Alman Çeviri Fransızca
13,639 parallel translation
Kamyoneti almanı ve Darko'ları buraya bırakmanı istiyorum.
Je veux que tu prennes ta voiture et que tu ailles chez Darko tout de suite.
Ama art niyetle benim yaptıklarımı silmen, bu aileyi korumak için attığım adımları geri alman... affedilemez.
Mais malicieusement effacer tout le travail que j'ai fait, tout ce que j'ai accomplis pour te protéger toi et cette famille, c'est impardonnable.
Yenilerini almanın ucuz olmadığını biliyorum ama bir sonraki felaketin olması gerçekten an meselesi.
Je sais que c'est chère de les remplacer, mais ça n'est vraiment qu'une question de temps jusqu'à ce que le prochain désastre arrive.
- Zevk almanıza sevindim.
Je suis content que vous l'ayez apprécié.
Byron'ın ilgi alanları arasında üç boyutlu satranç ileri matematik ve Alman operası var. - Hayır... Alman...
"Les centres d'intérêt de Byron sont les jeux d'échecs tri-dimensionnels, les calculs avancés et les opéras allemands." Non, les opéras..
Alman operasına referans verdin.
C'est une référence à l'opéra allemand.
Anlamadım çünkü hiç Alman operası bilmiyorum.
Je ne comprend pas cette référence parce que je ne connais pas l'opéra allemand.
Vekalet ücreti çekini almanın dışında mı?
Mis à part encaisser votre chèque?
Gey evliliğin bütün yasal saldırılara dayanıklı olabileceğini düşünüyorsan,... onu savunmak için çıkan her fırsattan zevk alman gerek.
Si vous pensez que le mariage gay peut résister à toutes les attaques juridiques, vous devriez vous réjouir de toute occasion de le défendre.
Orada Alman cadı kolonisini yok etti... kadim pagan ayinlerine öncülük yapan kadını cehenneme yolladı...
Là-bas, il arrêta une tribu de sorcières allemandes. dirigé par cette ancienne sirène païenne qu'il a renvoyé en enfer.
Numuneyi almanı kim söyledi?
- Qui t'a dit de prendre l'échantillon?
Amerika kıyılıarında sinsice dolanan Alman denizaltılarının farkındalardı.
Le bruit courrait que des sous-marins allemands sillonnaient les côtes américaines.
- Komisyonun onayını alman gerek.
La Commission doit te donner son accord.
Senin uzaklaştırma almanın sebebi bu adam.
Il est la raison pour laquelle tu risques la suspension.
Gideceğimiz yerde almanı istediğim bir şey var.
Le lieu où on va, il y a une chose.
İthalat-ihracat sektöründe büyük isim yapmış varlıklı bir Alman sanayici.
C'est un riche industriel allemand, un grand nom dans le domaine de l'import / export.
Eline silah almanı gerektirmeyecek bir görev işte.
C'est un métier où on n'a pas besoin de prendre une arme.
Bayım, eğer kasabaya gitmek istiyorsanız bu hayvanı karantinaya almanız gerekecek.
Monsieur. Il faut mettre cet animal en quarantaine.
Seni gözetmek için buradayım. Bu ise tehlikeli, gereksiz ve çok açıkça aptal riskler almanı engellemeyi kapsar.
Je suis ici pour m'occuper de toi, ce qui inclut de t'arrêter de prendre de dangereux, inutiles, et franchement, de stupides risques.
Bunu almanızı istiyoruz.
On voulait que vous ayez ça.
Hemen gelirseniz bizi almanız için vakit olacak.
Si vous venez maintenant, vous aurez le temps de nous évacuer. Terminé.
Almanı istedim, çünkü korkacak bir şey olmadığını bilmen gerekir.
Lisez, il n'y a pas de quoi avoir peur.
AVM'ye gidip yeni bir kot mont alman gerekiyor.
Va au centre commercial acheter une veste en jean.
Evet, ama otobüsü kaçırıyorum sizin beni almanız lazım.
Oui, mais je dois te récupérer plus tard au bus.
Sonuç olarak bu kaftanı almanızı istiyorum.
