Çok uzak Çeviri İspanyolca
3,267 parallel translation
- Mount Airy, Fishtown'a çok uzak.
- Eso está muy lejos de Fishtown.
Ingmar Bergman'a hayran ve Hollywood şatafatından çok uzak. Yine de Diane Keaton'ın canlandırdığı orta batılı "Annie Hall" e aşık olur.
Es un seguidor de Ingmar Bergman y no puede estar más alejado del canon de belleza masculino pero aun así, se enamora de una chica del Medio Oeste de EEUU Annie Hall, interpretada por Diane Keaton.
Çok uzak.
Es muy lejos.
Günlerini harikalıktan çok uzak, babasının dükkanında garson olarak geçirdi.
viva fuera de sus días Como decidedly un-awesome camarero En la tienda de fideo de su padre.
Çok uzak değil.
Ya no estamos lejos.
Bu söylenenlerin hepsi çok uzak ihtimal.
Falta mucho para eso.
Çok uzak!
¡ Está muy lejos!
Çok uzak yerlerden bile itfaiye ekipleri bu faciayla baş edebilmek için geldi.
Han venido bomberos desde el condado de Denver para ayudar a apagar el fuego. Hasta 40 acres...
Çok uzak ama başaracağım.
No estamos lejos, lo lograremos.
- Dostum, çok uzak.
- Judes, esta lejos.
Kaptan Haddok ve ben çok uzak bir yere geri gideceğiz.
Nos conocemos hace tiempo atrás, el Capitán Haddock y yo.
Onlar benim çok uzak alemlerde olduğumu düşünüyorlar. Hiç biri benim size ne kadar yakın olduğumun farkında değil. Sadece sen biliyorsun.
¡ Kaaliya!
Bunu ilk planladığımızda, Delhi bize çok uzak gibi geldi.
"No a la guerra." "Si a las reglas de la selva."
Violet, Amerika bize çok uzak.
Violet, EE.UU. está muy lejos.
Ayrıca yaşadığı yer de buraya çok uzak değil.
También es dueño de un edificio cerca de aquí.
Çok uzak kaldınız bana.
Estabas muy alejado.
- Cennetten çok uzak değil - Cennetten çok uzak değil
El cielo no está demasiado lejos
Bugün 10 ölümcül vaka daha oldu ve tıp otoriteleri kaynağını belirlemekten çok uzak.
10 muertes más el día de hoy y las autoridades médicas no se acercan a determinar su fuente.
Sonmi, çok uzak bir adada yüzlerce yıl önce öldü. Orası artık yaşanılamaz durumda.
Murió hace cientos de años en una península lejana, ahora inhabitable.
Zihinlerimiz jeolojik yapının çok eski zamanda meydana geldiğini ya da çok uzak bir gelecekte değişebileceğini düşünmeye programlı.
Sabes que nuestros cerebros están programados para pensar que la geología es algo que sucedió hace mucho tiempo o que va a suceder en mucho tiempo hacia el futuro.
Gidecek başka yerimiz yok. Chicago da buradan çok uzak.
No tenemos otro sitio a dónde ir Es un largo camino regresar a Chicago
Gideceğimiz yer çok uzak ve yeteri kadar oda yok.
Es muy lejos y no habrá espacio.
İşte problem bu. Eğer çok uzak olmasaydı. Sonsuza dek kaybolmuş olacaktın
El problema es que, si te vas ahora, perderás tu oportunidad con ella.
Çok uzak.
Está demasiado lejos.
Hayır, fakat onun yakınlarda olduğunu biliyorum. Valmeja çok uzak değil.
Pero sé que está ahí, en Valméja, muy cerca.
Bir zamanlar çok uzak diyarlardaki bir krallıkta..... bir kız bebek doğmuş.
Había una vez, en un reino muy lejano una niñita que acababa de nacer.
Hermoso çok uzak...
Hermoso está tan lejos...
Güven bana, çok uzak değil..
Créeme, en todo caso no esta lejos.
