Ayrılma Çeviri Fransızca
2,316 parallel translation
Ayrılma zamanın geldi bence.
Je pense qu'il est temps pour vous de quitter les lieux.
Saul, beni dinle. Saul, filodan ayrılma. Başladı.
Saul, reste avec la Flotte.
- Saul, filodan ayrılma.
Reste avec la flotte.
Yolundan ayrılma.
Ne te détourne pas de ta voie.
Yolundan ayrılma, senin sorunun değil.
Ne te détourne pas de ta voie, ça ne te regarde pas.
Yanımdan ayrılma.
Ne vous éloignez pas.
Bir yere ayrılma.
Attends ici.
- Ben gidip alayım o zaman. Ayrılma. - Tamam
Je m'en occupe.
Ve sizin onun kaçışınızdan sorumlu olmanız sebebiyle Korkarım buradan özgür bir adam olarak ayrılma şansınızı yitirdiniz.
Et puisque vous êtes responsable de sa fuite j'ai bien peut que vous ayez renoncé à votre liberté.
Orijinal bir ayrılma yoluydu. Güzel bir kolye istersen...
Je dois avouer qu'elle m'a plaqué dans les formes!
Yanından ayrılma.
Restez avec lui.
- Beni anladın, sakın ayrılma.
T'as compris, mais tu peux pas partir.
Bir süreliğine kasabadan ayrılma, tamam mı? Sana soracağımız birkaç soru daha olabilir.
Reste en ville, si j'ai besoin de t'interroger.
Telefonun başından ayrılma.
Et restez près du téléphone.
Özel iletişim kanalından ayrılma.
Que sur le canal privé.
Bir yere ayrılma, bebeğim.
Écoute, mon bébé, ne bouge pas.
- Yerel polis üç dakikaya kadar orada olur. - Ayrılma.
- Les policiers y seront dans trois minutes.
Buradan ayrılma imkânı olmasına rafmen kalmayı yeğliyor.
Il pourrait partir, mais rester il décide.
Tabancam ve silahlı mücadeleden kendi rızamla ayrılma yazım.
Mon revolver. Et une lettre où je déclare renoncer à la lutte armée.
Tommy'yle çok daha uyumlu bir çift olurdunuz diye düşünüyorsun ve günün birinde Tommy'yle ayrılma şansımız olduğuna inanıyorsun.
Que Tommy et toi auriez fait un couple plus naturel. Et tu es persuadée que Tommy et moi, on se séparera un jour.
Yanımdan ayrılma.
Restez près de moi.
Yakıtı tükenmiş iki adet katı roket iticilerinin ayrılma safhası yaklaşıyor.
Phase finale de combustion des deux boosters.
Gaz yavaşa kesiliyor ve katı roket iticileri ayrılma için hazırlanıyor.
Début de la séquence de séparation, séparation en attente.
Ayrılma onaylandı.
Séparation confirmée.
Bir yere ayrılma, işi bitir.
Reste sur place. Termine le travail.
Tuvalete gidip geleceğim, bir yere ayrılma.
Je vais aux toilettes.
Michela! Burada bekle, tamam mı? Her ne nedenle olursa olsun buradan ayrılma.
Ne bouges, sous aucun prétexte.
Bir daha gözümün önünden ayrılma sakın.
Ne l'oubliez pas. Je veux vous voir à tout instant.
Yanımdan ayrılma. Beni takip et.
- Suis-moi.
Burada, ayrılma bir yere!
Ici! Attends ici.
- Kayla, tatlım, sakın oradan ayrılma. - Bay Bauer...
Kayla, ma chérie, restes où tu es.
Sakın oradan ayrılma.
Restes où tu es.
Bir yere ayrılma.
Ne bouge pas.
Onlara barışçıl yoldan ayrılma fırsatı tanıdım.
Je leur ai donné l'opportunité de partir
Kodai'nin takımdan ayrılma sebebi...
Eh bien la raison pour laquelle il a quitté...
Onun ordudan ayrılma sebebi de buydu.
Kodai a démissionné de la force juste après.
"Orospu çocuğunun tekisin Stackhouse" dan "Göt herifin tekisin Jason" a kadar her türlü ayrılma bahanesini duydum.
J'ai entendu toute sorte d'excuse pour rompre, de "T'es un enfoiré, Stackhouse" à "T'es un vrai connard, Jason."
Yanından bir saniye bile ayrılma.
Ne le laissez pas un seul moment sans surveillance.
Ezra Marvell, Le Cheyne'in, Juniper'i geri istediğini söylemişti. Kadının ayrılma planlarını suya düşürecek bir şey biliyordu demişti.
Ezra Marvell a dit que Le Cheyne voulait reprendre Juniper, qu'il savait quelque chose qui pourrait l'empêcher de partir.
Bu, sonsuz öncelikli bir ayrılma mı yani?
Donc c'est une rupture préventive?
Bir yere ayrılma.
Tu restes là?
" Bir gün havarilerine ayrılma vaktinin geldiğini söyledi.
" Il annonça à ses apôtres qu'il les quitterait bientôt.
Belki bir gün, ama bilmiyorum. Tam anlamıyla ayrılma fikri daha mantıklı geliyor.
Un jour peut-être, mais une vraie rupture, ça a plus de sens.
Asla evden onsuz ayrılma.
Ne jamais sortir sans.
Onunla git. Yanından ayrılma ve güvende olduğundan emin ol.
Tu vas l'accompagner et rester avec lui, je veux qu'il soit en sécurité.
- Demek ayrılma sebebin bu.
Donc, c'est la raison de votre démission.
Jen'i terk edince ayrılma kararı aldılar.
Après qu'il l'ait larguée.
Diskini kaybeder veya komutlara itaat etmekte başarısız olursan hemen ayrıştırılma işlemine tabi tutulacaksın.
Si vous perdez votre disque ou si vous ignorez les commandes, vous serez immédiatement désintégré.
Benden ayrılma.
Tu vas pas rompre!
Bir yere ayrılma.
T'éloigne pas.
Ayrıntılara takılma sevgili Mercato.
Ne vous inquiétez pas, Mercato.
ayrılmak 17
ayrılmayın 60
ayrılmalıyız 17
ayrılmak mı 34
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılmayın 60
ayrılmalıyız 17
ayrılmak mı 34
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31