Buzlu çay Çeviri Fransızca
498 parallel translation
- Buzlu çay yapmıştım.Bardak ister misiniz?
Voulez-vous du thé glacé?
Zahmet etmeyin.Buzlu çay da iyidir. - Limon?
Ça ne fait rien, je prendrai du thé glacé.
Bira içmek için yol üstü lokantasına girdim, yol boyunca istediğim tek şey. Şimdi daha çok istiyordum, buzlu çayının acı tadından ve onunla ilgili herşeyden uzaklaşmak için.
Au drive-in, j'ai bu la bière que je voulais depuis le début et chassé le goût amer de son thé glacé et de tout ce qui allait avec.
Tek içtiğim buzlu çay, ama viski parası ödemen gerekir.
Je bois du thé froid que vous paierez au prix du whisky.
İçeri gelip buzlu çay içmek istemez miydin?
Tu entres? Je t'offre un thé glacé?
Hey, biraz buzlu çayım var.
J'ai du thé glacé.
Onun buzlu çayı varmış.
Il avait du thé glacé.
- Buzlu çay.
- Que me proposez-vous?
Onunla birlikte biraz buzlu çay alırım.
Je prendrai un thé glacé avec.
Biber yemeği ve buzlu çay almıştım.
J'ai pris du chili et un thé glacé.
Buzlu çayı eklemeyi unutmuşum.
J'avais oublié le thé glacé.
İki çizburger ve bir bardak buzlu çay alabilir miyim? Evet, tamam.
Je peux avoir deux cheeseburgers à emporter et un thé glacé?
- Buzlu çayınız var mı?
- Tu as du thé glacé?
Bu çok güzel bir buzlu çay.
Il est super, ce thé glacé.
- Ben bir buzlu çay alacağım.
- Je voudrais un café frappé.
Daha kolay bir şey, buzlu çay?
Tu as du thé glacé?
Buzlu çay.
Du thé glacé.
Sadece mevsim salatası ve buzlu çay.
Juste une salade verte et un verre de thé glacé.
Peder biraz terlemiş. Belki buzlu çay iyi gelir, Allie?
Le révérend a chaud Allie, du thé glacé peut-être?
Ira, buzlu çay ve su. - Öyle mi?
Du 7-Up, du thé et de l'eau.
Biraz daha buzlu çay?
Encore du thé glacé?
Ama sinagogda rahibelere bir bardak buzlu çay koy desen kıyameti koparır.
Elle mourrait plutôt que de faire du thé pour les sœurs du temple.
- Buzlu çay.
- C'est du thé glacé.
- Buzlu çay ister misin?
- Vous voulez du thé glacé?
Üzgünüm, hiç buzlu çayım kalmadı.
Désolé, je n'ai plus de thé glacé.
Buzlu çay lütfen.
Thé glacé.
- Buzlu çay? - Hayır, sağol.
merci.
- İki buzlu çay. - Teşekkürler.
- Deux rhés glacés?
Çay getireyim, buzlu çay.
Du thé glacé?
Bayan Spruance, bir fincan buzlu çay ister misiniz?
Mlle Spruance, un bon verre de thé glacé?
Limonata, buzlu çay.
Limonade, thé glacée.
Buzlu çay mı, kola mı?
Thé glacé, ou Kool-Aid?
- Daha çok buzlu çay ister misiniz? - Olur.
Elle veut encore du thé glacé, la p tite dame?
- Buzlu çay lütfen.
- Un thé glacé, s'il vous plaît.
Dört buzlu çay.
Quatre thés glacés, Todd.
- Buzlu çay? - Yok.
Une goutte?
Biraz daha kalsana, buzlu çay falan içeriz.
Tu ne veux pas prendre un thé glacé?
Eğer o çantada biraz buzlu çay varsa, çok makbule geçer.
S'il y a un thé glacé dans ce sac, ça pourrait être de l'amour.
Hayır, kendime buzlu çay yapıp sonra da enerji toplayacaktım, ama daha zamanım var.
J'allais juste prendre un thé glacé, et puis... travailler sur l'atome. Ça attendra.
Buzlu çay ister misiniz?
Vous voulez du thé glacé?
Buzlu çay isteyen?
Quelqu'un veut du thé?
Buzlu çay içmek ister misiniz?
Vous voulez un thé glacé?
Ben meyve salatası ve doğal buzlu çay alacağım.
Je prends la salade de fruits et l'infusion glacée.
Bana buzlu bitkisel çay getir.
Vous faites des infusions de thé glacé?
- Bana buzlu bitkisel çay getir.
- Donnez-moi une infusion de thé glacé.
- "Fred Astaire" e iki buzlu çay.
Deux thés glacés pour Fred Astaire!
Buzlu Çay ve Kamikazi.
Le Thé qui Tue, le Kamikaze
Buzlu çay için sağ olun.
Merci pour le thé glacé.
- Buzlu çay?
- Du lait battu?
Buzlu çay?
- Du lait battu?
Bir buzlu çay!
Un thé glacé!
çay içer misin 17
çay hazır 26
çay ister misin 76
çaylak 57
çay ister misiniz 28
çay alır mısınız 21
çayınız 23
çay mı 42
buzlu 25
çay hazır 26
çay ister misin 76
çaylak 57
çay ister misiniz 28
çay alır mısınız 21
çayınız 23
çay mı 42
buzlu 25