Bir kadın mı Çeviri Fransızca
8,383 parallel translation
Bunu hapisten yeni çıkmış bir kadın mı söylüyor.
Dit la fille qui vient juste de sortir de prison.
Hayatım boyunca annen gibi bir kadını aradım.
- Écoute-moi bien, toi.
Belki onu asil bir kadın yaparım ve küçük bir şatoda yaşayabilir.
Peut-être que je pourrais faire d'elle une noble et peut-être qu'elle pourrait avoir un petit château aussi.
Şimdi, anlaştık mı anlaşmadık mı? Eğer bu kadın hiç kimseyse yine de bir görgü tanığı.
Même si elle est pas quelqu'un de spécial, elle est un témoin.
Fazla hassas, mağarada yaşayan, kâğıt atan, Margaret adında manyak bir kadının ne yapacağımızı söylemesine izin veremezsiniz!
Vous n'allez pas laisser une bureaucrate sensible et demeurée cette folle appelée "Margaret", nous dire quoi faire!
Ama o kadınla ilgili bir planım yok.
je n'ai aucune vue sur elle.
Aman Tanrım! Bir kadın bu beyaz cehennemde.
Par tous les saints, une femme dans cet enfer blanc.
Ben de ayak uyduracağım ve biraz sana bağıracağım. Kadın havai fişekleri gördüğünde de bir anda her şeyi geri alacaksın. Mutlu son.
Je la jouerai cool, sortirai tout le tralala, et une fois qu'elle en aura eu plein la vue, tu files.
Topallayan bir kadın gördüm sanırım.
Je pense que j'ai vu une femme qui boitait
Bak canım en çekici kadınlardan birisin ve eminim Jamie'nin bir sürü güzel bebeğini taşıyacaksın ama bugünlerde vaktim bana ait değil.
Ma chère, vous êtes une femme charmante, et je suis certain que vous porterez beaucoup d'enfants de Jamie, mais mon temps n'est pas à moi ces temps-ci.
Söylesene Dük'ün şişman kıçı bir kadının vajinası kadar rahatlatıcı mı?
Dites-moi, est-ce que le cul gras du Duke est-il aussi réconfortant que le sexe d'une femme?
Benden sonsuza dek nefret etse de umurumda değil. Sevdiğim kadının kan emici bir vampire dönüşmesine izin vermeyeceğim.
Je m'en fiche si elle me déteste à vie, je ne laisserais pas la femme que j'aime se faire changer en suceur de sang de vampire.
Az önce yaşlı bir kadını kandırdım.
J'ai juste menti à une vieille dame.
- Bana katlanacak bir kadın bulamadım henüz.
- Je n'ai pas trouvé de nana assez patiente.
Bay Carter, arkada kendini öldürmeye çalışan insanlar olduğunu iddia eden bir kadın var.
M. Carter. J'ai une femme ici qui prétend qu'on tente de la tuer.
Sanırım Bayan Johnson bir kadının erkek ambarına sevişmek için gittiğini duyunca şok oldu.
Je pense que Mrs Johnson est choquée de voir une femme entrer sans honte chez les hommes pour forniquer.
Bir kadını mı kırbaçlamamı istiyorsunuz, efendim?
Vous voulez que je fouette une femme?
Darağacının önünde, kafasında başlık boynunda halat varken, ona bir şans tanıyacağım. Eğer kabul ederse o kadından uzak duracak.
Quand il sera sur l'échafaud, sac sur la tête, corde au cou, je lui proposerai d'être gracié s'il accepte de vivre sans cette femme.
Bir kadın ne zaman susması gerektiğini bilmelidir.
Une femme sait quand se taire. L'Amérique m'aimera.
Kocamın başka bir kadının akrabası olmasını hatırlardım.
Mon mari proche d'une femme, je m'en souviendrais.
Bir kadının varlığı ancak kaçışımıza taş koyar.
La présence d'une femme peut seulement nous ralentir dans notre évasion.
Ben bir kadınım d'Artagnan.
Je suis une femme d'Artagnan.
Kadın, gündüzleri bir garip geceleri daha da mı garip oluyor?
Elle est étrange pendant le jour et devient encore plus étrange le soir?
Sanırım beni oldukça kolay bir kadın sanıyorsunuz.
Vous semblez croire que je suis un type particulier de femme.
Kadın gibi çığlık atmak amatörce bir oyun olmadı mı?
Vous trembliez comme une femme, c'était de la comédie, n'est-ce pas?
Size bir şey sorayım. Dünyadaki en güzel kadın o değil mi?
N'est-ce pas que c'est la plus belle femme du monde?
Emin değilim ama çalılıkların arasında bir kadın gördüğümü sandım ve...
