Ziyaretime Çeviri İspanyolca
474 parallel translation
Ziyaretime geldiğin için sağ ol bu arada.
Sí, gracias por venir a visitarme, por cierto.
"Neden gittiğimizi bilmiyorum, ama yakında dönmezsem eğer ziyaretime gelmek için parolayı kullanabilirsin."
"No se por qué vamos, pero si no vuelvo pronto puedes utilizar la contraseña para visitarme."
Hastayım ziyaretime geldin... acele et ve giyin.
Haz cualquier cosa. No digas nada.
- Mutlaka ziyaretime gelmelisin.
- Debes venir a visitarme.
Eskiden ziyaretime gelirdi. Fakat onun da sizin gibi sokak serserisi olduğunu görünce daha fazla gelmemesini söyledim.
También solía venir a casa, pero cuando vi que era un granuja le pedí que espaciara sus visitas.
Yalnızlığımda ziyaretime gelmen ne incelik.
Eres muy amable al venir a acompañarme en mi soledad.
Sandalyesinden hiddetle kalkan ve topuklarıyla halıda izler bırakan biri bir şeylere şiddetle karşı çıkıyordur ve Amiral'in canı, basının eleştirileri yüzünden de bir hayli sıkılmış tabi benim fuzuli ziyaretime de bir hayli içerlemiş.
Alguien que al levantarse de la silla hunde los tacones con fuerza en la alfombra, se opone violentamente a algo. Y el Almirante, molesto por las críticas de la prensa es idóneo para lamentar una intrusión.
Sık sık ziyaretime gelinmez.
Normalmente no tengo visitantes.
Ziyaretime yeterince sık gelmiyorsunuz.
Nunca me visita lo suficiente.
Ben de senede bir, onları ziyaretime çağırıyorum.
Así que una vez al año, en mi cumpleaños, los convoco.
Ne iyi ettin de ziyaretime geldin.
Eres muy amable de tu parte por venir a visitarme.
Bu bile ziyaretime değdi.
¡ Eso hace que mi visita...!
Bu Brack, ziyaretime gelmiş.
¡ Vaya, es Sir Brack! Sabía que vendría a verte.
Uluslararası seçkin kişiler ziyaretime gelirlerdi.
La élite internacional me visitaba.
İlk başta her gün ziyaretime gelip başımı döndürüyor ve sonra hiç birşey.
Antes venía todos los días a robarme el corazón. Y ahora no sucede nada.
Bu histeri bitince ailenle beraber ziyaretime geleceksiniz.
Cuando todo esto haya acabado, te invitaré a casa con tus padres.
Eğer bir yardıma ihtiyacınız olursa, ziyaretime gelin.
Si usted necesita ayuda, llámeme.
Karım da hiç ziyaretime gelmedi.
Mi esposa nunca vino a verme.
Sonunda ziyaretime gelmeyi kabul ettiğiniz için çok mutluyum.
Me complace que por fin hayas venido a visitarme.
Eşim ziyaretime gelmiş, zavallı kadın.
Hoy he hablado con mi mujer, pobre.
Noriko belki bugün ziyaretime gelebilir.
Noriko quizás me visite hoy.
Fırsat bulursan lütfen ziyaretime gel.
Si puedes, ven a visitarme alguna vez.
Arada ziyaretime gelin.
Venga a verme de vez en cuando.
Cortina ziyaretime anlam kattınız.
Nunca olvidaré este viaje.
- Cathy hâlâ ziyaretime gelmedi mi?
- ¿ Va a venir Kathy a verme?
Ziyaretime gelecek misin?
¿ Vendrás a verme alguna vez?
Belki bir gün ziyaretime gelir bir dağ lalesi koparırsın ve beni düşünürsün.
Si un día pasas por allí, coge una anémona y piensa en mí.
Eliza bu sabah ziyaretime geldi, onu gördüğüme çok memnun oldum.
Eliza ha venido esta mañana. Estoy encantada de tenerla aquí.
Burada kimse ziyaretime gelmedi.
¿ Saben una cosa? No he recibido ni una visita desde que llegué.
Bu gece bir sinyorita ziyaretime gelecek.
Esta noche vendrá a verme una señorita.
Hapishanede ziyaretime gelir misin?
¿ Irás a verme a prisión?
Eğer istedikleri birşey varsa, ziyaretime gelebilir
Si quieren algo, que venga ella a verme.
Ziyaretime kimse gelecek mi?
¿ Vendrá alguien alguna vez a visitarme?
Ziyaretime geldi Majestelerinin duasıyla, anladığım kadarıyla.
Vino a verme. Por Io visto con el consentimiento de la zarina.
Amerikalı'nın adamları ziyaretime geldi de.
Los hombres del Americano me hicieron una visita.
Çünkü biz ikiziz ve bugün bizim doğum günümüz ve benim ziyaretime gelebilir ama geri dönmesi gerektiğini biliyor ve bu yüzden çok kötü hissediyor.
Porque somos gemelas y hoy es nuestro cumpleaños y... ella puede venir a visitarme, pero sabe que debe volver y y entonces ella se siente muy mal.
Dayın John... ziyaretime geldi.
Tu tío John vino a visitarme.
Hapisteyken her gün ziyaretime geldi.
Cuando estaba en prisión venía a verme todos los días.
Sonra, Kuzeni ispanyanın müstakbel kralı olacak bir prens olan Juan Carlos da her gün ziyaretime geldi.
Charles-Touriski Bourbon, que es primo del próximo rey de España, Juan Carlos, que venía todos los días.
"Hapisteyken ziyaretime gelenler listesi" nden... nasibini alan Nina da aslında... Barones Van Pallandt idi.
Nina, ese bocado sacado de nuestra lista de nombres de visitantes de la cárcel es la Baronesa Van Pallandt.
"... tâki karanlığın ortasından, ani bir ışık ziyaretime gelene kadar. "
" Hasta que, rompiendo las tinieblas, una súbita luz se posó sobre mí.
- Evet. - Bir ara ziyaretime gelir misiniz?
- ¿ Me visitarás un día?
California'da ziyaretime gelin.
Estaré en California.
- Simon, hastanede ziyaretime gelir miydin?
- Simon ¿ vendrías a verme a la clínica? - Desde luego
"aziz dindaşlarım. Ben de insanım." "Ölüm meleği belki de çok yakında ziyaretime gelecek..."
soy sólo un hombre tal vez el ángel de la muerte me visite pronto y me sorprenderá la muerte.
Haydi, sabahın yedisinde ziyaretime kim geldi tahmin et.
Adivina. - ¿ Quién ha venido a las 7?
Lütfen, ziyaretime gel.
Por favor, ven a verme.
Fırsat buldukça ziyaretime gelir. Bilmiyor muydun?
Viene a verme muy a menudo, ¿ no lo sabías?
Sizi evime davet ederdim ama ailem ziyaretime geldi.
Le habría invitado a mi casa, pero están mi tía y mis primos.
- Ziyaretime geldi - Ziyaretime geldi
Viene a visitarme Viene a visitarme
Sık sık ziyaretime gelmiyorsun artık.
- No vienes a verme a menudo. - No.