English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aldı

Aldı Çeviri Fransızca

143,655 parallel translation
Evet, bizi oraya götürdü ve içeri aldı ama kaçmamıza da yardım etti çünki bir hata yaptığını farketti.
Il nous a lésés. Il nous a dénoncés. Mais il nous a aidés à fuir quand il a compris qu'il avait fait une erreur.
- Yaşam destek isabet aldı oksijen bitiyor, 40 dakikamız kaldı. - Biliyorum biz...
- Je sais...
İhanet ettiğim, hepinizi içeri aldığım için.
Vous avoir trahis. Vous avoir tous dénoncés.
Uyandığımız ilk gün komutayı aldım bana inandıkları için izin verdiler onlara göz kulak olacağıma güvendiler.
Le premier jour, quand nous sommes sortis de stase, j'ai pris le commandement. L'équipage me l'a laissé parce qu'ils se fiaient à moi. Ils croyaient en moi pour les protéger.
Bir arkadaşınızdan aldım sana koordinatlarını gönderiyorum.
Ça vient d'un de vos amis. Un transport l'aiderait. Je vous envoie ses coordonnées.
Corvus-8'den aldığım taze sebzelerle size güveç yaptım.
J'ai fait un ragoût avec les légumes frais qu'on a trouvés sur Corvus-8.
Yani cihazı aldıktan sonra gerçekten Dörd'ün peşine düşecek miyiz?
Si on a le dispositif, on va vraiment traquer Quatre?
Hiç kimseye anlatmadım eğitimime kaldığım yerden devam ettim daha iyi olduğum halde dersimi aldım ve başka maç kazanmadım.
Je ne l'ai dit à personne. J'ai repris mon entraînement. Et même si je m'étais améliorée, j'avais appris, et n'ai jamais gagné un autre match.
Bu gemi elektromanyetik bir patlama tarafından hasar aldı.
Le vaisseau a subi un genre de choc électromagnétique.
2 kat ödül aldım.
J'ai eu deux points de récompense.
Ya aldığımız köpek Sokolsky Sendromu'na falan... çare bulmak için önemliyse?
Et si le chien qu'on ramène a un rôle dans la recherche pour le remède contre la maladie de Sokolosky ou quoi?
Daha önce... aldığımızdan daha güçlü, ama hala yayılıyorlar.
Plus forts qu'avant, mais toujours dispersés.
Onları aldığımız diğer değerlerle... kıyaslayabilir miyiz bilmiyorum.
On sera sûrs après les avoir comparés avec ceux des autres.
İki ve Üç Numara kamyonu aldı.
Deux et Trois ont pris le van.
Ve babam telefonumu aldı... geminin fotoğrafını gördü.
Mon père a pris mon téléphone, et il a vu la photo du vaisseau.
Bir gezegen taraması yaptık ve buradan bir sinyal aldık.
On a scanné la planète et le Blink Drive émettait un signal subspatial d'ici.
Diskini nereden aldın?
Où avez-vous eu votre Blink Drive?
Sen kendininkini nasıl aldın?
Où avez-vous eu le vôtre?
Ben gelecekten payıma düşeni aldım.
J'en ai soupé, du futur.
İçeriden yardım aldılar.
Ils devaient obtenir une aide intérieure.
Android'i ele geçirmeden önce aldığınız bir başka önlem mi bu?
Est-ce une autre des mesures que l'androïde a planifiées avant ton emprise?
İstasyonun tarih portalını hacklemem ve Safira-10'dan aldığım topukluyu paketinden çıkarmam gerek.
Il me suffit de pirater l'agenda de la station. Et de déballer ces talons que j'ai choisis sur Safira-10.
- Aletlerimi aldı.
- Il a pris mon kit.
- Onun her işini ben hallederdim donlarını bile bana aldırırdı.
- Et? - J'ai tout pris en charge. J'achetais ses sous-vêtements.
Tabor dönene kadar, davetsiz misafirleri göz altında tutmak için sıkı talimatlar aldım.
J'ai l'ordre de détenir les intrus jusqu'au retour de Tabor.
Çok üzgünüm, bir kaç sorunu çözmem gerekiyordu ama hepsini hallettim, dosyayı aldım.
Je suis sincèrement désolé. Il y avait plusieurs problèmes à résoudre, mais tout va bien maintenant. J'ai trouvé le fichier.
Şifre başarıyla çözüldü, koordinatları aldık.
Le fichier a été décrypté. On a les coordonnées.
Ferrous Corp'un dış kolonilerdeki rakiplerine karşı saldırıya geçtiğine dair haberler aldık.
On a été informés que Ferrous Corp attaquait ses rivaux dans les colonies extérieures.
- Evet aldığınız çağrı ondan değildi açıkçası ben göndermiştim ama buraya geldiğinizde açıklayacaktım.
La transmission ne venait pas de lui. Bien entendu, je l'ai envoyée. Mais j'avais prévu de m'expliquer à votre arrivée.
Pozisyonlarınızı aldınız mı?
Vous êtes en position?
Traugott yönetimi geri aldı artık burada işler farklı olacak.
Traugott a repris les commandes, donc les choses vont marcher différemment.
Mesajınızı aldık ve yardım etmeye geldik.
On a reçu votre message, et on est venus à la rescousse.
Beni hedef aldılar, güç ile cevap evereceğim!
Ils m'ont ciblé et je répondrais avec force!
Portia, uzayaltı arama aldık.
Portia, nous recevons une transmission sous-espace.
Tüm bunlar ne kadar zaman aldı?
Combien de temps ça a pris?
Bir düşün, Hyadum-12'de öldürülen 10,000 kişiye adalet getirmek için her şeyi göze aldın.
Penses-y. Tu as tout risqué pour rendre justice aux 10 000 victimes de Hyadum-12.
- Beyler, bilgiyi aldık mı?
Messieurs, vous avez l'information?
Bir tiyo aldık ve sanırım biraz da şanslıydık.
On a eu un tuyau... et un peu de chance je crois.
- Selam, bir mesaj aldık.
On vient de recevoir un message.
Pekala koordinatları aldım şimdi toparlanmalıyım.
Bien, j'ai obtenu les coordonnées. Je n'ai plus qu'à trouver mon taxi.
En kötü hasarı 3.4.5. sektörler aldı.
Les secteurs, 3, 4 et 5 ont subi les pires dommages.
Yıllarca, öldürmekten ve şiddetten zevk aldım.
Pendant des années, j'ai évolué dans la mort et la violence.
Polis'e gitmek için aracı aldılar galiba.
Ils ont pris le camion pour aller à Polis.
Biz olduğumuz için bizi hedef aldı.
Il nous a attaqués à cause de qui on est.
Aracı aldılar.
Ils ont pris le camion.
Aracı benim adamlarım aldı.
C'est mes hommes qui l'ont pris.
Onu içeri aldılar.
Ils l'ont recueillie.
Bizi aldın ve bunun için müteşekkiriz, fakat...
Vous nous avez accueillis, merci.
Biraz yardım aldım.
C'est un coup de feu?
Bunu ciddi bir şekilde ele aldığın için çok teşekkür ederim.
[bruit de métal ] [ ronflements] Contente de voir que tu prends ça au sérieux.
Marauder'i kontrol altına aldım.
♪ J'ai sécurisé le "Marauder".

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]