J'ai cru voir une femme dans les bois et je suppose que j'ai, que j'ai...
Gerçekten mi? Kör buluşmadan önce bir kadını iyi hissettirmenin yolu bu mu?
Ça ne m'aide pas à me détendre.
O kadın için yıllarca bir şey yaşamışlığım vardır.
Je ressens un truc pour cette femme depuis des années.
Bir Cadılar Bayramı'nı daha 80'lerin dizilerinin yaşlı moruk kadınları kılığına girerek harcamayacağım.
Non, je ne passerai pas un autre Halloween déguisé en une vieille morte d'une série des années 80.
Ayrıca telefonunda takvim olduğunu daha geçen hafta keşfeden bir kadından Twitter konusunda yardım alıyorsun, farkında mısın?
Tu réalises également que tu demandes de l'aide pour Twitter à une femme qui a seulement découvert la semaine dernière que son téléphone possède un calendrier.
Ben bir İngiliz kadınıyım.
Je suis une anglaise.
O yüzden kadına bakıyorum, aklımla kadını patlatmaya çalışıyorum. Sonra bir tabelaya baktım, bir de dönüp kadına baktım. Sonra bir daha tabelaya baktım.
Donc je la fixe en essayant de la faire exploser par la pensée, ensuite je regarde la pancarte et puis je la regarde, puis encore la pancarte et elle continue de jacasser parfaitement inconsciente.
Artık evli bir kadınım ben.
Je suis mariée, maintenant.
Bir kadına da mı aynını yaparlar?
Ils feraient ça à une femme?
Demek istediğim, o çılgın bir kadın, bu benim hatam mı?
Est-ce ma faute si c'est une femme sauvage?
Bu zavallı kadın için bu işi yapardım ve tek bir kimse benimle bağlantısını bulamazdı.
Je pouvais aider cette pauvre femme, et personne ne ferait le rapprochement avec moi.
Şu kadınla karşılaştığım için şükürler olsun, hayatımın bir amacı oldu resmen.
Grâce à la rencontre fortuite d'une inconnue, ma vie avait désormais un sens.
Artık aşık olabilirdim, sana olan duygularımı yaşayabilirdim, çünkü o kadın için yaptığım şey hayatıma bir anlam kazandırdı.
Je pourrais faire l'amour, avoir des sentiments pour toi, parce que ma bonne action pour cette femme a donné un sens à ma vie.
Caddede boa yılanı, duvarın üzerinde de tavus kuşları. Hayatımın kuzey ve güney kapıları kandırılmış bir kadını destekliyor gibiydi.
Ainsi, boa constrictor dans la rue, paons sur le mur, il semble qu'au nord comme au sud de ma vie se trouve une femme chimérique.
Meşgul bir kadınım ben.
Fermez! Je suis une femme occupée.
Oradaki adım "Perdenin Arkasındaki Kadın" veya "İngiltereli Bir Kadın" olabilir.
Ca s'appellerait... "La dame derrière le rideau" ou "Une femme britannique".
Pauline. İşsiz bir oyuncunun tekiyim ve o kadını da tanımıyorum ama bir şey sorabilir miyim?
Je suis acteur, chômeur et je la connais pas, mais puis-je poser une question?
Kaç kadının böyle bir adamla beraber için olabilmek için adam öldürebileceğinden haberin var mı senin?
Tu sais le nombre de femmes qui tueraient pour être avec lui?
İsimsiz kadınımız hakkında bir şey bulabildin mi?
Quelle est l'histoire de ma Jane Doe?
Ufacık bir kızken bir kadınla adamın birbirine bağırdıklarını duyardım.
Quand je n'était qu'une petite fille, j'entendais ces voix en colère, un homme et une femme se criaient l'un sur l'autre.
Ben yetişkin bir kadınım ve kendi kararlarımı kendim verebilmem gerekir.
Je suis une femme adulte, et je devrais pouvoir faire mes propres choix.
Harika bir kadın bu büyüyü bana öğretti.
Une femme géniale m'a appris ce sort.
Harika bir kadın bu büyüyü bana öğretti.
Une merveilleuse femme m'a appris ce sort.
- Açıkçası zor bir dönemden geçiyorum. Ve bu dönemde kadınlara hiç iyi davranmadığımın farkına vardım.
Honnetement, Je-je suis un peu dans une période difficile, et ça m'a fait réaliser que je n'avais pas été le meilleur envers les femmes.
Bu restauranttaki her bir kadını oylayacağım!
Vous devez partir, ok? Zéro, zéro!
bir kadın 232
bir kadın olarak 17
bir kadının 32
bir kadına 18
kadın mı 89
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
bir kadın olarak 17
bir kadının 32
bir kadına 18
kadın mı 89
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105