English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bilemeyeceğim

Bilemeyeceğim Çeviri Fransızca

433 parallel translation
- Bilemeyeceğim. Az önce yolcu arabasıyla geldi.
- Je ne sais pas, elle vient d'arriver.
Bu işte bilmediğim pek çok şey var. Bazılarını hiç bilemeyeceğim.
Il y a beaucoup de choses que j'ignore.
- Ne olduğunu bilemeyeceğim, hanımefendi.
Je l'ignore. C'est un grand gâteau.
Bilemeyeceğim. Buralarda o kadar uzun bulunmadım. Ama öyleymiş gibi geliyor.
Je peux pas dire, je suis pas là depuis aussi longtemps... mais ça doit être ça, oui..
O veletlerin bir sonraki niyetlerinin ne olduğunu asla bilemeyeceğim.
Qui sait ce qu'elles inventeront?
Ve benden vazgeçtiğinde, ne yapacağımı bilemeyeceğim.
Quand tu ne voudras plus de moi, je ne sais pas ce que je ferai.
O iri oduncunun böyle bir şansı nasıl yakaladığını hiç bilemeyeceğim.
Comment ce grand bûcheron a-t-il pu avoir pareille chance?
Bilemeyeceğim. Ben de o kadar yaşlı değilim.
Je ne suis pas assez vieux pour savoir.
Yukarıya çok yavaş çıkıyorlar, sırasıyla, ta ki kapı kapanana değin. ve kapı kolu dönüyor, ve kapı açılmağa başlıyor ve... asla ne olduğunu bilemeyeceğim,
très lentement, un pas à la fois, jusqu'à ce qu'ils atteignent la porte, et la poignée tourne, la porte commence à s'ouvrir et... je n'ai jamais su ce que c'était,
Buraların yabancısıyım o bakımdan bilemeyeceğim.
Je ne connais pas assez la région pour vous dire où.
" Niye böyle heyecanlandım bilemeyeceğim hiç *
" Qu'est-ce donc qui m'enivre ainsi?
Bilemeyeceğim yani.
Si vous le dites.
Yıllar önce neden evlenmedi, hiç bilemeyeceğim.
On ne saura jamais pourquoi elle ne s'est jamais mariée jadis.
Neden her cumartesi aynı muhabbeti yaptığımızı asla bilemeyeceğim.
Alors, le fait qu'on doive avoir la mìme conversation... chaque samedi avant l'assemblée du dimanche me dépasse.
Bilemeyeceğim efendim.
Je ne saurais le dire, monsieur.
Benim bile bilemeyeceğim biri tarafından.
Un gars que je ne connaissais même pas.
Ama artık asla bilemeyeceğim.
Je ne le saurai jamais.
Ve Blofeld kancasını ona nasıl takmış olabilir. Asla bilemeyeceğim!
Et comment diable Blofeld lui a-t-il mis le grappin dessus!
Bilemeyeceğim.
Je ne sais pas.
- Öldürdüm mü bilemeyeceğim Haven. Zaten ölmüşlerdi. - Evet.
Je ne vois pas comment on pourrait les tuer, ils sont déjà morts.
Sayfa eksik. Asla bilemeyeceğim.
Je ne saurai jamais avec qui s'est enfuie Raffa!
Ne olduğunuzu bilemeyeceğim, ama FBI bilir.
Ça, je n'en sais rien, mais le FBI le saura.
Şey Asla gerçekten bilemeyeceğim, Richard.
Eh bien, je ne le saurai jamais vraiment.
Artık nasıI yaparsınız bilemeyeceğim.
À vous de voir. D'accord?
- O kadarını bilemeyeceğim.
- Je ne me rend pas compte.
Biliyorum ben karmaşık bir hastayım. - Bilemeyeceğim.
Docteur, je sais que je suis une patiente compliquée.
Bilemeyeceğim, bayım.
Je ne sais pas, Maître.
( Çavuş Dedektif Sonny Crockett ) Tabii ki, bunun dışında başka tarafını bilemeyeceğim.
Bon, j'en connais pas d'autre.
Bilemeyeceğim.
Je l'ignore.
Onun aç mı yoksa çılgın mı olduğunu bilemeyeceğim.
Je sais pas s'il est plus affamé que cinglé!
O tacı takmanın nasıl bir his olduğunu asla bilemeyeceğim.
Je ne saurai jamais ce que c'est que de porter cette couronne.
Ben de kendi evimde sıcak yumurta ve kahve tatmanın nasıl bir his olduğunu bilemeyeceğim...
Je ne saurai jamais ce que c'est que d'avoir du café chaud à la maison.
Ateş topunu bilemeyeceğim ama torunu olduğum doğru. Tanıştığıma memnun oldum.
oui.
Ben bilemeyeceğim.
Je ne sais pas.
Acaba onu görür müyüm göremez miyim bilemeyeceğim. Yarın ayrılıyorum.
Je ne suis pas sûre de le voir, je pars demain.
Dedim ki... Hangi kadının benim gerçek aşkım olduğunu asla bilemeyeceğim.
La femme que j'ai le plus aimée, je sais qui c'est maintenant.
Onların merakına sahibim, ama asla bilemeyeceğim şeyler de var.
J'ai leur curiosité, mais il y a des choses que je ne connaîtrai jamais.
Aşkı asla bilemeyeceğim.
Je ne connaîtrai jamais l'amour.
- O zaman asla bilemeyeceğim.
- Alors, je ne saurai jamais.
Bilemeyeceğim.
Aucune idée.
Var olup olmadığını asla bilemeyeceğim.
Je ne saurai jamais si elle existe.
Early Grace'in neden bir katil olduğunu asla bilemeyeceğim.
Je ne saurai jamais pourquoi Early Grayce est devenu un tueur.
- Orasını pek bilemeyeceğim.
Je n'en suis pas si sûr.
Bilemeyeceğim efendim.
Je n'en sais rien, monsieur.
Bilemeyeceğim.
Sais pas.
Korkarım daha fazla bilemeyeceğim.
Et... je crains de ne pas en savoir davantage.
Bilemeyeceğim.
Non.
Sanırım hiçbir zaman kesin bilemeyeceğim.
Je pourrai jamais le savoir.
Hiç bilemeyeceğim galiba Victor!
" Je ne sais jamais avec toi.
Bilemeyeceğim.
Je ne saurais le dire...
- Neyin geleceğini hiç bir zaman bilemeyeceğim..
- Je le sais. J'ouvre la bouche et j'ignore complètement ce qui va en sortir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]