Cuma gecesi Çeviri Fransızca
816 parallel translation
Cuma gecesi akşam yemeği için sen ve Dr Halden bana gelebilir misiniz?
Chère Jeanne, Je vous invite à souper ce soir avec le Dr Holden, et à passer le week-end chez moi.
- Cuma gecesi geldim daha.
Je suis arrivé vendredi soir.
"Cuma gecesi, Laura'nın benimle bir akşam yemeği randevusu vardı..." "... yemekten sonra da, görünüşe göre şehir dışına çıkacaktı. "
" vendredi, Laura devait dîner avec moi, puis partir à la campagne.
Bayan Treadwell cuma gecesi, tüm gece boyunca evde tek başınıza mıydınız?
Vendredi soir, vous étiez chez vous, seule.
Oh, evet. Cuma gecesi konserde ne çalmışlardı?
Si, le programme du concert.
Öyle mi? O halde niçin Cuma gecesi konserde Brahms'ın Birinci ve Beethoven'nın Dokuzuncu senfonilerini çaldıklarını söylediniz?
Alors pourquoi m'avoir dit qu'on avait joué Brahms d'abord puis Beethoven au concert?
O halde Cuma gecesi dairede onunla birlikte biri daha vardı bu şişeyi yanında getiren birisi. - Evet.
Elle n'était donc pas seule vendredi, quelqu'un a apporté cette bouteille.
- Cuma gecesi.
- Vendredi soir.
Shelby'nin Cuma gecesi onu buraya getireceğini biliyor ya da bundan şüphe duyuyor muydunuz?
Vous doutiez-vous qu'il l'amènerait ici?
Bessie, Cuma gecesi o şişenin orada olmadığını, onu Cumartesi sabahı gördüğünü söylüyor.
Selon Bessie, elle n'y était pas vendredi, mais samedi.
O viski şişesini onun dairesine Cuma gecesi getirmemişsin.
You didn't take the bottle of scotch to her house Friday night.
Cuma gecesi o kapıyı senin açmamış olman çok kötü, Carpenter.
Dommage que vous n'ayez pas ouvert la porte vendredi, Carpenter.
Bay Emmerich'in Cuma gecesi 11.30'dan 03.00'e kadar burada olduğunu söylemişti.
M. Emmerich était ici de 23h30 à 3 h du matin, vendredi.
Cuma gecesi mi?
Vendredi soir?
Söyledim ya, cuma gecesi.
Vendredi soir.
Cuma gecesi hiçbir şey duymadığıma yemin ederim.
Je jure que je n'ai rien entendu!
Bütün hafta düşünüyorum. Cuma gecesi de yazıp uçağa yetiştiriyorum.
Je suis obligé d'y penser toute la semaine et de les écrire dans la nuit du vendredi au samedi pour les envoyer par avion.
Geçen Cuma gecesi gözaltında tutuldu- -
Détention en prison vendredi soir dernier...
Evet, ama önce Cuma gecesi küçük bir parti olacak.
Oui, mais d'abord, on donnera... une petite soirée vendredi.
Örgü çalışıyorum. Çok güzel oluyor, görüyor musun? Harika, ama bu gece Cuma gecesi.
Oui, je vois, ce n'est rien, mon chéri.
Fakat daha Cuma gecesi.
Nous ne sommes que vendredi soir!
Ondan kurtulmaya karar vermişler. Hikaye bu. Cuma gecesi.
Ils ont cherché à l'éliminer, vendredi soir à Chicago.
Düşman istilasında doğmuş gibi Kara bir Cuma gecesi.
Faut croire que maman Les mit au jour un lundi sans.
Ve her Cuma gecesi, zaman kötü olsa bile, Her Cuma gecesi, kurulu saat gibi, Harmonia Gardens'ta basamaklardan inerdik.
Tous les vendredis, même quand on manquait d'argent, ponctuels comme une horloge, on descendait les marches de l'Harmonia Gardens.
O gece, Cuma gecesi yatağa yattığımda, gözüme uyku girmedi. Kuş için kaygılanıyordum, uçar gider, bir şey olur diye.
