English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir kız vardı

Bir kız vardı Çeviri Fransızca

2,022 parallel translation
Çok uzun bir süre Tyra'ya aşıktım. Onu uzaklaştırdım, ve sonra başka bir kız vardı ve onu da uzaklaştırdım.
J'ai longtemps été amoureux de Tyra, je l'ai fait fuir, et puis il y a eu cette autre fille, et je l'ai vraiment fait fuir.
Bir kız vardı, oradaydı.
Cette fille existe, elle était là.
- Her zaman çevrede bir kız vardı.
- Il y a toujours une fille.
Ama bir kız vardı.
Mais j'ai ramené une nana.
Belki de taksiyi ; dışarıda fena halde sahile gitmek isteyen deli bir kız vardır diye almışımdır.
J'ai peut-être pris le taxi parce qu'une folle m'attendait, voulant désespérément aller à la mer.
Bir zamanlar, bir kız vardı.
Une fois, j'étais avec cette fille.
Bir kız vardı.
Il y avait une fille...
Çıkıyor gibi yaptığım bir kız vardı, Bütün filmleri parasını ödediği için o seçerdi.
Y avait cette fille, avec qui je prétendais sortir, elle choisissait tous les films, parce qu'elle payait.
Bir kız vardı.
Il y avait une fille.
Arabanın içinde sıkışmış bir kız vardı.
Il y avait une fille dans la voiture.
Bir kız vardı!
La fille!
- Olda bir kız vardı!
- Elle était sur la route!
Adını bilmediğim bir kız vardı.
Il y a cette fille, je ne connais pas son nom.
20 yıl önce bir kız vardı.
Il y a un peu plus de 20 ans, il y avait une petite fille.
Otelde çalışan yahudi bir kız vardı. Bundan kimsenin haberi yoktu.
Une des filles de l'hôtel était juive, mais personne ne le savait.
Bu Russell Flaherty denen adam, onu uzun süredir tanıyorum, onunla bir yatırım yapmıştım, çünkü paraya ihtiyacımız vardı nakite sıkışmıştım, bu yüzden...
Je connais bien ce Russel Flaherty. J'ai fait un investissement avec lui parce qu'il nous fallait de l'argent. J'avais besoin de liquidités, donc...
- Sadece ben ve Charles vardık, zaten başka bir çok uğraşımız olduğuna karar verdik...
- Ah bon? - Y avait que Charles et moi, et on a décidé qu'on avait plein d'autres trucs à gérer...
Kasabanın delisinin küçük bir kız kardeşi vardı.
L'idiot du village avait une petite soeur.
Bir ailesi vardı bu kızın.
- C'est la fille de quelqu'un.
Bir kız vardı.
Y'avait cette fille.
Orada bir sürü kız vardı. Sayısını unuttum.
Enfin... il y avait tellement de filles à l'époque que j'ai perdu le fil.
Birkaç sene önce Syracuse'da 13 yaşında olan bir otistik kız vardı.
Il y avait une enfant de 13 ans il y a quelques années à Syracuse.
Merkezimizde çok sıkı bir içki yasağı politikamız vardır.
Ici au centre, on a complètement banni l'alcool.
Kızıl saçlı bir bayan vardı.
Il y avait une femme rousse.
Belki de oradan geçen mavi-kırmızı ışıklı bir polis arabası vardı.
Il y avait peut-être une voiture de police avec ses feux allumés.
Kızın kolayca tedavi edilebilecek bir hastalığı vardı.
Ce qu'elle avait était facilement traitable.
Onüç ve Foreman ilaç deneyleriyle meşguller ve aşırı doz için bir cevaba ihtiyacımız vardı, o yüzden onu çağırdık.
13 et Foreman sont occupés par l'essai clinique et on a besoin d'une réponse à l'overdose donc on l'a fait venir.
Bir anne-kız olayı da vardı.
