Biliyorsun Çeviri Fransızca
82,817 parallel translation
Güzel olduğumu nereden biliyorsun?
Tu ne m'as même pas vue.
Bunu nasıl biliyorsun?
Comment le sais-tu?
Seni öldürmek zorunda değilim, biliyorsun.
Je suis pas forcé de te tuer.
Sen de benim kadar iyi biliyorsun ki ölümle yüzleşen... adam kendini kurtarmak için her şeyi söyler.
Tu sais comme moi qu'un homme face à la mort dirait n'importe quoi pour sauver sa peau.
Redderse ne olması... gerektiğini biliyorsun.
Tu sais ce qui doit arriver si il refuse.
Reddederse ne olmalı biliyorsun.
Vous savez ce qui devra se passer s'il refuse.
Reddederse, ne olması gerektiğini biliyorsun.
S'il refuse, vous savez ce qui devra arriver.
Bu kadar gizliyse, sen onları nerden biliyorsun?
Si c'est si secret, comment connais-tu tout ça?
Yeri biliyorsun.
Tu sais où.
Bu kadar gizliyse, sen nereden biliyorsun?
Si c'est si secret, comment la connais-tu?
Bunu nerden biliyorsun?
Comment tu sais ça?
Herkesin öldüğünü sandığını biliyorsun. - Evet.
Vous savez que tout le monde pense que vous êtes mort.
Ama sanırım bunu biliyorsun. Çünkü avukatı için ödeme yaptın.
Mais je pense que vous le savez puisque vous avez payé son avocat.
Onlar hakkında ne biliyorsun?
Que savez vous d'eux?
Bu durumda yapman gerekeni biliyorsun.
Dans ce cas, vous savez ce qu'il vous reste à faire.
Hugo Strange, tutuklusun. Bir virüsü silah haline... - Neyse sebebini biliyorsun.
Hugo Strange, vous êtes en état d'arrestation pour tentative de transformer un virus en... merde, vous savez pourquoi.
Amcamı öldürme sebebimi biliyorsun.
Vous savez pourquoi j'ai tué mon oncle.
Bir şey biliyorsun.
Tu caches quelque chose.
Bir şey biliyorsun, değil mi?
Tu sais quelque chose, pas vrai?
Ve bence ne olduğunu biliyorsun.
- Je ne pense pas. Et je pense que tu sais ce qui s'est passé.
- Dövdüklerini biliyorsun.
Tu sais que oui.
Yeni efendilerinin katil sürüsünden başka şey olmadığını biliyorsun, değil mi?
Vous devez savoir que vos nouveaux maîtres ne sont qu'une bande d'assassins, n'est-ce pas?
O kadar güçlü değiller, biliyorsun.
Ils ne sont pas tous puissants.
Niye yaptığımı biliyorsun, Jim.
Tu sais pourquoi, Jim.
Sorunun ne olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu connais le problème, n'est-ce pas?
Nereden alacağını biliyorsun.
Vous savez où l'emmener.
Biliyorsun mecbur değilsin.
Tu n'y es pas forcé.
İkimize de pislik gibi davranıyor ve bunu biliyorsun.
Elle nous traite tous les deux comme des chiens et tu le sais.
O plan harikaydı ve bunu biliyorsun.
Ce plan était parfait... et tu le savais.
Seni daha iyi yapıyordu ve bunu biliyorsun.
Elle t'a rendu meilleure et tu le sais.
Biliyorsun beni çalıştığın polislerde en iyisi olarak gördüğün için.
Vu que je suis le... meilleur flic avec qui t'aies jamais travaillé.
Buna engel olabilirdik. Biliyorsun, değil mi?
On aurait pu éviter ça tu sais?
- İkisini de içerim biliyorsun. - Evet.
- Oui, non...
Büyüklük zaman alır bunu sen de biliyorsun.
La grandeur prend du temps... Et tu le sais.
Sen de biliyorsun.
- Je comprends.
- Böyle düşünmediğimi biliyorsun.
Tu sais que je ne le pensais pas.
Nesnelerin içinden geçemediğimi biliyorsun.
Tu sais que je ne sais pas traverser les murs.
Bazen pislik gibi davranmamanın da mümkün olduğunu biliyorsun, değil mi?
Tu réalises que c'est possible de ne pas être un crétin tout le temps, pas vrai?
Biricik kızımın benim için önemini bilmiyorlar Barry ama sen biliyorsun.
Ils ne savent pas combien ma fille compte à mes yeux, Barry, mais toi si.
Bu adamın peşimde olduğunu nereden biliyorsun Joe?
Et comment tu sais que ce mec en a après moi, Joe?
Bunu daha önce hiç yapmadığımı biliyorsun.
Tu sais que je ne l'ai jamais fait.
Bir saldırı olacağını biliyorsun.
Vous savez qu'il y a une attaque.
Babanın iyileşeceğini biliyorsun.
tu sais, ton père va aller mieux.
- Bunu biliyorsun, değil mi? - Evet.
- Tu sais ça, pas vrai?
Olayı biliyorsun.
Tu connais la chanson.
H.R., bunu nasıl çalıştıracağını biliyorsun, değil mi?
H.R., tu sais comment ça marche, n'est-ce pas?
Doğru olduğunu biliyorsun.
Tu sais que c'est vrai.
Nasıl olduğunu biliyorsun sanırım.
Je pense que tu sais comment.
- Ne biliyorsun?
Que sais-tu?
- Çünkü iyi değilsen benimle konuşabilirsin, biliyorsun, değil mi?
Tu sais?
- Sen nereden biliyorsun?
Comment tu sais ça?
biliyorsunuz ki 33
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
biliyorum 15888
biliyormusun 262
biliyorsunuz 744
biliyorsun değil mi 147
biliyorsun ki 112
biliyorsundur 23
biliyorsun ya 20
biliyorsun bunu 34
biliyorsun işte 57
biliyorum 15888
biliyormusun 262