English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Ağlamıyorum

Ağlamıyorum Çeviri Fransızca

333 parallel translation
Hayır, Sergei. Ağlamıyorum.
Non Sergei, je ne pleure pas.
Yanlış anlama. Ben bu yüzden ağlamıyorum.
C'est pas pour ça que je pleure.
Ağlamıyorum, fakat bana geri dön.
Je ne pleure pas, mais reviens-moi!
Ağlamıyorum.
Je ne pleure pas.
Ağlamıyorum Lorenzo Rafael.
Je ne pleure pas, Lorenzo Rafael.
Ağlamıyorum.
Vois, je ne pleure pas. Aussitôt que tu seras dehors,
- Ağlamıyorum. O kadar iyi insanlar ki.
Je ne pleure pas... mais ce sont de si chics types.
Üzgün olduğum için ağlamıyorum. Düşünsene, şimdi ne kadar mutludur.
Je ne pleure pas de tristesse... j'imagine seulement la joie du gosse.
ben ağlamıyorum.
Qui se lamente?
- Ağlamıyorum ama sonuçta 300,000!
- Je ne pleure pas, mais 300000!
- Ağlamıyorum.
- Je ne pleure pas...
- Ve sen, genç bayan... - Ben ağlamıyorum.
Je ne pleure pas.
- Ağlamıyorum.
- Je ne pleure pas.
Ağlamıyorum artık.
Je ne pleure plus.
- Hayır, ağlamıyorum.
Non. Pas du tout!
Gittiğin için ağlamıyorum. Ağlıyorum, çünkü o şey gidiyor. Şey?
Ce n'est pas parce que tu t'en vas... mais parce que cela s'en va.
Artık ağlamıyorum. Sen yanımdaysan artık korkmuyorum.
Je n'ai plus peur quand tu es près de moi.
Bunlar için ağlamıyorum. Sadece söylüyorum. Pekala Joe.
Je n'en fais pas un drame, mais c'est comme ça.
Ağlamıyorum.
- Pleurer.
Ağlamıyorum.
J'arrête.
Tamam, ben de ağlamıyorum, gördün mü?
D'accord, moi aussi. Vous voyez, j'arrête.
Ben de yakınlarda oturuyorum, aşağıda. Ama bu yüzden ağlamıyorum.
Moi aussi, j'habite là mais je ne pleure pas.
Sahiden ağlamıyorum.
Je ne pleure pas vraiment.
Şimdi ağlamıyorum bile.
À présent, plus rien.
Onun için ağlamıyorum. Dans yüzünden.
- Je me fiche d'elle.
Sorun nedir? AğIıyorsun! Hayır, ağlamıyorum
Qu'est-ce que tu as, tu pleures?
Ona ağlamıyorum. Kimse için ağlamıyorum.
Pas pour lui.
- Ağlamıyorum. Sadece çok sinirliyim.
Je ne pleure pas.
Ağlamıyorum. Özür dilerim. Beni arabaya koy.
Je ne pleure pas.Je suis désolée, pose-moi sur le chariot.
Çorap yüzünden ağlamıyorum zaten.
Ce n'est pas ce foutu bas, de toute façon. Oubliez ça.
Artık Brahms'ı dinleyebiliyorum ve ağlamıyorum.
Aujourïhui, j'arrive ø écouter du Brahms... sans pleurer.
Artık ağlamıyorum.
Maintenant, je ne pleure plus.
Ağlamıyorum.
Mais je ne pleure pas.
Hiç bile ağlamıyorum.
Non, je ne pleure pas.
Ağlamıyorum tatlım, soğan soyuyordum. Hadi git.
- Je viens de peler des oignons.
Ben ağlamıyorum... Ama ağlamak isterdim.
Je ne pleure pas, moi, mais le coeur y est.
- Lütfen. - Ağlamıyorum zaten.
Je ne chiale pas.
Ağlamıyorum, ağlamıyorum.
Je pleure pas... Je pleure pas.
Evet, ağlamıyorum.
Je ne pleure pas.
- Hayır, ağlamıyorum.
- Du tout.
Ağlamıyorum ben.
Je pleure pas.
Hiç de çok ağlamıyorum.
Je ne pleurniche pas beaucoup.
Fakat bu nedenle ağlamıyorum.
C'est pas pour ça que je pleure.
Ağlamıyorum.
Je ne suis pas effrayé, je ne pleure pas...
Kaybettiğimde asla "sayılmaz" diye ağlamıyorum.
Je ne crie jamais au scandale quand je perds.
Ben ağlamıyorum.
Je ne pleure pas.
- Ağlamıyorum.
Je ne pleure pas.
- Ağlamıyorum.
- Pas du tout.
- Ben ağlamıyorum.
Ce n'est pas honteux.
Ağlamıyorum.
Je pleure pas.
- Ağlamıyorum.
- Non.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]