Bir kitap Çeviri Fransızca
4,943 parallel translation
Bayan Scully, ayıp bir kitap mı okuyorsunuz yoksa?
Mme Scully, liriez-vous un livre cochon?
Hayır, her Perşembe akşamı burada katılanların bir şeyler, getirdiği bir kitap kulübü toplantısı var.
Non, ils ont un club de lecture qui se retrouve ici tous les jeudis soirs, apportez vos propres friandises.
Koleksiyonunda, diğer şeylerin yanında bir de çürümüş insan kafası vardı hakiki bir Picasso gibi duruyordu. Ve de ev yapımı bombalarla alakalı bir kitap serisi vardı.
Ta collection incluait, entre autres, une vraie tête réduite, ce qui semblait être un authentique Picasso et une série entière de livres sur la fabrication de bombe fait-maison.
Ona imzalı bir kitap veririm.
Ma mère adore vos romans. Je lui enverrai un exemplaire signé.
Finn bu şeytan ayinleriyle ilgili bir kitap almış orada diyor ki, şeytanı vücuttan atmanın tek yolu onları kutsal suya batırmak ve...
Donc, Finn a ce livre sur les rites sataniques, et la seule façon de sortir Satan de n'importe qui est de l'inonder d'eau bénite Et tu dois...
Açık bir kitap gibiyim.
Je veux dire, je suis un livre ouvert.
O beni tıpkı bir kitap gibi...
Il pouvait lire en moi...
Yani o bir kitap koleksiyoncusu.
Et donc c'est un livre collector!
Güzel bir kitap. Bu... Güzel bir kitap.
C'est un beau livre.
Size göstermek istediğim bir kitap vardı.
J'aimerais vous montrer un livre.
Teşekkür kartlarından bir kitap istemiyorum.
Je ne veux pas un livret avec des bons pour des calins.
Eskiden yanımda çalışan bir kadın hakkımda her şeyi anlatacağı milyon dolarlık bir kitap yazıyor.
Cette femme qui travaillait avec moi est payée un million de dollars pour écrire un livre révélation sur moi.
Caroline hakkında bir kitap için ne kadar teklif alırım?
Combien je peux gagner avec un livre révélation sur Caroline?
Önemli bir kitap yazıyormuşsun.
Donc vous écrivez un grand livre.
Yanımda Sandra Rosenthal var. Kendisi, gözden düşen ekonomist Martin Channing'in sırlarını ifşa eden büyük bir kitap sözleşmesi imzaladı.
Je suis ici avec Sandra Rosenthal, qui vient de signer une énorme affaire pour écrire un livre qui balance sur le financier en disgrâce, Martin Channing.
Bir gün sana gelip her şeyi anlatan bir kitap isteyebilirler.
Hey, ils vont probablement venir à toi et écrire un livre révélation.
Çünkü geçen ay Preston ve beni bir kitap tanıtımında tehdit etti.
Le mois dernier, lors d'un lancement, il a nous menacé Preston et moi.
Bağışlar, Andrew'la sahte bir ilişkimin olması hakkında boktan bir kitap asırlar önce yaptığım bir arazi anlaşması.
Les dons, ce livre de merde qui prétend que moi et Andrew faisions semblant d'être ensemble, l'accord foncier qui est vieux comme Hérode.
Eğer o kadar "iyi bir kitap" sa nasıl olur da arkasında tanıtım yazısı olmaz?
Et s'il existe un tel livre, comment se fait-il qu'il n'y ait pas un commentaire sur la couverture?
- Kardeşin bizde bir kitap bırakmıştı.
Ton frère a laissé un bouquin chez nous et...
Dış dünya ile ilgili bir kitap!
C'est un livre qui parle du monde extérieur!
Keşke Dr. Seuss "Gitmemem gereken Yerler" diye bir kitap yazsaydı.
J'aurais aimé que Dr Seuss écrive un livre sur les endroit où je n'aurais pas dû aller.
Ve kanserden kurtulmakla ilgili bir kitap yazdığını söyledi.
Et qu'il écrivait un livre sur le fait d'être guéri d'un cancer et que...
Bir sürü seks pozisyonunun olduğu eski bir kitap.
C'est un ancien livre avec beaucoup de positions sexuel.
Yetiştirmem gereken bir kitap var.
J'ai un bouquin en route.
Yazmam gereken bir kitap var.
J'ai un livre à écrire.
Bir kadın ne büyük bir kitap yazmış!