Il y a eu le cas d'une mère et de sa fille.
Yatağımda bir kız vardı.
Il y avait une fille dans mon lit.
Erkekler genellikle eski kız arkadaşlarını aradıklarında ya onlara kötü bir haber verirler ya yeni kız arkadaşları canlarını sıkmıştır ya da sekse ihtiyaçları vardır.
D'habitude, les hommes appellent leurs anciennes petites amies quand quelque chose de grave arrive, ou qu'ils ont des soucis avec leur nouvelle petite amie... ou alors, qu'ils sont en manque de sexe.
O zamanlar herkesin kafasında bir kızıl terör, komünist terörü korkusu vardı.
A cette époque, tout le monde avait très peur de la terreur rouge, la terreur communiste.
Yanlışlık yapmadınız, bir şeyin farkına vardınız.
Ce n'était pas une erreur. Vous avez appris quelque chose.
Şimdi, bunu yapıyorum çünkü kız arkadaşımın çok yumuşak bir kalbi vardır.
Et je fais ça parce que ma copine a le cœur tendre.
Yanında da olayı gören bir kızın cesedi vardı.
Lui et une fille.
Bir kız kardeşim vardı, gemide veremden öldü.
J'avais une soeur, elle est morte de la tuberculose sur le bateau.
Bak, geldiğin yerde bir kız arkadaşın vardı, değil mi?
Tu dois avoir une copine à la maison, n'est-ce pas?
Bir anlaşmamız vardı, artık yok.
Nous avions un marché. Maintenant c'est fini.
Bir kızın her zaman sağlam sebepleri vardır.
J'avais mes raisons.
Televizyonda kıvır kıvır köpeklerle yaptığınız bir program vardı.
À la télé, avec le type frisé et le chien.
Bir kız arkadaşım vardı.
J'avais une copine.
Elinde bir sürü taşralı kız vardır. Kuzeyden.
Il a beaucoup de filles... du Nord.
Ama bir kızın şimdi ve her zaman bir yarım eline ihtiyacı vardır.
Mais une fille... Une fille a parfois besoin d'un coup de main.
O kızın pahalı mücevherlere karşı büyük bir zaafı vardır.
La belle a un faible pour le bling-bling.
Artık annelerden ve kızkardeşlerden bahsetmek yasak... çünkü bu takımda tek bir kuralımız vardır.
Ne parlons pas de se taper les mères ou les soeurs... car nous n'avons qu'une règle.
Açgözlü, parıltılı bakışlı ve kızıl gözlü iğrenç bir sülüğü vardı ve 30 dolara anlatacağını söyledi.
Il avait le regard avide des rapaces, des yeux rouges de sangsue. Il est prêt à le dire... pour 30 $.
Güneyli ve varlıklı bir toprak sahibinin kızı Whitley Sims 18 Temmuz 1857 tarihinde öldürülmüş olarak bulunmuştu. Maktulün vücudundaki kan tükenmiş, boynunda da iki yara izi vardı.
Vous tombez de temps en temps sur des dingues qui n'ont aucune limite et sont... qui vous demandent de les lécher et de les mordre et de faire tous ces trucs dingues, alors... mais... mais je ne voudrais pas que ça se passe autrement.
Onun için ne derseniz deyin, ama kızın bir tarzı vardı.
Malgré tout, elle avait du style.
Demin bir yemek sahnesi vardı, bir garson kızın olduğu.
Je regardais un film avec une serveuse dans un restaurant.
Küçük bir kızım vardı, onu da götürmüşler.
J'avais une petite fille et ils l'ont prise.
Bütün çirkin kızların güzel bir kız arkadaşı vardır.
Tous les laiderons ont une belle copine.
Onunla bir ilişkin vardı ve o kız bunun kanıtı. Bu senin güzel hayatını berbat edebilir.
T'as eu une relation avec elle et c'est plus qu'une preuve qui pourrait briser ta vie.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]