Ne söyleyeceğimi bilemiyorum Çeviri Fransızca
312 parallel translation
Size ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais vraiment pas que vous dire.
Ama ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Mais je ne sais que leur dire.
- Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
- Je ne sais pas quoi dire. - Moi non plus.
İnsanların fısıltılarını duyunca ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Pourtant, on répète ces choses hideuses devant moi.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi dire.
Ben kararımı verene kadar, ona ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne suis pas encore décidé. Que lui dire?
Ne yapacağımı veya ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Que faire?
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum ama zorlukların sorumlusu sen değilsin.
Je ne sais pas quoi faire. Tu n'es pas responsable de tous ces malheurs.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je suis quelque peu perplexe.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum...
Je ne sais pas quoi dire.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Que te dire...
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais que dire.
- Ne söyleyeceğimi bilemiyorum Lucas.
- Je sais pas quoi vous dire, Lucas.
Şey, Gerçekten ne söyleyeceğimi bilemiyorum, Steve. Evet biliyorum. Sizin yapmanıza izin veremem.
Je me suis senti mal en rentrant les mains vides... mais le pire, c'est que tu as douté de moi.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi vous dire.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je sais pas quoi dire.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi te dire.
Mags, ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Mags, je ne sais pas quoi dire.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum, Elton.
Je ne sais quoi dire, Elton.
Ben... ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je... je ne sais pas quoi dire.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum... ama burada, Red Gap'te önemli biri olarak görülüyorum.
Je ne sais comment vous expliquer. Mais ici, à Red Gap, je suis quelqu'un, une personnalité.
- Ne söyleyecegimi bilemiyorum.
Je ne sais plus.
Size bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, Bay Stevenson.
Je ne sais pas quoi vous dire M. Stevenson.
Gabey, sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama... lvy, sorun ne?
Je ne sais comment te dire... Qu'y a-t-il?
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne comprends pas.
Aklımdan geçenleri nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama...
Je ne trouve pas les mots pour l'expliquer, mais...
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum bir çocuk için rahatsızlık verecek kadar olgun tavırları var.
Je ne sais trop comment dire. Elle a une maturité d'esprit inquiétante chez une fillette.
Bunu, ona nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi lui dire.
Ben... Ben bunu gerçekten nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum, Freeman.
Je ne sais pas trop comment vous dire ça, Freeman.
Merhaba, söylemek istediğim... bu geceki davranışım için özür dilerim... ve aslında ne söyleyeceğimi tam olarak bilemiyorum... aşkın insana salakça şeyler yaptırdığını söylemek dışında.
Salut. Je voulais juste te dire que j'ai honte de mon comportement de ce soir et je ne sais pas vraiment quoi dire, sauf qu'en amour, on peut vraiment se ridiculiser.
Aman Tanrım Emily, bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas comment t'expliquer ça.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama belki de bu ters dünyada tüm "akıllı" insanları alıp, bir yere kapatmalı ve tüm psikopatları dışarı çıkarıp dünya yönetimine getirmeli.
Je ne sais pas, mais peut-être que dans ce monde à l'envers, tous les gens "sains d'esprit" devraient être enfermés et tous les psychopathes mis en liberté pour gouverner le monde.
Meclise ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas ce que je vais leur dire.
- Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
- Je ne sais pas comment vous le dire.
- Ne, ne var? - Tanrı'm, sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Mon Dieu, c'est terrible.
Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne trouve pas les mots.
Sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Sanırım en doğrusu dobra dobra söylemek.
Je ne vais pas y aller par 4 chemins.
Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas comment te dire ça.
Bunu size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas exactement comment vous dire ça. Quoi?
Sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas pourquoi je te l'ai dit.
Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais comment le dire.
Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum ama yayından kaldırıldınız.
Je ne sais pas comment vous dire ça, mais la série est finie.
Özür dilerim. nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas... comment le dire.
Bunu sana nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas comment te le dire.
Size ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais pas quoi vous dire.
- Ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais que dire J'ai tout dit.
Bunu nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
Je ne sais comment dire...
Bunu size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum... Fakat o ölmüş. Taksi şöförünüz ölmüş.
Je ne sais pas comment vous dire ça mais il est mort, votre chauffeur de taxi.
- Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Ama başkan bana tecavüz etti.
Je ne sais pas comment te le dire, le Maire m'a violée.
- Nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum.
- Je ne sais pas comment te le dire.
- Evet, size nasıl söyleyeceğimi bilemiyorum. Şu basınç kaçağını bulamadık.
- Oui, désolé, on ne trouve pas la fuite.
ne söyleyeceğimi bilmiyorum 59
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyleyeyim 43
ne söyledin 57
ne sorusu 17
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyledi 211
ne söyleyeceksen söyle 18
bilemiyorum ki 20
bilemiyorum 2041
ne söylemek istiyorsun 30
ne söyleyeyim 43
ne söyledin 57
ne sorusu 17
ne söylememi istiyorsun 61
ne söyledi 211
ne söyleyeceksen söyle 18