English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aslanlar

Aslanlar Çeviri Fransızca

833 parallel translation
Sana aslanların tehlikeli olduğunu söylemiştim.
les lions sont dangereux!
Aslanları çağırmak için böyle kükrüyorlar, sonra onlara mızrak atıyorlar.
Ils rugissent pour attirer les lions, puis ils les tuent.
Bu sefer aslanların avlanmasına izin verecekler.
Cette fois, ce sont les lions qui sont à leurs trousses.
- Peki efendim. - Aslanlar!
C'est bien, les gars!
Bir hokus pokus yaptı... aslanlar, maymunlar donakaldı.
Il a un air malin, et un bidule dans la main qui charme les lions et les chimpanzés.
Aslanlar aç.
Les lions sont affamés!
Ormandaki bütün aslanlar, kaplanlar... yılanlar, timsahlar ve yamyamlar dikkatli olun.
Gare à vous, lions, tigres, serpents, crocodiles et cannibales!
- Aslanlar!
Des lions!
Aslanları kardeşi.
Frère des Lions...
İLERİ ASLANLAR İyi çocuklardı.
Ton portrait est ravissant.
Hayvanat bahçesindeki aslanlar.
Ce sont les lions du Zoo.
Aslanların inine girebilirdim.
Je serais entrée dans une fosse aux lions.
Aslında girdim de! Ve aslanlar bana zarar vermedi.
D'ailleurs, je l'ai fait, et les lions ne m'ont pas touchée.
Aslanlar Körfezi, Aslan Yürekli Richard, Pygma-lion.
"Richard Coeur de Lion", "Pygmalion", j'ai tout joué!
- Ne oldu? - Katil aslanlar.
- Ça veut dire quoi?
- Katil aslanlar yoktu. - Bu oğlan kendini kaybetmiş.
- Il n'y avait pas de lions!
Katil aslanların saldırısına uğradık.
Des lions nous ont attaqués.
Afrika'da aslanları vuruyor muydun?
T'as tué des lions en Afrique? Des tas.
- Aynı şu aslanlar gibi.
- Et après?
Ve bu çağrı, Nemea aslanlarının sert kaslarına çeviriyor, en ince damarlarını bedenimin!
Mon destin m'appelle... et décuple mes forces.
Kız kardeşim aslanları erik çekirdeğiyle avlar.
Ma soeur chasse le lion avec des noyaux de prune.
Bir çoban aslanları bir kraldan ister istemez daha iyi tanır.
Le berger, plus que le roi, doit connaître les façons du lion.
Aslanlarını bununla avla Nimrod.
Chasse tes lions avec ceci, Nemrod.
Seni aslanlar için yem olarak kullanacağım.
Tu me serviras d'appât pour le lion.
Beni kurban etme ey Tanrım, kollarımı güçlendir ki senin sürülerini dağıtan aslanları yok edeyim.
Ne m'abandonne pas, ô Seigneur, mais donne force à mon bras pour détruire les lions qui ont désuni ton troupeau.
Hey, Mike, aslanlar kan kokusu almadan Birkaç adam bulup şu aslanları yakalayın.
Mike, prends quelques hommes et enferme les chats avant qu'ils ne sentent le sang.
Aslanlar var yaşasın
Hourra pour les lions
Bayılır dinlemeye gergedanın nasıl avlandığını fundalarla,.. ... aslanların ağlarla ve insanların dalkavuklarla.
Il dit souvent qu'on prend la licorne avec l'arbre, le lion avec le filet et l'homme avec la flatterie.
Son gelen bilim adamının eşi 80 kilo saf adaleden oluşmuş olup yeni büyümeye başlayan güzel bir bıyığı vardı ve kocasıyla her konuştuğunda bölgedeki tüm aslanlar kaçışıyordu.
La femme de notre dernier savant pesait 80 kilos! Bigrement moustachue! Et chaque fois qu'elle parlait, elle effrayait les lions.
Leoparlar ve aslanlar çadırlara giriyorlar.
Des fauves entrent parfois dans les tentes.
Aslanlar.
Les lions!
Aslanlar gibi. Hey, Yoldaş!
Elle est bâtie comme le Kremlin.
Böylece aslanlar av olacak.
C'est un chasseur de lions.
Dağ aslanları asla çöle inmez.
Les fauves ne viennent pas par là.
Geçtiğim heryerde aslanlar titrer, ayılar korkudan düşüp ölür.
Là où je passe, les lions tremblent et les ours tombent raides.
Dağ aslanları yapmış olamaz, değil mi?
Ça ne pourrait pas être des couguars?
22 yıldır burada hayvancılık yapıyorum, Doktor aslanlar ve kurtlarla bir çok anım var.
Je fais ce métier depuis 22 ans, docteur, et j'ai eu plus que ma part de couguars et de loups.
Hey, Pinky, dağ aslanlarına dikkat et.
Hé, Pinky, attention aux pumas.
Firavunun aslanlarından 16 tanesi kapılara bekçilik edecek.
16 de ces lions de Pharaon garderont les portes de la cité.
Artık sadece belirli yerlerin ve sahildeki aslanların hayalini kuruyordu.
Il ne rêvait plus que de lieux... et de lions sur la plage.
Aslanları düşlemedi, onun yerine 10-15 km genişliğindeki bir yunus okulunun hayalini kurdu.
Il ne rêva pas de lions, mais d'un grand banc de marsouins. Il s'étendait sur des milles et c'était la saison des amours.
Yaşlı adam aslanları düşlüyordu.
Le vieil homme rêvait de lions.
Aslanlar gibi mücadele ediyor.
Mais il se défend comme un lion.
Bu aslanlar için tehlikeli olurdu.
Ce serait dangereux pour les lions.
- Şaka mı bu? Aslanlar?
On devrait régler ça maintenant.
Ben dağ aslanlarını uzak tutuyorum.
D'accord.
- Dağ aslanları mı? - Evet. Gürültü...
Que penses-tu de Vicky en tant que personne?
Bu gürültü uzakta ki dağ aslanlarını korkutmaz deme.
Papa, je ne sais pas.
Sargent'in sirki için aslanları yakaladıktan sonra çocuğu kaçırmayı düşünüyorsunuz. Anladım.
Ah, c'est ça.
Aslanları seversin sandım.
Mes vieilles jambes sont fatiguées.
Yaşamak için aslanlar gibi dövüştüm.
On sera peut-être plus heureux.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]