Alay Çeviri Fransızca
14,978 parallel translation
Arkamdan benimle alay ediyorlarmış.
Elles se moquent de moi derrière mon dos.
Senden en iyi 1 gram kokainini alayım.
Je vous prends un gramme de votre meilleure cocaïne.
Gidip kahve alayım.
Je suppose que je pourrais prendre un café.
Dosyamı da alayım.
Oh, et mon dossier. On est partis.
Ben gidip John'u moladan alayım çünkü garsonum hala gelmedi.
J'appelle John, le serveur est toujours coincé.
Benim tek istediğim, elektrikten hakkım olan payı alayım da arka tarafımı doğru dürüst silmiş miyim emin olayım.
Tout ce que je veux, c'est ma part d'électricité pour que je puisse allumer une putain de lumière et m'assurer que je me suis torché convenablement.
Puding alayım.
Du pudding?
- Evet, alayım.
- Oui, s'il te plait.
Bunun güvenlik sorunu olduğunu benim sarhoş olduğumu aklen dengesiz ya da oğlum için tehlike arz ettiğimi düşünmüyorsanız eğer bırakın da çocuğumu alayım.
Sauf si vous pensez franchement qu'il y a une question de protection, ou que je suis ivre, ou mentalement souffrante, ou un risque pour mon fils, alors vous devez me laisser le prendre.
Benim sayısız hataları son bir kez alay etmek?
Se moquer de mes échecs une dernière fois?
İkinizin bu programı alay konusu yapmanıza izin vermeyeceğim.
J'en ai marre que vous ne preniez pas ce programme au sérieux.
Alayını sikeyim.
Je les emmerde.
İzin ver önce kamyondan alayım.
Laissez moi le sortir du camion d'abord.
- Evet. Dur, onları ben alayım.
Je te débarrasse.
- Tamam, bir tane mini alayım.
Va pour des mini.
Bilgisayarımı alayım da bir şeyler düşünürüm.
Oui, je vais chercher mon ordi et je vois ça.
Bir su alayım.
Je prends une bouteille.
- Giderayak alayım tarzı değil yani.
Pas pour ceux qui partent.
Evet. Baban sana gitar almamış, ben alayım dedim.
Thatha ne t'a pas acheté de guitare.
- Dur, şunu alayım.
- Donne-moi ça.
Bir de... - Ben de Cortado alayım.
La même chose.
12 baget alayım lütfen.
Douze pilons, s'il vous plaît.
Ben de özür mahiyetinde bir şey alayım dedim.
Je voulais te faire un cadeau pour m'excuser.
Alayım lütfen.
Oui, s'il vous plaît.
- Ondan alayım o zaman. - Peki.
Je prends ça.
Şu şişko ne alıyorsa aynısından alayım.
Je veux la même chose que bouboule.
- Neyse. Ben iki tane carnitas alayım.
Préparez-moi deux tacos carnitas.
Çocukların seninle alay etmesine izin vermemelisin.
Quand les autres t'embêtent, il faut le dire.
Güzel ülkemizi alay konusu yapıyor.
Il se moque de ce que notre juste nation défend.
Menajerinin numarasını alayım.
Je prends le numéro de son agent.
Çantanızı alayım mı?
Puis-je prendre votre sac?
Ödemeyi alayım.
Le paiement, alors.
Ben bize bira alayım.
Je vais nous chercher des bières.
Şeytan bizimle alay ediyor ve aracı bedeni acı vererek öldürüyor.
Le démon nous torture lentement en tuant son hôte douloureusement.
Pablo, dostum şu herifi gebert, sana Meksika kuklası alayım.
Pablo, amigo, tue-le et je te donnerai une piñata ou autre chose.
Pekâlâ. Ben biçerdöveri alayım.
D'accord, je vais prendre la houe bineuse.
Odegard, sen bana yalan söyleyip zekâmla alay edersen ben nasıl iyi bir idareci olabilirim?
Odegard, comment dois-je être un manager efficace si tu fait un affront à mon intelligence en me mentant?
Museviliğimle alay etti.
Moquant mon visage de juif.
Safir her parladığında, kalbine kılıcımı gömmede tereddüt ettiğim için alay ediyor.
Chaque éclat de ce saphir moque mon hésitation à plonger ma lame dans son cœur.
Safir her parladığında, kalbine kılıcımı gömmede tereddüt ettiğim için alay ediyor.
Chaque éclat de ce saphir raille mon hésitation à le poignarder!
Bizimle oynuyordun ve her odaya bizimle alay etmek için ipuçları bile bırakmıştın.
Vous vous êtes joué de nous et vous avez même laisser des indices dans chaque pièce pour nous narguer.
İlk ben duş alayım, yatakta kalabilirsin.
Je vais douche abord si vous pouvez rester au lit.
- Çantanı alayım.
- Je vais porter ton sac.
- Gidip dosyayı alayım. - Simon. Tamam.
Je vais chercher les documents.
Kağıt kalem alayım.
Je prends un crayon.
Ben Bedford'ı alayım, siz de Roxbury'yi.
Pourquoi pas Bedford. Et, euh, tu prends Roxbury.
O sorunlu listesini alayım.
Duke, lâche le. Je vais prendre ce recensement de perturbations maintenant.
- İki tane alayım lütfen.
- Va pour deux, allez.
- Tamam, bir tane alayım.
- Je veux bien.
- Curly, Larry, Moe. Ne olduğunu anladım. Benimle alay ediyorsun.
Je vois ce qui se passe ici- - vous vous moquez de moi, ce qui est intéressant, quand vous vous moquez de moi, vous vous moquez de mon frère Bruce Lee, ce qui semble un peu raciste
Alayım mı?
Tu prends ça?