English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Ayrıldım

Ayrıldım Çeviri Fransızca

6,010 parallel translation
Az önce kardeşinden ayrıldım Mariana.
Je viens juste de rompre avec ton frère, Mariana.
İşimden ayrıldım.
J'ai démissionné.
- Maternity'den ayrıldım. - Arkadaşım Peggy de orada çalışıyordu.
Je travaille à la Maternité.
Oradan ayrıldım.
Retrouver le club.
Ameliyat için hazırlamışlardı, son hazırlıklar için yanından ayrıldım...
Il était prêt pour l'opération. Je suis partie faire les derniers préparatifs.
Az önce Gavin'den ayrıldım sanırım.
Je pense que je viens de rompre avec Gavin.
Destek grubumdan ayrıldım.
J'ai quitté mon groupe de soutien.
# Bir doğum günü pastasından ayrıldım #
J'ai rompu avec un gâteau d'anniversaire
İşte ben bu yüzden ayrıldım.
C'est la raison de mon départ!
Ben 15 yaşımdayken ailemin yanından ayrıldım.
Je suis parti de chez moi à 15 ans.
Salondan 7 : 00'de ayrıldım. Eve gittim. Tüm gece evdeydim.
J'ai quitté le théâtre à 19 h et j'ai passé la nuit chez moi.
Onu yakaladığımızı düşündüğüm için ayrıldım.
Je suis parti car je pensais qu'on le tenait.
- Hayır mı? - Sabaha karşı 3'te ayrıldım.
Je suis partie à 3 heures du matin.
Aniden saatin kaç olduğunu fark ettiğim ve uyumak istediği için ayrıldım.
Je suis partie car on a réalisé l'heure qu'il était et il voulait se coucher.
Kimseye partiden ayrıldığımı söylemedim.
Je n'ai dit à personne que je quittais sa fête.
Lexi'den ayrıldın mı?
Est ce que... tu as rompu avec Lexi?
Kız arkadaşım da benden ayrıldı o yüzden...
Pour ce que ça vaut, ma copine a rompu avec moi aussi, donc
Kız arkadaşım da benden ayrıldı.
Ma copine vient juste de rompre avec moi aussi.
- Ayrıldınız mı?
Vous avez rompu?
Lütfen bana ayrıldığımız için böyle davrandığını... -... söyleme. - Evet Callie.
S'il te plaît ne me dit pas que tu agis comme ça parce que nous avons rompu.
Kolay olmadı özellikle nasıl ayrıldığımızı hatırladıkça.
Ça n'a pas été facile, surtout vu comme elle et moi l'avons laissé.
Cybercom'dan ayrıldığımızda devre dışı bıraktım.
Je l'ai désactivé quand on a quitté Cybercom.
Dexhart işimden ayrıldığım gün bir seks skandalına karıştı.
Dexhart qui a un scandale sexuel le jour où je quitte le bureau.
Yarı zamanlı çalışan eleman ayrıldı yani haftanın geri kalanında çift vardiya çalışmalıyım
Je vais travailler deux fois plus pour le restant de la semaine.
Asla akıl hocalığı yapmadığını söyler. Erkek öğrenciler için ayrıldığımıza inanıyorum.
Elle n'a jamais eu de mentor, car je crois bien que les mentors, sont réservés aux étudiants masculins.
İstediğinin bu olduğunu biliyordum, nasıl ayrıldığımızı da.
Je sais que c'est ce que tu voulais, étant donné nos différends.
Kira Larsen'in güvenli binadan beş dakika önce ayrıldığına dair bir bildirim aldım.
J'ai reçu une information disant que Kira Larsen a quitté le bâtiment il y a 5 minutes.
Marks biz silah işinden ayrıldığımızda oluşan dengeden mutsuz biliyorum.
Passer le trafic d'armes à Marks a perturbé l'équilibre.
Dünyalarımızın ayrıldığından daha küçük bir yaşta.
C'est plus jeune que lorsque notre monde s'est effondré.
Yani adamı vurdun bu da ayrıldığınızı gösteriyor şimdi ona yeniden yardım mı ediyorsun? Neden?
Tu lui as tiré dessus, ce qui marque une rupture mieux mieux que n'importe quoi, et maintenant tu es là, à l'aider une fois de plus.
- İnsanların beni beğendiğini sanıyordum. - Ayrıldığımızı sanıyordum. Ben...
- Je croyais qu'on était ruinés.
51'i ayrıldığımda her şeyin bıraktığım gibi kaldığına sevindim.
Contente de voir que je peux quitter la 51 et que rien n'a changé durant mon absence.
Annem, işten ayrıldığını söyledi.
Ma mère m'a dit que tu partais.
Laurie'yle ayrıldığımızdan eminim.
Je suis presque sur que Laurie et moi avons rompu.
İşe yaramadı ve sanırım ayrıldık.
Mais ça n'a pas fonctionné, et je crois qu'on a rompu.
Ameliyathaneden ayrıldığımızdan beri.
Depuis qu'on a quitté le bloc.
- Ayrıldı mı?
Partie? Où ça?
Ayrıca, karşılaştırıldığında, diğerleri kadar başımı ağrıtmıyor.
Et puis à poids égal, ça me donne - un peu moins la gueule de bois.
- İnan bana ayrıldığımızda...
- Crois-moi, quand on s'est séparés...
Neden o günler içinde yemek vakti lokantadan ayrıldığı hakkında bir fikrin var mı?
Avez-vous une idée pourquoi elle quittait le restaurant ce jours-là au déjeuner?
Sadece arkadaşlarımla daha çok zaman geçirmek istediğim için ayrıldığımı söylüyordum. İlgisi yok.
Rien.
Caroline'ın ondan neden ayrıldığımı bilmesi gerekiyor.
Caroline mérite de savoir pourquoi je l'ai quittée.
Sen nasıl işiyorsun? Deke'den ayrılıyorum, şu an ilişkimizin, onun evine sızıp eşyalarımı alarak ondan ayrıldığımı söylemediğim evresi.
Je romps avec Deke, donc voici la partie dans la relation où je m'introduis chez lui pour récupérer mes affaires pour éviter de lui dire que je romps.
Senden ayrıldığım falan yok.
Je ne romps pas avec toi.
Benden ayrıldı, sonra da beni eve bırakır mısın dedi.
Il a rompu avec moi et ensuite il m'a demandé de le raccompagner à la maison.
Parrish'in kızının peşine taktığımız memur, kızın evden ayrıldığı bildirmişti.
Les officiers postés devant chez la fille de Parrish disent qu'elle vient de quitter la maison.
Annem, ben ve Liam İskoçya'dan ayrıldığımızda.
Quand maman, Liam et moi avons quitté l'Écosse.
- Bay Spector eve geldi diye mi ayrıldınız? - Hayır.
Tu es partie car M. Spector était rentré?
Senin o kızla protestodan ayrıldığını görünce, Direkt sonuca vardım.
Quand je t'ai vu quitter la protestation avec elle, j'ai juste sauté aux conclusions.
Ayrıldığımızı nerden duydunuz ki?
Comment as-tu su qu'on avait rompu?
Ayrıldığınızı mı?
A propos de votre rupture?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]