Bak sana ne söyleyeceğim Çeviri Fransızca
73 parallel translation
Bak sana ne söyleyeceğim. İnsanlar ani dürtülere kapılabilir.
On a tous de drôles de pulsions.
Bak sana ne söyleyeceğim Polly Harrington.
Je vais vous dire une chose, Polly Harrington!
Bak sana ne söyleyeceğim Edwin... Çarşamba sana ilk ödemeni yapacağım, Bir ay önceden.
Écoutez, Edwin, je vous paierai mercredi, un mois d'avance.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Je vais te dire une chose :
Bak sana ne söyleyeceğim. Sana hoşuma gitmeyen bir şeyden bahsetmek istiyorum.
Je vais te dire, ce qui m'aurait vraiment foutu en rogne...
Bak sana ne söyleyeceğim.
Non, c'est trop compliqué.
Bak sana ne söyleyeceğim... Biliyorsun, "homo" Yunanca bir sözcük.
"Homo" est un mot grec.
Bak sana ne söyleyeceğim, o benim bir arkadaşım.
C'est un ami.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Je te propose un truc.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Oh! j'ai une idée.
Bak sana ne söyleyeceğim : sana hizmet etmelerini de sağlayabilirsin. Ya da seni yok edebilirler.
Ils pourraient se mettre à ton service ou au contraire te détruire
Bak sana ne söyleyeceğim. Bana yalnızca bir deste ver, tamam mı? Yalnızca bir deste.
Tu me donnes une liasse.
Bak sana ne söyleyeceğim Boab, neden kenarlardan oynamıyorsun?
T'as du feu? Douche-toi avec l'ailier adverse.
Bak sana ne söyleyeceğim, bu kampüsdeki tek manyak sensin.
Laissez-moi vous dire que le seul désaxé sur ce campus, c'est vous.
Bir bak sana ne söyleyeceğim, sen kendi tarafından başla, bense kendi tarafımdan.
Ecoute-moi. travaille de ton côté, je travaillerai du mien.
Yemek zamanı! Tamam, Bak sana ne söyleyeceğim.
Je vais te faire une proposition.
Bak sana ne söyleyeceğim...
On va procéder ainsi :
Bak sana ne söyleyeceğim, gençlik yıllarını dünyanın en güzel kadınının... sivilceli, sırık gibi kız çocuğuyla harca... ve sonra da bana dön.
Je vais vous dire, allez passer votre adolescence comme fille boutonneuse et ingrate de la plus belle femme du monde, et revenez me voir.
Bak sana ne söyleyeceğim, sen bilmeden, biz gitmiş olacağız.
Tu sais quoi? On va pas tarder.
Gel oğlum, bak sana ne söyleyeceğim.
- Viens, mon garçon, je vais te dire quelque chose.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Je vais te dire.
Bak sana ne söyleyeceğim?
Tu sais quoi?
Bak sana ne söyleyeceğim.
Tu sais quoi?
Bak sana ne söyleyeceğim :
Voilà ce qu'on va faire :
Bak sana ne söyleyeceğim Peder Anatoly...
Pour votre information, Père Anatole,
Bak sana ne söyleyeceğim, tüm işi gören şu kadarcık kan.
Je te dis frangin, ce peu de sang a fait l'affaire.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Je voulais te demander...
Bak sana ne söyleyeceğim ; onu temizle, yakınında kal, bakalım neler olacak.
Tu me le nettoies, et tu le tiens prêt. On attend de voir.
Yoktan bir şey var olmaz. Bak sana ne söyleyeceğim.
C'est pas le fruit du hasard.
Bak sana ne söyleyeceğim, evlat.
Tu sais quoi mon vieux?
Bak sana ne söyleyeceğim. Bu benim numaram.
Voici mon numéro.
Bak sana ne söyleyeceğim. Kukla meraklıları biraz tuhaf oluyor.
Je te dis, ils étaient bizarres, les marionnettistes.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Et je vais vous dire...
Bak sana ne söyleyeceğim, Barbie.
Tu sais quoi, Barbie?
Hiç yabancı gelmiyor. Bak sana ne söyleyeceğim.
Ça me rappelle quelqu'un.
Bak sana ne söyleyeceğim.
Voici ce qu'on va faire.
Bak, sana bir şey söyleyeceğim. Bu çocuk buradaki hiçkimseyi dinlemez.
Laisse-moi rire, ce type ne respecte personne!
Fakat sana bir şey söyleyeceğim, Hayatımda hiçbir sabah, uyandığımda... birinin yüzüne bakıp da, orada bulunduğum için pişmanlık duymadım.
Mais je vais vous dire, je ne me suis jamais réveillée le matin... en voyant quelqu'un qui me fasse regretter d'être là. Mais vous, je parie que oui.
Bak, sana ne söyleyecegim, ahbap...
Tu veux que je te dise?
Bak, sana ne söyleyeceğim, bir yardıma ihtiyacım var.
J'ai besoin d'un service.
- Bak sana ne söyleyeceğim.
Alors, voilà...
[şarkı] : " tamamen mavilere bürünmüş o kız ne yapacağını sana söyleyeceğim kalçalarını sallıyor, bacağını oynatıyor kız orada salınıyor, ve gözlerindeki o bakış, ah o bir rocker o bir roller
" SHE'S THE GIRL ALL DRESSED IN BLUE I'LL LET YOU KNOW JUST WHAT TO DO SHAKIN'THOSE HIPS, SHE MOVIN'A THIGH
- Bak, sana ne söyleyeceğim.
Je vais te dire...
Bak sana ne söyleyeceğim.
Je vais te faire gagner du temps.
Bak, sana ne söyleyeceğim.
Je vais t'affranchir.
Tamam, Tony. Sana ne söyleyeceğim bak.
D'accord, Tony.
Bak, benden duymuş olma, senden hoşlanmadım da ama sana bir iki şey söyleyeceğim.
Je ne suis pas un homme à préjugés. Non, ces mecs racistes, simples d'esprit. Je n'ai jamais eu besoin d'eux.
Bak, sana ne söyleyeceğim bu şehri korumak için kullandığınız ekipmanların % 99'u burada yapıldı.
Je vais vous dire. 99 % de ce que vous utilisez pour assurer la sécurité du pays a été développé ici.
Sana ne söyleyeceğim bak, günün sonunda...
Je vais te dire...
- Bak, sana ne söyleyeceğim.
Tu sais quoi?
Bak şimdi sana ne söyleyeceğim. Tamam mı?
- Laisse-moi te raconter quelque chose.
bak sana ne diyeceğim 109
bak sana ne aldım 17
bak sana ne getirdim 39
ne söyleyeceğimi bilemiyorum 37
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59
ne söyleyeceğim 17
bak sen 266
bak sen şuna 23
bak sevgilim 16
bak şimdi 286
bak sana ne aldım 17
bak sana ne getirdim 39
ne söyleyeceğimi bilemiyorum 37
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59
ne söyleyeceğim 17
bak sen 266
bak sen şuna 23
bak sevgilim 16
bak şimdi 286
bak sen şu işe 62
bak şuna 164
bak söylüyorum 18
bak şunlara 20
bak şu konuşana 17
bak şuraya 24
bak şu işe 49
bak şuna 164
bak söylüyorum 18
bak şunlara 20
bak şu konuşana 17
bak şuraya 24
bak şu işe 49