Aram Çeviri Fransızca
27,763 parallel translation
Belki biraz ara vermelisin. Dinlen, kendini toparla, katılmaya hazır ve istekli olduğunda tekrar aramıza dön.
Vous devriez prendre du temps pour vous reposer, vous retrouver, et revenir quand vous serez prête et heureuse de participer à nouveau.
- Aramızdaki bir iş meselesi.
- C'est professionnel.
Edward Albee, Joe Allen'da köfte yerken metni masasına bırakıyorsun, hiç aramıyor ve böylece akıl hocan mı oluyor?
Tu dis qu'Edward Albee mangeait au Joe Allen, que tu lui as laissé un script, qu'il n'a jamais rappelé, et ça fait de lui ton mentor?
Aramızda bir bağlantı olduğunu inkar mı ediyorsun?
Donc tu nies toute connexion entre nous.
- Aramızda olanları biliyor mu?
Sait-il ce qu'il se passe entre nous?
- Aramızda her şey yolunda değil mi?
Tout va bien, oui?
Bader'ın ofisini her gün arayıp onu soruyormuş, hatta bugün bile aramış.
Il a appelé le cabinet de Bader tous les jours, y compris aujourd'hui.
Fiona'yla aramız gayet iyi bu arada.
Tout va bien entre moi et Fiona.
Aramızda tartışma olmayacak.
Tu ne vas pas obtenir d'argument de moi.
Eğer istersen seni de aramızda görmeyi çok isterim.
Vous êtes plus que la bienvenue si vous voulez vous joindre à nous.
- Aramıyorsan başka işlerim var.
Sinon, j'ai mieux à faire.
Ama asla aramıza giremeyeceksin.
Mais jamais tu ne te glisseras entre nous.
Ve severek yaptım çünkü aramızdaki bağı anlayabiliyorum ben.
Et sans broncher. Parce que je comprends ce lien entre nous, ce cordon ombilical.
Çünkü aramızda uzun süreli bir romantik ilişki olmuştu.
Parce qu'on a eu une relation amoureuse de longue date.
Ben de sana aramızda olmayanlarla ilgili karına net bir biçimde dürüst olman gerektiğini söylediğimi hatırlıyorum.
Je me souviens bien vous avoir dit d'être honnête avec votre femme sur ce qui ne s'était pas passé.
Bu gece, aramızdaki birinin son gecesi.
Ce soir, quelqu'un ici assiste à sa dernière réunion.
Şimdi, geleneksel olarak, aramızdan ayrılan kişiler öğrendiklerini ya da paylaşmak istedikleri şeyleri anlatır.
Selon la tradition, quand une personne nous quitte, elle partage avec le groupe quelque chose qu'elle a appris ou quelque chose qu'elle aimerait dire.
Aramızda eski, tanıdık şeylerden başka hiçbir şey yoktu.
Il n'y avait rien entre nous si ce n'est une vieille habitude.
Parti gecesinde aramızda ne oldu, Art?
Que s'est-il passé entre nous lors de votre soirée, Art?
Aramıza karışabilirler.
Ils se fondent dans la masse.
Sanırım aramıza biraz mesafe koymak en iyisi olacak.
Je crois préférable de laisser de la distance entre nous.
Birkaç kadeh içtiğinde her zaman aramızdaki canavarlardan bahsederdi.
Toujours à parler des montres parmi nous, comme s'ils étaient nombreux.
" Sana yazıyorum çünkü görünüşe göre son konuşmamız aramızı olduğundan daha fazla açtı.
"Je t'écris " parce que notre dernière discussion " a mis davantage de distance entre nous.
Belli ki son birkaç haftadır aramız bozuk ve yine belli ki, o gece aramızda geçenlerle ilgili bana ve Nancy'ye yalan söylemek yerine gerçekleri söyleseydin bu tatsız durumlardan kaçınabilirdik.
