!
Zafer formasyonu.
Formación de victoria.
Zafer!
¡ Victoria!
Bhartiya Lok Partisi tarihi bir zafer kazandı. Çoğunluğun oyunu alınca Guruji'nin hayali gerçek oldu.
El Partido Bhartiya Lok ha registrado una victoria histórica, después de obtener la mayoría de votos.
Peki, zafer dansını tamamlayabilir misin?
¿ Pero puedes completar el baile de la victoria? SIGUE A SIN CARA
Oyunu bu seviyede bitirdiğin ve zafer dansında mükemmel skora ulaştığın için, özel bir ödül kazandın.
Porque ganaste el juego en este nivel y ejecutaste una puntuación perfecta en el baile de la victoria, has ganado un premio especial.
Ve bu da Scooby'nin kazandığı zafer dansını yaptığı Shaggy'nin hafıza kartındaki video dosyası.
Y aquí está el archivo de vídeo de Scooby haciendo su baile ganador de la victoria de la tarjeta de memoria del videojuego de Shaggy.
Zafer dansının yavaşlatılmışını izle.
Miren despacio el baile de la victoria.
Bunun, hoşumuza giden bir zafer olduğunu söylemek durumundayım.
Fue una victoria que saboreábamos, tengo que decirte.
Zafer görüş alanındaydı ama o düştü dünya harikası ve sadece 50 metre kala düşüp kalktı.
La victoria en su punto de mira y él está abajo... maravilla del mundo, y abajo que fui con sólo 50 para ir.
Bu tam olmuş çünkü bu nezaket doğum için gerekli ağrıdır ve dahası, geri gelir zaman zaman onu sakinleştirir erkekler başkalarıyla samimi olabilir ve hatta kendileri ile zafer kazandıkları zaman bir karının iyiliği onlara doğru gelir.
Es precisamente por esta suavidad era necesario para dar a luz al dolor y vuelve, por otra parte, para calmar que a veces... los hombres pueden ser sinceros con los demás e incluso con ellos mismos,
Huh? Küçük bir zafer kükreyişinden.
Fluye de un rocío a un torrente.
şimdiden onlar üzerinde bir zafer kazandın. demek istediğim, onları tekrar inandıklarının tersine ikna etmem gerek.
Ya los convenció, lo que debo hacer es desconvencerlos, para que admitan su error.
# Zafer senin olsun. #
"La victoria será tuya.."
# Zafer senin olsun. #
"La victoria será tuya."
Zafer çoktan kararlaştırıldı, Bay Satou.
La victoria está decidida, Sr. Sato.
Ve sadece bir adam duruyor onun yolunda, zafer için.
¡ Señoras y señores, aguantad la respiración!
Bunca yıldan sonra, bir zafer kazanmışım gibi.
Tras todos estos años, puedo... puedo considerarlo una victoria.
Çok büyük bir zafer, Bay Bahari.
Una gran victoria, Sr. Bahari.
Lise ineği olarak zafer basamaklarını tırmanarak başarıya ulaştığımdan bahsetmezsem içim rahat etmez.
Como historia de éxito de una nerd de secundaria es moralmente obligatorio que dé mi propia vuelta de la victoria.
Ama hangi dünyada kıymetlini bırakıp zafer ilan edersin ki?
¿ Pero en qué mundo te puedes salir del cuadrilátero y reclamar la victoria?
Zafer günü geldi çattı işte
♪ ha llegado el día de gloria! ♪
Çeviri : Zafer BAYRAKTAR ( ghost _ rider _ 96 )
EL SERVICIO SECRETO
Zafer bizim Maxi!
¡ Lo conseguimos, Maxi!
Bu bir zafer gibi gelmiyor.
- Esto no se siente como una victoria
Neden bir zafer gibi gelmiyor?
- Por qué no se siente como una victoria?
Düşmanımıza ahlaki bir zafer kazandırdık.
Solo le dimos a nuestro enemigo una victoria moral.
Ahlaki zafer mi?
¿ Una victoria moral?
Senin için çok büyük bir zafer olacak.
Podría ser el triunfo enorme para usted.
Zafer benim olmalı.
Debo tener la victoria.
Jenna'nın arabasıyla zafer turu. Artık ihtiyacı olmayacak.
Una vuelta olímpica en el Mustang de Jenna ya que no lo necesitará más.
Zafer.
Victoria.
Bunun bizim için bir zafer olduğunu göremiyorum.
No entiendo por qué esto es una victoria para nosotros.
- Zafer gününe kadar görüşmedik.
Hasta el Día de la Victoria.
ayrıca ben de Manipur'a zafer getirmiş oldum.
Y el hecho que puedo llevarle la gloria a Manipur..
Bunu ülkenizde zafer olarak algıladılar.
Lo han anunciado en casa como una victoria.
Zafer zaten. Ama istediğimiz bir zafer değil.
Es una victoria, pero no la que queríamos.
Zafer bizimdir!
Victoria!
Zafer bizimdir!
¡ La victoria es nuestra!
Ve zafer.
Sí, ¡ victoria!
Bir aile içerisinde savaş peyda olduğunda, zafer elde edilemez.
Cuando una familia entra en guerra, no puede haber una victoria.
Bence harika bir zafer.
Esta es una gran victoria.
Harika bir zafer mi?
¿ Una gran victoria?
Çok iyi oynadın bugün "Zafer".
Jugaste un tremendo juego hoy, Victoria.
Süper yıldız oyun kurucu "Zafer" Stone oyunu tek başına kazandı.
Superestrella Q.B. La piedra de la victoria trae la victoria sin ayuda de nadie.
Tanıştığımıza sevindim Zafer.
Encantado de conocerte, Victoria.
Buralardaki herkes "Zafer" Stone'u tanır.
Todo el mundo por aquí conoce a Victoria Stone.
Sen bomba gibisin Zafer.
Eres la bomba, Victoria.
Bu kutlamalar, yılda bir kez kadınların erkekler tarafından böylesine ezilebileceklerini fakat yeterince cesur oldukları taktirde kendileri adına savaşıp zafer elde edebileceklerini hatırlatıyor.
Es un recuerdo anual de cómo las mujeres pueden ser oprimidas por hombres egoístas y cómo pueden triunfar cuando valientemente pelean por sí mismas.
Ve sonra güzel bir zafer parıltısı gibi gitti.
Donde se duchó tres veces... se cepilló los dientes durante casi una hora... y se fue un como un hermoso resplandor de gloria.