Bilemem Çeviri Fransızca
2,189 parallel translation
Ben laboratuvardan sonuçları alana kadar bir şey bilemem.
Je ne saurai rien avant d'avoir reçu ses résultats.
Evet, bilemem.
Non, en effet.
Hayır. Pek değil. Ama şikayetçi olursa bilemem tabii.
Non, pas vraiment, sauf s'il veut me poursuivre.
Hakkımdaki bu gerçekten haberdar mısın bilemem ama sabahlayarak yas tutmaya bayılırım.
- Ouais. Je sais pas si tu sais, mais je... J'adore les veillées.
Bilemem.
Je ne saurais le dire.
- Sonra ne söyleyeceğini bilemem.
Je ne peux pas le dire.
Bir dizi işlem yapılması gerekiyor ve hepsi bitmeden sonucu bilemem.
Il y a plusieurs procédures. On ne saura qu'après avoir réalisé chacune d'elles.
Onu bilemem iste.
Aucune idée.
Evet, Bay Lau'nun nasıI yolculuk ettiğini bilemem ama dönmesine sevindim.
J'ignore comment Lau a organisé son voyage, mais son retour me ravit.
Arabayı yakalasam ne yapacağımı bilemem.
Je serais tout paumé d'en choper une!
Sizi bilemem ama ben burada harika bir barbekü partisi olacağını duydum.
J'ignore ce que vous en pensez, mais on dit qu'il y a d'excellentes rôtisseries dans le coin.
Kendimden korkmadığım sürece neden korkmadığımı bilemem.
Je sais. Je ne sais pas pourquoi j'ai si peur, à moins que j'ai peur de moi - même.
Seni bilemem, ama bu acıya dayanıklılığımı artırıyor.
Je ne sais pas pour toi, mais ça me rend insensible à la douleur. Oui.
Bak, banka sana ne diyor bilemem.
Je ne sais pas ce que cette banque te raconte.
Bunu bilemem bile.
Je ne dois même pas le connaitre.
Başkalarını bilemem ama sizi çok özleyeceğim.
Les autres, je sais pas trop ce qui les attend, mais... Mais moi, vous allez me manquer, c'est sûr.
Bir şeyden, birinden sorumlu olmanın ne demek olduğunu bilemem.
Je n'imagine pas ce que ça serait d'être responsable de quelque chose.
Nereye gideceğimi bilemem Doğru olan takım hangisi
Je ne sais pas où aller Quelle est la bonne équipe
Nereye gideceğimi bilemem
Je ne sais pas où aller
Orasını bilemem.
Ça, je n'en sais rien.
Diğer sürücülerini bilemem ama ben aynada renkli ışıkları görürsem kimse beni durduramaz.
Quand je vois des gyrophares dans le rétroviseur, je ne m'arrête pas.
Bilemem, ama umurumda da değil. Ben mutluyum.
Je ne sais pas, je m'en fiche, je suis heureux.
Bilemem.
Je n'en sais rien.
Hava çok karanlıktı, tam olarak bilemem.
C'est difficile à dire, il faisait sombre.
Ama biraz daha ayılana kadar hakkında ne düşündüğümü gerçekten bilemem.
Mais je saurai quoi penser de toi quand je serai moins saoule.
Ama seni bilemem.
Mais je ne sais pas pour toi.
- 10 dakika içinde, bilemem.
- Oui, 10 ou 15.
Yardım etsem bile, nereden başlayacağımı bilemem.
Même si je vous aidais, je ne saurais pas par oú commencer.
Adamın kafasında neler var bilemem!
Je ne sais pas à quoi il pense!
Ama ne zaman bilemem.
Je ne sais pas quand.
Bunu bilemem.
Je suis pas sûre.
Bak şimdi, belki sonra da inşaatçı bir kadın içeri girer ne bileyim, belki seksi mi değil mi onu bile bilemem ama birden çıkar...
Et tu sais quoi? Une travailleuse de la construction pourrait entrer, et je ne sais pas si elle est belle ou non. - D'accord.
Bilemem ki. Artık bu işte ne olup ne bitiyor anlamıyorum.
Impossible à dire, je ne suis plus dans le coup.
- Bu nasıl olur? - Bilemem artık.
- Comment c'est possible?
Çok kötü. Sen de yapıyorsan bilemem tabii. Yargılamam yani.
À moins que tu le... enfin, je juge pas...
Bilemem.
Je sais pas.
Hayatı boyunca kızıyla doğru düzgün konuşmuş mudur bilemem.
Je doute qu'elle ait jamais eu ce genre de conversation avec sa fille.
Belki, bilemem.
Peut-être, j'en sais rien.
Ama hangisi olduğunu bilemem. Adli tabip raporuna göre kurbanın ayak parmakları arasında erimiş, benzersiz eflatun kauçuk varmış.
Selon le rapport du légiste, il y a du caoutchouc violet spécial
Kendi vicdanınla nasıl başa çıkarsın bilemem ama eminim ki, bizler sıkıntı çekerken, sen rahat uyumanın yolunu bulursun.
Je sais pas comment vous assumez ça, mais vous y arriverez et nous, on en bavera.
Fakat bana söylemezsen asıl bu kötü. Çünkü o zaman bir şeyi değiştirip değiştiremeyeceğimi bilemem.
Mais il n'est pas bon que vous ne me disiez pas parce que je ne sais absolument pas si c'est quelque chose que je peux changer.
- Orasını bilemem.
- Je ne sais pas.
Şayet bu aşk değilse, ne olduğunu bilemem. Ya beni seviyorsa ama hamile halimi sevmeyecekse? Peki.
C'est quoi, si c'est pas de l'amour?
Bir saatini yere uzanıp felçli halde geçirmek istiyorsan bilemem tabii.
Sauf si tu veux finir par terre, paralisé pendant la prochaine heure.
Sakın koklama. ... bir saatini yere uzanıp felçli halde geçirmek istiyorsan bilemem tabii.
Hé, hé, hé, ne renifle pas ça, sauf si tu veux finir par terre, paralisé pendent la prochaine heure.
Bir adadan ne bekleneceğini bilemem Bay Davies, ama başımıza iş çıkarsa, hazırlanırız.
Je ne sais pas à quoi m'attendre, mais je préfère être prêt.
Ona ne kadar elektrik vereceğimi bilemem.
Je ne saurai pas combien de puissance lui donner.
Pekala... senin yaşlı adamı, babanı bilemem ama... Çok iyi bir maddeden yapıldığını biliyorum.
Je ne connais pas votre vieux... votre père, mais... je pense que vous êtes vraiment, vraiment fait de choses meilleures.
Ama başka kim var bilemem.
Je ne sais pas pour le "aussi".
Burada ne bok var bilemem.
Je ne sais pas ce qu'on va y trouver.
Bilemem.
Je l'ignore.
bilemezsin 104
bilemedin 19
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25
bilemedin 19
bilemiyorum ki 20
bilemedim 29
bilemiyorum 2041
bilemeyiz 20
bilemezsiniz 26
bilemeyeceğim 25