Je suis allé me coucher, mais je n'ai pas fermé l'œil de la nuit.
Hazır olduğunuzda. Unutmayın. Her çarşamba, perşembe ve cuma gecesi!
Au cas où vous ne seriez pas à découvert, toutes les semaines le mercredi, le jeudi, le vendredi soir
Ya Cuma gecesi.
Vendredi soir alors?
Cuma gecesi evinizin yanından geçen bir adamın ifadesine göre buradan silah sesleri gelmiş.
Un homme qui passait près de chez vous... vendredi à la tombée du jour... a entendu des coups de feu par ici.
Cuma gecesi, onları Cennet'in büyük açılışında görebilirisiniz.
Vous les verrez vendredi soir pour l'ouverture du Paradise.
Amerikan at yarışı tarihinin en çok para kazandıran ve yakın zamanda dünyanın en büyük holdinglerinden birinin simgesi haline gelen Doğan Yıldız, cuma gecesi işte bu otelden çalındı.
C'est dans cet hôtel que Rising Star, le plus grand coureur d'Amérique et image d'un des plus grands groupes industriels du monde, a été enlevé vendredi soir.
Bu cuma gecesi bir şişe şarap, bir demet gül ve şu pelerini giyip... eve gitsem, bence karım deli olur.
Si je rentre vendredi soir avec une bouteille de vin, un bouquet de roses en portant cette cape, ma femme va grimper aux rideaux.
Cuma gecesi çıkmaya ne dersin?
Tu veux sortir avec moi vendredi soir?
Cuma gecesi görüşürüz.
À vendredi soir.
Cuma gecesi hariç hep boşum.
Je suis toujours libre sauf vendredi.
Cuma gecesi ufak bir parti veriyorum, David Blackman da katılacak.
J'organise une soirée vendredi. M. Blackman sera là.
Çünkü Bayan Farmer, Cuma gecesi parti veriyor.
Parce que Missié Farmer, il a une réception vendredi.
Bu bir cuma gecesi eğlencesi miydi?
Tu crois que c'est la bagarre du vendredi soir?
Cuma gecesi tren avluya çekildiğinden beri o eski günlerdeki gibi olmadı, tren pazar sabahına kadar çıkmayacak.
C'est plus comme avant quand le train entrait au dépot le vendredi soir et ne ressortait que le lundi matin.
Cuma gecesi, ayın 4'ünde, bizim evde.
Vendredi soir, le 4, chez nous.
Cuma gecesi görüşürüz.
A vendredi soir, assez tard.
Unutmayın, her cuma gecesi zirve-20'yi sunuyoruz.
On passe le top 20 tous les vendredis soir.
Cuma gecesi bu olmaz.
Un vendredi soir, c'est raide.
Sanırım Cuma gecesi konserin için seni çıkartmak zorundalar.
De toute façon, ils te laisseront sortir pour ton concert.
- Cuma gecesi nerede hareket olur?
Où y a-t-il de l'action, le vendredi soir?
Cuma gecesi saldıracağız.
Nous frappons vendredi soir.
Pekâlâ, cuma gecesi.
Bien, vendredi soir.
Eğer uygun görürseniz Binbaşı, eşim sizi Cuma gecesi yemeğine... davet etmek istiyor.
Je ne voudrais pas vous importuner, commandant. Mais ma femme aimerait beaucoup que vous veniez dîner chez nous vendredi soir.
Şu an Pazartesi gecesi. Siz ise buradan Cuma günü ayrıldınız.
On est lundi soir, vous êtes partie vendredi.
Başrollerde Francis X Bushman ve Clara Kimball Young, Cuma, Cumartesi ve Pazar gecesi sinemalarda. Cumartesi gecesi bir de kornet solosu var.
Avec Francis X. Bushman et Clara Kimball Young, vendredi, samedi et dimanche à l'Odéon, avec un concert de cornet à piston samedi soir.
Cuma yerine Perşembe gecesi görüşebilir miyiz?
Au lieu de vendredi, pourrait-on se voir jeudi soir?
Amerikan-Sovyet dostluk gecesi, Cuma akşamı.
Venez au dîner américano-soviétique!