Gerçekten çok uzak.
Es realmente lejos.
Çok uzak. Zekice.
Muy lejos, Inteligente.
Çok uzak görünüyor.
Parece lejos.
Bu yüzden kaçmışlar. Kimsenin bilmediği çok uzak bir ülkeye gitmeye karar vermişler.
Así que escaparon, empezaron una vida en una tierra lejana.
Burası çok uzak bir yer ve polis bulunan cesetlerden tek birini bile teşhis edemedi.
Este es un lugar remoto y la policía no fue capaz de identificar un solo cuerpo de los que se han encontrado.
İstasyon çok uzak mı?
¿ Estamos lejos de la estación?
Afganistan çok uzak.
Está lejos Afganistán.
Yürüyerek çok uzak.
Está demasiado lejos a pie.
Çok uzak değil buradan.
No queda lejos de aquí.
Parlak Çocuk'un söylediği 9.000 dolarlık fiyat gerçekten çok uzak değil. Eğer Eskimo Joe'yu o fiyata satmak isteseydim bunu haftanın herhangi bir gününde yapabilirdim.
Ahora esos 9.000 dólares de los que habla su chico maravilla dista mucho de lo que quiero y si quisiera vender a Joe el Esquimal por eso podría hacerlo cualquier día.
Denton çok uzak değil.
Denton no está lejos.
Ama kuzeyde ve güneyde kışın hayatta kalabilen çok az canlı bulunmakta. Gezegenimizin en uzak uçlarında.
Pero hay solo unos pocos especiales, en el norte y el sur, que pueden sobrevivir el invierno en los confines de nuestro planeta.
Çok belli bir mahal değil ama uzak da değil.
No de este barrio en particular, pero no muy lejos.
- Çok uzak.
Está muy lejos.
Odamdan uzak durun! - Çok üzg -
¡ Salgan de mi habitación!
Çok tehlikeli ve uzak olduğunu için bana yalvar!
Ruégame que no te envíe porque es lejano y peligroso.
Çok uzak sayılmaz.
No está lejos.
Alaska ve Grönland'a gidebilmek için çok fazla para, ödenek ve kişisel birikim harcadı. Oraya gittiğinizde, buna değdiğini görmek istersiniz. İşler istediğiniz gibi gitmezse, kendinizi her şeyin ya da herkesin yardımından uzak hissedersiniz.
Ha invertido mucho dinero... miles, dinero personal, viajes a Alaska, viajes a Groenlandia y cuando vas allá, quieres que funcione, y cuando algo no funciona, te sientes tan lejos de cualquier cosa y de cualquier persona que pueda ayudarte.
Acı çektiğini gördüm ve bu çok netti. Kötülükten uzak.
Te vi sufrir, pero tu sufrimiento era claro, puro.
Başka erkekler ve seninle ilgisi olmayan şeyler ama uzak dursan çok daha iyi olur.
Por otros chicos y cosas que no tienen que ver contigo. Será mejor que te alejes un tiempo.
"Başını beladan uzak tutar." Çok güzel.
Te mantendré fuera de peligro. " Hermoso.
Beladan uzak duramıyor. Ve silahlarını çok seviyor.
Parece que no puede mantenerse fuera de problemas.
- Depoya çok uzak hepsi.
Todos están a kilómetros del almacén.
çok uzaklarda 16
çok uzakta 50
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
uzak 22
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
çok uzakta 50
çok uzak değil 39
çok uzaklara 31
uzak 22
uzaklaşın 97
uzaklaş 262
uzak dur benden 215
uzaklık 23
uzak dur 425
uzak durun 130
uzaklaşma 31
uzaktan 27
uzaklarda 21
uzak durun benden 23
uzakta 58
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzak değil 34
uzaklaşma 31
uzaktan 27
uzaklarda 21
uzak durun benden 23
uzakta 58
uzaklara 40
uzaklaşıyor 38
uzak dur ondan 40
uzak değil 34