Şit Çeviri İspanyolca
177 parallel translation
Ve Adem onun ismini Şit koydu.
Y Adán le llamó Set.
Ve Şit'in tohumundan, nesiller sonra Nuh doğdu.
Fue de Set, a lo largo de generaciones, de quien nació Noé.
# Gel yanıma
♪ And sit with me here ♪
Rica ederim, "sit down, Mister"...
Sit down.
"I'll sit you right down, knock you off your feet." "Whoa, baby, I've got a craving."
"I'll sit you right down, knock you off your feet."
"... and imagine frothing dragons while you sit and wreck your lungs? " " And I must be permissive... "
"... and imagine frothing dragons while you sit and wreck your lungs? "'
Sessiz ol oğlum, sessiz ol.
¡ Willy, sit!
Come sit down beside me and hear my sad story.
¶ " Ven siéntate a mi lado ¶ ¶ y escucha mi triste historia ¶
Otur. Otur.
Sit down.
* Ağlayıp, sızlanmanın anlamı yok *
# Ain't no use to sit and whine
Otur.
Sit down.
Otur!
¡ Sit!
Kuçu, oraya otur!
Al sitio, perro. ¡ Sit!
Akıllı köpek. Otur!
Sit down,
Otur!
Sit down!
Sit! Bize yardım et.
Siéntate, ayúdenme!
# You can watch us any time that you please # You can sit around and stare at the picture tube
Puedes sentarte y clavar la vista en el tubo de imagen hasta que tu cerebro se convierta en requesón
Sit alanı üstündeki konutlandırma planları için geri adım atmaya hiç niyetinin olmadığını belirten bir açıklama yapmışsın, ayrıca bir hafta sonrasında, sen ve çevre bakanlığından... iki memur ile gizli bir toplantı düzenlenmiş.
Usted hizo una declaración diciendo : que no tenía absolutamente ninguna intención de de volver sobre los planes para la provisión de viviendas en el sitio, y luego una semana después de eso, hay una reunión secreta entre usted y dos funcionarios del Departamento de Medio Ambiente.
Pardon ama, çikolatalı sit benim.
Disculpe, la leche chocolatada es para mí.
Sweathog`lardan biri. ( Bir Amerikan sit-comu ) Ben kontrol ettim.
- ¡ Un actor de la serie "Dallas"!
Muhtemelen benim sit-comumu çekerler.
Tendré mi propia comedia en la tele.
Duke's için tarihi sit alanı çıkarttırabiliriz belki.
Quizá podrían declarar el bar de Duke patrimonio histórico.
Bu bir kanalda kendi sit-com'um olması için bir sıçrama tahtası olabilir.
Claro, esta podría ser el trampolín para conseguir mi propia sitcom de Fox.
Tanrım, bugünlerde sit-com'ların nesi var?
¿ Que pasa con las comedias hoy en día?
Sit... siteyim, muhteşem bir haber bu.
Puñeteras y maravillosas noticias.
Bayan Nancy Sit.
¡ La Sra. Nancy Sit!
Sakin ol. Otur!
Tranquilo Sit.
Yukarı gelmeni ve bir sit-com'dan daha uzun süre "dayanmanı" istiyorum.
Quiero que vayas arriba Y tratar de durar más que una nueva serie de Fox.
Onlar masum masum oturuyorlar...
They sit so innocently...
Bu hanım... she used to sit her gece bu barda oturup... hep aynı mücevheri takar... kaybettiği sevgilisini beklerdi.
Y esta señora... solía sentarse en este bar cada noche... usando todas las joyas que tenía... esperando a su viejo amor perdido.
Umarım korusun, çünkü Moe kendi sit-com'unu yapmak için ayrılıyor.
Esperemos que sí, porque Moe se irá para filmar su propia serie.
Otur, koy onu yerine ( "Sit down", "Put that down" )
"Siéntate aquí", "Pon eso aquí"
Andrew Sisters gibi : "Boogie Woogie Bugle Boy" dan sonraki "Don't Sit Under The Apple Tree" den önceki.
como las hermanas Andrew. Después de "Boogie Woogie Bugle Boy" y antes de "No te sientes bajo el manzano".
"Don't Sit Under The Apple Tree" den önceki Andrews Sisters gibi.
Es como las hermanas Andrew antes de "No te sientes bajo el manzano".
Sit Ram Bandhu Gupta.
Ram Bandhu Gupta.
Buraya gel ve otur.
Ven aquí Sit
S-I-T. "Sit" ( oturmak ) yazdım.
S-I-T. Eso es, sentar.
SIT'de, nanomakineleri araştırıyormuş.
En SIT investigaba nanomàquinas.
"Yayıl" dergisinin "Yılın Koltuğu" seçtiği koltuk mu?
¿ El sillón que Sit Magazine llamó "Sillón del año"?
- Otur, Bob.
Sit Bob \ ~ Sit Bob.
Yeni bir yatak almayı denedim,... ama Sit'n Sleep'e son zamanlarda hiç gittin mi?
Traté de escoger una nueva cama,... ¿ pero has ido a "Siéntate y Duerme" últimamente?
All you gotta do is sit up, beg, roll over and shake that booty.
Sólo tienes que sentarte, voltearte y mover la cola.
I won't sit on my keister and watch the fat cats get rich.
No me quedaré mirando cómo los de clase alta se enriquecen.
Dükler ve kontlar, eğer bir marki yoksa... Krala en yakın otururlar.
Duques y vizcondes sit cercano al Rey a menos que haya un marqués presente.
Evet, araştırmalarımda bana has, eşsiz, özel bir yöntemim var.
Bien, he desarrollado un método de investigación personal : El SIT.
Bunun gibi çok davayı çözdüm ve B.A.S. metoduyla hiçbir şey gözden asla kaçamaz.
Hay muchos en ese caso. Lo he descubierto con mi método de investigación, el SIT.
B.A.S. harika bir sistem.
El SIT es la hostia.
Don't just sit and watch as your true love walks out the door.
"Si vas dejando que se escape lo que más querías".
Bu sabahki güvenlik kasedinin kopyasına ihtiyacım var, ITS'te 8 : 50 - 9 : 00 arası, Jamey intihar ettiği zaman.
Quiero una copia de la cinta de seguridad de hoy entre las 8 : 50 y las 9 : 00 a.m. en el SIT cuando Jamey se suicidó.
- lTS'in dijital yedek sistemi yok.
- No hay copia de seguridad para el SIT.
Bu senin şeyi nasıl kaybettiğin...? Sit spin?
¿ Fue así como perdiste el diente?