Vous aurez évidemment remarqué que les choses sont tendues entre nous depuis quelques semaines. Si vous aviez dit la vérité à Nancy sur notre nuit ensemble, au lieu de nous mentir, à elle et à moi, tous ces désagréments auraient pu être évités.
Bu, Nancy'yle aramı açtı.
Cela a aussi créé un fossé entre Nancy et moi.
Aslında normalde rahatsızlığımı şikayet konusu etmezdim ama hastalarımızın aramızdaki gerilimi hissetmeye başlamasından korkuyorum.
Je ne suis pas à me plaindre d'être mal à l'aise, mais je crains que nos patients ne sentent une tension entre nous.
Aramızdaki şeyler ansızın bitti ve açıkçası ben hiçbir zaman nedeninden emin olamadım.
"Tout s'est brusquement arrêté, " et, pour être honnête, je n'ai jamais su pourquoi.
Bu süreçte bu, aramızda kalırsa eğer.
En attendant, si l'on pouvait garder ça entre nous.
Aramızda kalsın.
Motus et bouche cousue.
Görünüşe göre Bayan Mason randevu almak için bu ofisi ilk defa 15 Şubat'ta, Sevgililer Günü'nün ertesi günü aramış.
Mme Mason a appelé le cabinet pour prendre rendez-vous le 15 février, le lendemain de la St Valentin.
Aramızda zaman yolcuları var.
Les voyageurs dans le temps sont là.
Annenle aramızda seks konusunda hiç sorunumuz olmamıştı.
Ta mère et moi n'avons jamais eu de problèmes au lit.
Çalışmamızda seni görevlendirmemizle birlikte aramızda bir sadakat ortaya koyacağını, bunun iki tarafın da işine geleceğini sanıyorduk.
Et en vous confiant nos travaux, nous attendions de la loyauté de votre part, qui serait réciproque.
Aramıza hoş geldin Kyle.
Bon retour, Kyle.
Randy ev sahibini mi aramış?
Randy a appelé le propriétaire?
Aramıza hoşgeldin, Murtaugh.
Bon retour, Murtaugh.
Kelimelerle aram iyi değil.
Je suis nul avec les mots.
Aramızda duygusal bir şey yok.
On n'a tissé aucun lien.
Rahip Tim, aramıza hoş geldiniz.
Pasteur Tim. Bienvenue.
Niye beni aramıyorsun?
Pourquoi tu ne m'appelles pas?
Bu yüzden, onu bugün tam da ona yakışacak bir cenazeyle aramızdan uğurluyoruz.
C'est pourquoi aujourd'hui, on l'envoie de la seule façon logique...
Tamam, aramızda bazı iniş çıkışlar oldu. Ama sonlarda aramız gayet iyiydi.
On a eu des hauts et des bas mais on a fini au sommet!
# Aramızda bir şey kalmadı #
♪ J'ai fait mon deuil ♪
# Seni özlüyorum fakat aramızda bir şey kalmadı #
♪ Tu me manques, mais j'ai fait mon deuil... ♪
Hangimizin Jodie Foster'ın en kötü filminde en iyi takliti yapabileceği ile ilgili aramızda bir rekabet vardı ve benim ki "Sommersby" idi.
On a eu cette compétition pour voir qui pourrait faire la meilleure Jodie Foster dans son plus mauvais film, et le mien était "Sommersby".
Bunun için teşekkür ederim ama aramızda sonlanmamış bir şey kalmasını istemiyorum.
Et j'y suis sensible. Mais je ne veux pas laisser quelque chose... en suspens.
- Aramızda iyi anlarımız olmuştu.
On a passés du bon temps ensemble. C'est vrai.
En son bir şeyler paylaştığımda eski kocamla aramızda olanı biraz inkâr etmiş olabilirim.
Alors, la dernière fois que j'a partagé, i j'ai peut être fait une peu de déni adolescent à propos de mon ex.
- Peki ya aramızdaki aşk ne olacak?
Mais, quoi alors à propos de notre amour?
Aramızdaki biter.
Toi et moi ce sera fini.
- Hayır, aramıyorum.
Non, ça ira.