English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir hafta

Bir hafta Çeviri Fransızca

18,183 parallel translation
Bir hafta sonra büyük açılış var.
C'est mon inauguration dans une semaine.
Bir hafta boyunca ağır kaldırmayacaksın, yorucu egzersiz yapmayacaksın ve bir ay boyunca seks yapmayacaksın.
ne pas soulever de poids lourds ou faire une activité physique intense pendant une semaine et ne pas avoir de relation sexuelle pendant un mois.
- Bir hafta civarı.
- Une semaine.
Ah! Tüm bir hafta boyunca aynı şarkıyı mı dinleyip durdum ben
J'ai vraiment écouté la même chanson pendant une semaine?
Bu arada seminerde eğer C sınıfı bir kahramansanız bir hafta boyunca kahramanlık işi yapmadığınız taktirde Kahraman Kütüğü'nden adınızın kaldırılacağı denmişti.
Au fait, au séminaire, ils ont expliqué que les héros de classe C sans activité pendant 7 jours sont renvoyés...
Bir hafta oldu demek. - Sende bir değişiklik var mı?
Mais dis-moi, t'as fait quelque chose, toi?
Bir hafta oldu şunun şurasında gerçi.
Bah, ça fait qu'une semaine.
Bir hafta sonra, gerçeği çarpıttığı için işten atılmıştı.
Une semaine après, il était licencié pour falsification de résidence.
Bir hafta canını sıkar, sonra hiç yaşanmamış gibi olur.
Ça t'embêtera une semaine, puis ce sera comme si ça n'était jamais arrivé.
Benim için çok değerli bir anıdır çünkü çok garip bir tesadüf sonucu o da grip olup bir hafta içinde öldü.
C'est un souvenir que je chérirais pour toujours, parce que d'une drôle de coïncidence, il a attrapé un rhume aussi, et il est mort en moins d'une semaine.
Bataryaları ölmüştü. Bina yöneticisi onları bir hafta önce değiştirdiğine yemin etmesine rağmen.
Les piles étaient à plat, alors que le gardien jure les avoir remplacées la semaine d'avant.
İşte zor bir hafta geçirdim.
C'était dur au boulot.
Bir hafta da bunun ne olduğunu çözmek için.
Une autre, pour savoir ce que c'est que ça.
Eğer bunu bitirmemi istersen bir hafta erteleyebilirim.
Je peux décaler d'une semaine si tu veux que je finisse ça.
Bir hafta sonra döneceklerini söylediler ama dönmediler.
Ils ont dit qu'ils reviendraient, mais ce n'est jamais arrivé.
- Bir hafta önce, sekiz gün oldu.
Il y a une semaine, huit jours.
Jüri seçimlerine bir hafta kala Savcılık Brendan'ı tanık olarak çağırmak isteyip istemediklerini hâlâ bildirmemişti.
Une semaine avant la sélection du jury, l'accusation n'a toujours pas annoncé si elle comptait appeler Brendan en tant que témoin.
Jürinin tayin edilmesi bir hafta sürdü.
Il a fallu une semaine pour choisir le jury.
Savcılık, tüm delillerini sunmalarından bir hafta önce FBI'ın yeni geliştirdiği EDTA testinin sonuçlarının hazır olduğunu duyurdu.
Une semaine avant que le ministère public ne conclue son plaidoyer, le FBI envoie les résultats du nouveau test d'EDTA.
Son bir hafta içinde kendisiyle iki defa bir araya geldim.
Je l'ai vu deux fois ces sept derniers jours.
- Sadece bir hafta.
C'est seulement une semaine.
Sadece bir hafta kaldı ve daha yapacak çok işimiz var.
Plus qu'une semaine, et tant à faire!
Herif bir hafta içinde evleniyor ve sen ona nachos mu ikram ediyorsun?
Il se marie dans une semaine!
Bu yüzden bir hafta sonra buraya geldim...
Je suis arrivée ici... une semaine plus tard.
Çünkü, bir hafta içinde... ya da hayatın boyunca, belki de yalnız olmak için sadece bir şansın olabilir.
Parce que, dans une semaine ou dans une vie de solitude, on n'a peut-être qu'un seul instant...
O sarayda bir hafta daha kalabilirdik.
Nous aurions pu rester une semaine dans ce palais.
Sadece ikimiz. Bebek gelmeden bir hafta sonu tatili.
Un week-end tous les deux avant la naissance.
Bir hafta içinde iki işimi 30'lu yaşlardaki insanlara kaptırdım Cammy sağ olsun on yaş genç görünmem için yardımcı oldu.
J'ai perdu deux jobs en une semaine pour des gens dans la trentaine. Donc Cammy était volontaire pour me faire paraître dix ans de moins.
Sonra bir hafta sonu deniz kenarına yaramaz bir gezintiye çıkardık. Sana erkekliğimi kanıtlamak için pofuduk ayıcık kazanırdım.