Et enfin, prenez ce manteau.
Mesneti alman lazımdı.
Il voulait que vous ayez le Fulcrum.
Bence yiyecek alman uzun sürecek gibi.
Tu as tout le temps qu'il faut pour m'obtenir ma nourriture.
Cezayir'de bir Alman turist.
Une touriste allemande en Algérie.
Hastane kuralları rıza bildirgesini almanı icap ettirir.
La politique de l'hôpital stipule qu'il faut une autorisation.
Bir yerlerde akıl alman için hatunların yok mu senin?
T'as pas une chiennasse à consulter? J'ai des parents à voir.
Yani, dizginleri tekrar eline almanı söylemek işe yaramaz?
Ça ne servirait donc à rien de te dire de reprendre le boulot dans ce cas?
Yargıç Dunaway benim hayranlarımdan değil bu yüzden aksiyonun bir kısmını alman için
Le Juge Dunaway ne m'apprécie pas beaucoup. J'aurai besoin de toi,
Axl fotoğrafım için okula gidip babamın Gatlinburg'den aldığı sombrero şapkasını alman lazım.
Axl, il faut que tu retournes à la fac récupérer le sombrero que papa a acheté à Gatlinburg pour ma photo.
- Ne almanız gerekiyor?
De quoi avez-vous besoin? De tout!
- Nick, bu beş doları almanı istiyorum.
- Nick, je te donne ces 5 dollars.
İkna etmek biraz zaman aldı ama 50 denizcinin senin için yazdığı mektupları okuduktan sonra özel göçmen vizesi almanı uygun buldu.
Il a fallu le convaincre, mais après avoir lu 50 déclarations de Marines sur vous, elle vous a promu un Visa Spécial d'Immigrant.
Karaborsada Alman S-mayını arayanlar var.
Les mines "S" allemandes sont recherchées sur le marché noir.
Alman S-mayınları üretim için özel olarak seçildi.
Les mines S allemandes ont été choisies pour leur fabrication.
Zanlı hala dışarıda, sizin de önlem almanız gerek demektir.
Alors cette personne est toujours dehors. Et vous les filles, devez faire attention.
Belki onlar dosyayı almanın bir yolunu bulur.
Ils peuvent peut-être trouver un moyen d'obtenir ce fichier.
Söyleyebileceğin hangi gerçek, gerçekte kim olduğunu anlamasını ve üç yıldır söylediğin yalanları geri almanı sağlayabilir?
Quelle vérité pourrais-tu dire qui l'aiderait à comprendre qui tu es, sans omettre le fait que tu lui as menti ces trois dernières années?
UCLA'deki Alman profesör sakso çekmişti ya o havuzda.
Vous vous souvenez quand je me suis fait sucé dans cette piscine par la prof d'allemand de UCLA?
Bana yiyecek bir şeyler alman gerek.
J'ai besoin que tu ailles me chercher un peu de nourriture.
Sizin de anladığınız üzere, aile gelecek hafta üç gün olmayacak eğer izin almanız gerektiğini hissediyorsanız o zaman alabilirsiniz.
Comme vous avez pu le comprendre, la famille sera partie trois jours la semaine prochaine, alors si certains pensent mériter du temps libre, prenez-en à ce moment-là.
Asıl istediği senin Dickie'yi elinden ve yakasından alman.
En fait, elle veut que vous la débarrassiez de Dickie. Pour de bon.
- Evet kötü bir tercihti. Alman aksanım daha güzeldir.
Je suis meilleur en Allemand.
Senden haber almanın an meselesi olduğunu biliyordum.
Eh bien, je savais que ce n'était qu'une question de temps avant que je ne reçoive de tes nouvelles.
Sana incir almanı söyledim.
Je t'ai demandé d'acheter des figues.
Pekâlâ Brian. Veterinerin verdiği bu haplardan birini almanın vakti geldi.
Tu dois prendre tes pilules.
Bırak bakayım. Arkadaşım Jeff'e doğum günü hediyesi almanı istiyorum.
Bon, faut que t'achètes un cadeau pour mon pote Jeff.
- Evet almanı istiyorum.
- Oui, je vous la donne.