Ölüyör Çeviri İspanyolca
6,203 parallel translation
Sen burada saçma bir şey için oturup ağlarken orada askerlerimiz ölüyor.
Nuestros soldados están muriendo y usted allí llorando a causa de su puesto?
Ölüyor muyum?
¿ Me estoy muriendo?
Yoksa ölüyor musun?
¿ Te estás muriendo?
Adam ölüyor, sizi nasırlı yavşaklar!
¡ Es la vida de un hombre, cabrones sin piedad!
Damarı kesilmiş. Ölüyor.
Se está muriendo..
- Bu hafta Burski ölüyor.
Esta semana, Burski muere.
Her yıl kaç kişi ata binerken ölüyor, biliyor musun?
¿ Sabes cuánta gente muere sobre caballos cada año?
Arkadaşım ölüyor!
¡ Mi amigo se muere!
Dokunduğum herşey ölüyor.
Todo lo que toco se muere.
Çocuklarımız açlıktan ölüyor.
Nuestros hijos mueren de hambre.
Garrett ölüyor!
¡ Garrett se está muriendo!
Laura 25 yıl sonra evine dönüyor ve iki saat içinde ölüyor.
Así pues, Laura vuelve a casa por primera vez en 25 años y muere a las horas de aterrizar.
Örneğin toplumunuzda mıntıka sahiplenilmişçesine topraklar ulusal sınırlara bölünmüş halde. Sınırın bir tarafında çocuklar açlıktan ölüyor olabilir. Öte yandan ise ihtiyacından fazlasına sahip olan şerefsizler yer alır.
en la sociedad humana existen fronteras que marcan el territorio. escorias incompetentes tienen todo lo que quieren.
Haydi Tug, askerimiz orada ölüyor anasını satayım!
Vamos Tug, uno de nuestros muchachos se está muriendo allí!
İkisi de Güney Boston'da büyümüş, ikisi de işsiz kalmış şans ikisine de gülmüş ve iş bulmuşlar sonra biri ölüyor diğer de kayboluyor.
Los dos crecieron en Southie, ambos estaban desempleados. Ambos pasaban una mala racha cuando de repente consiguieron un nuevo empleo. Y entonces, uno está muerto y el otro desaparece.
- 24 saat sonra ikisi de ölüyor?
- 24 horas después, ambos muertos.
Her yıl, yüzlerce insan organ nakli listesinde beklerken ölüyor.
Cada año, miles de personas mueren... esperando recibir un órgano.
Şimdi ise... Nick Thad'in kalbiyle ölüyor.
Y... entonces Nick acabó con el corazón de Thad.
- Jo ölüyor sanırım.
Chicos, Jo se está muriendo.
Taşaklar birkaç dakikada ölüyor.
Los testículos mueren en minutos.
- Kız ölüyor.
- Se está muriendo.
Arkadaşlarım ölüyor ve vermiş olduğum her kararı tekrar sorguluyorum.
Mis amigos están muriendo y estoy dudando de todas las decisiones que he tomado en la vida.
- Wilfred ölüyor.
Wilfred se muere.
Ölüyor işte Ryan!
¡ Se está muriendo, Ryan!
Ölüyor muymuş?
Así que se está muriendo?
Ölüyor ve seni mahvetmeye çalışıyor.
Se está muriendo... y él está tratando de joderte.
Oraya dikmek istediğin herhangi bir şey ölüyor.
Cualquier cosa que intentes plantar allí muere.
Gittiğin her yerde, insanlar ölüyor.
A donde vas, la gente muere.
- Hayır, ölüyor demiyorum.
- No quiero decir que esté muriéndose.
O ölüyor.
Se está muriendo.
Excalibur ölüyor.
Excalibur se está muriendo.
Birçok insan ölüyor.
Hay muchos muertos, así que...
Benim burada benzin kokusundan beyin hücrelerim ölüyor.
¿ En serio? Porque estoy perdiendo neuronas por los vapores de gasolina.
Heyecandan ölüyor olmalısın.
Debes estar a punto de explotar.
Çocuğum açlıktan ölüyor.
Mi niña se está muriendo de hambre.
Ama bu versiyonda kaybeden içmiyor kaybeden ölüyor
BILLIE227 : PERO EN ESTA VERSIÓN, EL PERDEDOR NO BEBE BILLIE227 :
Washington'a gitmeyerek harcadığımız her dakika insanlar ölüyor.
Cada minuto que desperdiciamos llevándolo a Washington, muere gente.
- Ben ölüyor muyum?
¿ Estoy muriendo?
Ölülerin arkasından yakılan ağıtlar gündelik yaşamın bir parçası. İnsanlar durmaksızın ölüyor. Şunu düşünebilirsiniz :
la gente se muere todo el tiempo, podrían pensar,
- O havasızlıktan ölürse sen de ölüyor musun?
Oye, cuando él se ahoga, ¿ tú te ahogas?
Her 10 yılda sadece 2 kişi asansörlerde ölüyor.
Solo dos personas por década mueren en elevadores.
Hayır, kurbağalar ölüyor.
No, no... las ranas están muertas.
Yardım edin, bodrumda insanlar ölüyor.
¡ Ayuden! Están atrapados en el sótano!
Çocuklar susuzluktan ölüyor be. Onları taşımazsak...
- Hay niños muriendo de sed.
İnsanlar öldürüyor, ölüyor, her türlü korkunç şeyi yapıyorlar hiç anlamadığım sebeplerden dolayı.
La gente está matando, muriendo... haciendo todo tipo de cosas horribles... por razones que no comprendo.
Karşısına kim çıkarsa ölüyor.
Todos lo que se oponen a él mueren.
Yaşlı kadınlar sürekli ölüyor. - İşleri bu.
- Es prácticamente a lo que se dedican.
Bedenleri değişenlerden biri ölürse diğeri de ölüyor.
Si una persona intercambiada muere, la otra muere.
Beden değiştirenlerden biri ölünce diğeri de mi ölüyor?
Si uno de los cambiados muere, entonces, ¿ el otro también?
Arkadaşlarımız ölüyor!
¡ Nuestros amigos van a morir!
Sen işleri batırıp yumurtayı uçurumdan attığın için şimdi Melanie ölüyor.
Melanie se muere porque arruinaste todo lanzaste el huevo al risco.