- Un femme, écrire un si gros livre?
- Başka bir kitap için sakla. - Belki.
Gardez-les pour un autre livre peut-être.
Kalp kıran türden bir kitap.
- Le genre de livre qui vous déchire le cœur.
Jürinin aklını karıştırmamak ile ilgili bir kitap okudun.
Tu as lu un livre qui dit que l'on ne laisse pas le jury comme ça.
Öyle bir kitap yok.
Ce livre n'existe pas.
Sandy müzayedesi için imzalı bir kitap bağışlamam gerekiyordu ama hafta sonu ailemin yanına gittim ve kitabı vermeyi unuttum.
Je devais donner un exemplaire signé de mon livre pour l'enchère Sandy et j'étais chez mes parents et j'y ai oublié le livre.
Çünkü başka bir kitap anlaşması daha istiyorsun.
Tu veux un autre contrat pour un livre.
Buna göre, bir kitap işine aracılık ediyordu.
D'après ceci, il était là pour s'occuper de la publication d'un livre.
Bu kitap, Altın Dal'da onun dinin, mitolojinin ve halkbiliminin ortak özelliklerini bir araya getirişi, sıra dışı.
Ce livre, la Branche d'Or, c'est extraordinaire comment il a en même temps les traits communs de la religion, la mythologie et le folklore.
Margie Depew'a merhaba deyin, Washington'un merkezinde bir değil, tam sekiz kitap kulübünün kurucusu.
Dites bonjour à Margie Depew, fondatrice de non pas un mais huit clubs de lecture aux alentours de Washington
Bir kitap.
Un livre.
Bir sürü kitap olan büyük ev, değil mi?
- La grande maison avec les livres? - C'est ça.
Kitap için geldiklerini düşünüyoruz da ondan. Ya başka bir şey için geldilerse?
Bien, on admet que le livre est le motif... mais qu'en est-il si le motif est complètement différent?
O zaman herhangi bir şey koyabiliriz değil mi? Mum, kitap...
Alors on peut mettre n'importe quoi dedans, une bougie, un livre, ou...
Camda gerçek boyularda kartondan bir sen vardı. Oh, Tanrım. Yazar Daniel J. Pierce'dan çok satan bir kitap...
oh, seigneur le futur best-seller de l'auteur Daniel J. Pierce... fantômes de l'esprit humain
Dış dünya ile ilgili bir kitap mı?
Un livre sur le monde extérieur?
Belki de hayatında bir defa kitap okumalısın.
Ouais, ben, peut-être que tu devrais lire un livre une fois dans ta vie.
Joel, bu haftaki kitap kulübümde bir okumaya katılmanı çok isterim.
J'aimerais beaucoup que vous veniez à mon club de lecture.
Güzel bir kitap yazmışsın.
Vous avez écrit un beau livre.
Charlie, hadi ama, bir aptal bile kasetten kitap dinleyebilir.
N'importe quel idiot peut écouter des cassettes audio.
Ben hallediyorum. Partilerle ilgili bir sürü kitap okuyorum.
J'ai lu des tas de bouquins sur les soirées.
Kitap, genç Book Cop'a büyük bir güç verdi.
Il donna au jeune Book Cop de grands pouvoirs.
Eğer bu kadar şöhret düşkünüolmasaydın ve yeni bir polisiye kitap yazmak istemeseydin bunlar başımıza gelmezdi.
Si tu n'étais pas une telle pute assoiffée de gloire et si désespéré de vendre un autre livre d'histoires vraies, on ne serait pas ici.
Haggerty onları araştırmış kitap onu gelincik olayına götürmüş. Belki kitaplarda başka işe yarar bir şey bulabiliriz. Delici bir sonu olanı tercih ederim.
Haggerty les a tous épluchés, et ses recherches l'ont mené aux coquelicots, alors peut-être qu'il y a autre chose d'utile dans les livres, de préférence pointu.
Kendin hakkında bir seri kitap yazılı olması ne kadar garip bilemezsin.
Tu ne sais pas comme c'est bizarre d'avoir une série de livres écrite sur toi.
kitap 137
kitaplar 88
kitap mı 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir kez olsun 43
kitaplar 88
kitap mı 41
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kahve 26
bir kere daha 137
bir kez 117
bir kere 190
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir katil 56
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25
bir katil 56
bir kız var 17
bir karar ver 16
bir karar verdim 25
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kadın mı 37
bir kuş 32
bir kız vardı 25