Puis, on aurait passé une fin de semaine au bord de la mer, et j'aurais prouvé ma virilité en te gagnant un animal en peluche.
Bir tanesi geçen hafta Barcelona'da kullanılmış.
Certains ont été utilisé pour entrer et sortir de Barcelone, il y a une semaine.
Bu hafta başka bir oylama yapacağım.
Je vais soumettre cela à un vote cette semaine.
Bir projenin teknoloji bütçesinin, bitime üç hafta kala üçe katlanması merak uyandırıyor.
Tripler le budget d'un projet technique trois semaines avant la fin invite à un regard insistant.
İyileşmeye başlayan bölgelerinde ezikler var sanki her hafta farklı bir kaburgasını kırmış.
Contusions à différents stades de la cicatrisation, nervures qui ressemblent il a cassé un différent chaque semaine.
Birkaç hafta önce bir geyik vurdum.
[Grogne] Il ya quelques semaines, je abattu un cerf.
Amatör sihirbazlar ve hafta sonu gelenler ayrı tabii bir de nadir görebileceğin hipnoz ustaları var.
Ensuite, vous avez vos semi-professionnels, vos assistants de week-end, et l'hypnotiseur occasionnelle.
Geçici bir yemin bu çünkü iki hafta boyunca gölgemiz olacak, o kadar.
Elle a prêté serment temporairement car elle nous suivra juste pour quelques semaines.
Bir buçuk hafta önce Eddie ekipmanlarımızdan bazılarını ödünç almaya geldi.
Il y a 10 jours, Eddie est venu m'emprunter du matériel. Je lui ai donné ce qu'il voulait.
Önceki gün Alfredo Brownstone'a geldiğinde sana geçen hafta St. Luke'daki hiç bir toplantıya katılmadığımı söylediğine emin misin?
Quand Alfredo est passé l'autre jour, il a bien dit que je n'étais pas allé à Saint-Luc de la semaine?
Yeni avukat bulmak için bir hafta gerek.
Une semaine pour trouver de nouveaux collaborateurs.
Hem hafta başında hem de dün "Bu davada tek bir kurban var" dediniz.
PROCUREUR SPÉCIAL - PROCUREUR DE CALUMET Hier, vous avez dit : "Il n'y a qu'une victime dans cette affaire."
Bu hafta içinde öğrendiğimiz detaylar sayesinde ne arayacağımızı ve nerede arayacağımızı çok iyi bildiğimizden bugün yeni bir arama emri çıkarttırdık.
Avec le degré de spécificité que nous avons reçu cette semaine, sachant exactement quoi chercher et où le chercher, nous avons pu obtenir un mandat de perquisition.
Önümüzdeki hafta Brendan'la üzerinde konuşmamız gereken bir karar bu.
C'est une décision que nous analyserons Brendan et moi la semaine prochaine.
Şartlı Tahliye Memuru, iş bulup taşınması için iki hafta süre verdi ve Steven'ı ziyaret etmesini ve onunla konuşmasını engelleyen bir uzaklaştırma kararı çıkarttı.
Son agent de probation lui donne 2 semaines pour sortir de la propriété des Avery, et émet un ordre d'interdiction de s'approcher de Steven ou de parler avec lui.
Kuyu, işkence odası, geçen hafta bir panter de vardı.
Il y a ce puits, la salle de torture. La semaine dernière, on avait une panthère.
31 Ekim 2005 Pazartesi günüyle başlayan o hafta ile ilgili Dassey Kardeşleri bıraktığınız sırada gördüğünüz ve aklınızda kalan bir şey var mıydı?
La semaine qui commençait le lundi 31 octobre 2005, avez-vous vu quelque chose dont vous vous êtes rappelée plus tard quand vous avez déposé les Dassey ce lundi-là?
Geçen hafta bir gün epey tuhaf bir rüya gördüm.
Tu sais, une nuit la semaine dernière, j'ai fait un rêve très étrange.
Hafta sonu boyunca tüm eğlencelere katılacağım daha kapsamlı bir şey lazımsa o halde Bronz Papyon tam senlik.
La formule qui inclut les festivités du week-end, c'est le Nœud-pap de Bronze.
Arazilerinizi geri aldınız. Sen de bu çocuk senin için pamuk toplasın diye geçen hafta gidip süslü püslü bir kanun hazırladın.
Vous avez retrouvé vos terres, et en une semaine, vous inventez une belle loi pour que ce petit retourne à vos champs de coton.
Bana yaptığı şeyi düzeltmesi için... tam bir yıl, üç hafta... altı gün ve 14 dakikadır bekliyorum.
J'attends depuis un an, trois semaines, six jours et 14 minutes qu'il arrange ce qu'il m'a fait.
Kötü başlayan bir başka hafta...
La semaine a mal commencé.
Bu yüzden onu, önceki gezileri yenecek bir kız kıza hafta sonu gezisine çıkaracağım.
Voilà pourquoi je l'emmène à une sortie entre filles qui battra toutes les autres.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]