Üstü Çeviri İspanyolca
6,676 parallel translation
Tanrım, üstü kaplanmış.
Dios. Está encerrado.
Zaman üstü.
intemporal.
Joe, üstü kapalı yalakalığına teşekkürler ama bunun için biraz geç değil mi?
Joe, aprecio tu coqueteo, pero ya es un poco tarde, ¿ no?
Altı üstü iki saniyeydi be!
¿ Te encantó? Recobra los sentidos.
Okul üstü kapalı çözecek bu olayı.
La escuela quiere de resolver esto con discreción.
- Biliyorum "bunu Patrick yaptı" demenin üstü örtülü bir şekli oluyor.
- Lo sé, lo que rápido se convirtió en un eufemismo de "Fue Patrick".
Yoksa beni partide yüz üstü bıraktığın için mi acaba? Çaresizce bıraktın beni.
Y además de dejarme la fiesta.
Altı üstü bir çanta. Ne diye büyütüyorsun?
Es solo un bolso. ¿ Cuál es el problema?
- Doğa üstü sezgi alıyor musun?
¿ Obtienes alguna vibración paranormal?
Xavier'i Sam'e kadar takip etmeliyim. Böylece onu suç üstü yakalarım ve Gabe de hakkında işlemleri başlatır. - Sam'i için mi?
Tengo que hacer que Xavier nos lleve a Sam para poder atraparlo en el acto y así poder arrestarlo, para que Gabe lo procese.
Seni yüz üstü bırakmayacağımı söylemiştim.
Te dije... que no te dejaría.
Düsük güvenlikli hapishanede 90 gün geçirecek alti üstü.
Son 90 días en la cárcel Country Club.
Aile birliğindeki şu sinirli anneler mayo gösterisini iptal etmedim diye beni yüz üstü bıraktılar.
Aquellas madres nerviosas de la APF se largaron cuando me negué a prohibir el concurso de bañadores.
- Diğer pizzacılar sizi yüz üstü mü bırakıyor?
- ¿ Las otras pizzerías lo decepcionan?
Dokunaçlar, beni yüz üstü bırakmayın!
¡ Tentáculos, no me fallen ahora!
Olabilir ama kızın üstü başı kan içindeydi ve görülen bir yarası yoktu.
Es probable. Pero estaba cubierta de sangre y no tenía ninguna herida visible.
Bu rauntta da üstü kapalı tehdit var mı?
¿ Traerá esta ronda otra oscura amenaza?
Yüz üstü!
¡ Boca abajo!
Hayır ama yol üstü bir mekandan sıvıştığımızı hatırlıyorum.
No, pero sí recuerdo hacer un simpa en el striptease.
Olağan üstü kilometre dokümanları devriyeleri arıyor. Seni uyarıyorum. Çavuş Castellaw tam şurada.
El magnífico detallista de las millas está en busca de patrulleros... así que te recomendé al sargento Castellaw allá.
Kapıcının üç kat üstü.
Son sólo tres sobre el portero.
Manzara dediğin şey koşudan sonra öğle üstü kaplıcası ister. Anlaştık.
Bueno, estas "vistas" van a necesitar una tarde en el spa después de esto.
- Babamı geri getireceğini söylemiştin. - Onu sen yüz üstü bıraktın Stephen.
- Me dijiste que traerías a mi padre de vuelta. - le has fallado, Stephen.
Ve O'na deyin ki Ian'a üstü kapalı bir şekilde ölmüş babama bir şey yaptığımı ima etmesi hiç hoşuma gitmedi.
Y dile que no me gusta que le insinúe a Ian que tuve algo que ver con la muerte de mi padre.
"22 Eylül 2009'da " McCarthy-Strauss'taki işverenim " tarafından hızlıca üstü kapatılan, Afganistan'da
El 22 de Septiembre del 2009, estuve involucrado en un ataque autorizado en agentes de la CIA en Afganistán, dando como resultado diez muertes que fueron cubiertas rápidamente por mi empleador McCarthy-Strauss. "
Aranızda 9 ay fark var altı üstü.
