Altı dakika Çeviri Fransızca
524 parallel translation
Yılbaşına altı dakika kaldı. İlgilenenlere duyurulur.
Encore six minutes avant le nouvel an, si ça intéresse quelqu'un.
Tarifemden altı dakika sarktı.
J'ai un retard de six minutes sur mon emploi du temps.
- Düşünmen için altı dakika veriyorum.
- Vous avez six minutes pour y penser.
Bu da Brackhampton'a altı dakika demek, saatte 45 km hızla.
Ce qui fait six minutes avant Brackhampton à disons 30 mph...
Mutlak Savaşa altı dakika.
Six-minutes-avant-point-sécurité.
Altı dakika Stevie.
Encore 6 mn.
Yakalama altı dakika içinde gerçekleşecek.
Interception dans 6 minutes.
Altı dakika.
Six minutes.
Altı dakika sonra aşağıda buluşuruz.
Je vous retrouve en bas dans six minutes.
İşimi bitirmeme izin vermezsen, altı dakika içinde 3. Dünya Savaşı çıkar.
Laissez-moi finir ou dans 6 mn, la 3e Guerre mondiale éclatera.
Altı dakika mı?
Dans six minutes?
Altı dakika önce kalkan 8 : 13 trenine nasıl aktarma yaptın?
Comment avez-vous pu attraper le 8h13 qui est parti six minutes plus tôt?
Tam olarak altı dakika, doktor.
Exactement six minutes, docteur.
Karım ameliyat masasında sadece altı dakika kaldı ve öldü.
Mon épouse ne survécut que six minutes sur la table d'opération, et elle mourut.
- Geri sayıma altı dakika.
- Six minutes.
Anladığım kadarıyla siz bu sabahki maça beş ya da altı dakika geç kalmışsınız.
On m'a dit que vous aviez 5 min de retard pour le match.
Senin içinde ormanda bir yer ayıracağız... toprağın... altında! Altı dakika.
- tu vas devenir incollable!
İçeride altı dakika kaldı.
Elle y est restée 6 minutes.
Mantilles'e uzaklık tam olarak yirmi altı dakika efendim.
Rien de plus. Le nuage est à exactement 26 minutes de Mantilles.
Ve bahse varım Scasdale'de bile 45 dakika alırdı. Altı dakika ya da öyle.
Et même à Scarsdale, faut compter 45 mn. ici, 6 mn à tout casser.
- Altı dakika, vay be.
Qui dit mieux?
Altı dakika, 20 saniye.
Six minutes, 20 seconds.
- Fırlatma altındaysa, altı dakika.
- Six minutes si c'est un sous-marin.
- Altı dakika.
- Six minutes.
Vasseur altıda idam edilecek, ve 8 dakika sonra cesedi kliniğe getirilecek.
À 6h00, Vasseur sera exécute... et huit minutes plus tard, la voiture amènera le corps à la clinique. "
Bir dakika, bir şey vardı : Ön koltuğun alt kısmında ezilmiş bir çiçek bulduk, bir adet gardenya çiçeği.
Si, on a retrouvé une fleur, à l'avant, par terre.
Altıya kadar teftiş olacak. 15 dakika dinlenme.
Inspection jusqu'à 6h.
Ringo altı ya da yedi dakika sonra buraya geleceğini söyledi.
Ringo fait dire qu'il passera dans six ou sept minutes.
On dakika içinde kendini büyük bir lambanın altında bulursun.
En 10 mn, tu serais sur le grill.
Bir dakika. Treni alt katta mı bekleyeceksiniz?
Vous allez attendre en bas?
Her zaman, Exeter'in güneş lambalarının altında birkaç dakika geçirme ihtimali var.
Vous auriez pu être passé sous une des "lampes à bronzer" d'Exeter.
Altıncı Özel Kuvvetleri taşıyan bu gemi ana Müttefik filosundan 40 dakika önce denize açılmıştı.
Le bateau qui transportait la force d'assaut numéro six partit quarante minutes avant le reste de la flotte alliée.
Şef, üç dakika sonra ışık hızının altına düşeceğiz.
On sera en dessous de la vitesse-lumiere dans trois minutes.
Bu vızıltı beş dakika sürecek. Emrim altına gireceksin.
Le sifflet retentit dans cinq minutes, tu viens me voir, d'accord?
- Şimdi, bir dakika. ... geçitte bulunan ceset... ve Apaçinin altın haçı aldığı kişi aynı kişidir.
... dont nous avons retrouvé le corps et qui est la seule personne à qui les Apaches ont pu voler cette croix.
Bekle bir dakika, altı tane daha.
Attendez, il y en a encore six.
On altı dakika.
A 16 mn.
Her dakika gözetim altında olmalarını istiyorum.
Aucun d'entre eux ne doit soupçonner que nous nous intéressons à eux.
Üç dakika altı saniye.
- Trois minutes et six secondes.
Dakiklerse, altı saat 43 dakika.
Six heures et 43 minutes, s'ils sont ponctuels.
Altı, belki yedi dakika.
Six, voire sept minutes.
Altı üstü beş dakika gecikeceksin.
Ils peuvent commencer sans toi.
Büyük yeşil şeye altı buçuk dakika var.
Dans six minutes et demie, le grand truc vert.
Bir dakika, on altıncı mı on yedinci mi? Bilemiyorum.
Attends, 16ème voire 17ème siècle.
5 dakika sonra, onu garsonun altında... yatarken buldum.
Cinq minutes plus tard, il est étendu par terre sous le garçon.
Altı haftadır niye sadece iki dakika uyuyabildiğimi sanıyorsun?
Pourquoi penses-tu que je ne dors pas depuis 6 semaines. J'attends...
5 dakika sonra, göz altında olmazsa, caddede parkmetrelere bakıyor olursun.
Si vous ne l'avez pas arrêté dans les cinq minutes, Vous irez surveiller des parcmètres en Martinique!
Yani yirmi dakika zamanın varsa, o liste altındakilere bakıyorsun... ve sana o sürede pişirebileceğin bütün yemekleri söylüyor.
Si tu n'as que vingt minutes, tu ouvres à la bonne page et tu as toutes les recettes faisables en vingt minutes.
- Altı, yedi dakika oldu.
6 ou 7 minutes.
Tam olarak bir dakika içinde, çivi alt takımlarına girecek, makaslar kulaklarını kesecek!
Dans exactement une minute, la pointe vous rentrera dans les parties intimes. Les cisailles vous couperont les oreilles!
Evet, haklısınız, ama buna şaşmamak gerek, bir at arabası bulmak için, sağanak yağmurun altında....... 20 dakika ayakta bekledim.
Ce n'est pas surprenant. Je viens de passer vingt minutes à attendre un cab sous la pluie.
dakika 21
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı tane 16
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66
altı ay sonra 25
altı buçuk 20
altı saat 24
altı ay mı 24
altı yedi 26
altı tane 16
altı ay önce 37
altı hafta 22
altı ay 66