Solo le ganas por unos nueve meses.
O herifin önemli biri olduğunu üstü kapalı hatırlıyorum.
Tengo un vago recuerdo de que él es un pez gordo.
Mills. Seni baş üstü aşağıya sarkıtabiliriz. - Mağdurları kayışa kelepçeleyeceksin.
Mills, podemos bajarte de cabeza, atas a las víctimas con unas correas,
Sana hareket çekecek çok ender görülen kafa üstü duble lülü!
Te está haciendo el movimiento... ¡ el pocas veces visto doble meneo sobre la cabeza!
Şöyle güzel bir üstü açık.
¿ Comprándote un coche? ¿ Un bonito descapotable?
Seni daha önce yüz üstü bıraktığım için üzgünüm.
Realmente siento haberte abandonado antes.
Bakın millet, barda el koyduğunuz şu diz üstü bilgisayarin şifresini kırdım ama maillerin hiç birini okuyamıyorum.
Oigan muchachos, esta laptop que confiscaron del club, conseguí la contraseña, pero no puedo leer los emails.
Ama artık sen de işin içindesin. Nakit olarak onların fiyatının bir dolar üstü bile olsa ismini tapuya geri ekleyebilirim.
Pero, si puedes traer en efectivo, lo que ofrecen más un dólar, puedo ponerte de nuevo en el negocio.
- Evet. Altı üstü eşya hepsi.
- Si, son sólo cosas.
Evet, altı üstü bir sandalye.
Sí, es solo una silla.
"Gizli" kelimesindeki üstü kapalı ifade dağıtılamayacağıdır.
Implícito en la palabra "clasificado" está el no poder ser distribuido.
Tezgah üstü- -
- La encimera...
Altı üstü konuşacağız.
Solo queremos hablar contigo.
Sırt üstü uzanın hanımefendi.
Recuéstese de espaldas, señorita.
Ben, ışığı kendim görmedim ama üstü kapalı Joe Cruz güveniyorum.
No vi con mis propios ojos la luz, pero confío en Joe Cruz.
Umarım herkes masa üstü oyunlarını seviyordur.
¡ Espero que a todos les gusten los juegos de mesa!
- Belki de üstü kapalı ima ettiğin şeyi anlamışımdır.
Tal vez me dieron tus consejos.
Nasıl bir adam sırt üstü uzanıp yıldızları sayarken, onları numaralandırmayı düşünür.
Pero, ¿ qué hombre se tumbaría a contar estrellas y pensaría en un número?
Hükümetin suça ortaklığının üstü kapatıldı. Demokrasi vatandaşlarının dış politika hakkında mantıklı tartışmalar yapabilmek için ihtiyacı olan bilgiyi onlardan aldılar.
... y la complicidad del gobierno fue encubierta robando información a los ciudadanos de una democracia si van a tener un debate inteligente sobre política exterior.
Altı üstü köpeğim ben.
Sólo soy un perro.
17 kilocuk bir şeyim altı üstü.
Solo peso 17 kilos.
En azından beni sırt üstü döndüremez misin?
¡ Por lo menos ponme de espaldas!
Birlikte bir hayat istediğini söylediğinde sana inanmıştım. Ama geleceğimiz bu : Sözünden cayıp beni boş evde yüz üstü bırakıyorsun ki,
Te creí cuando dijiste que querías tener una vida juntos, pero esto es nuestro futuro... romper tu palabra y abandonarme en una casa vacía así tú puedes funcionar
Bir lidere ihtiyaçları vardı ve onları yüz üstü bıraktım.
Necesitaban un líder y les fallé.
Altı üstü bir etli güveç değil mi?
Quiero decir, es solo un maldito asado, ¿ verdad?
Soyluların kıç üstü düşüşünü gördüklerinden.
Viendo a la nobleza con sus culos golpeados después de una larga guerra.