English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ C ] / Cuma mı

Cuma mı Çeviri Fransızca

1,272 parallel translation
Yani bu Cuma mı?
Comme ce vendredi?
- Gündelik cuma mı?
- Pardon?
Size iyi eğlenceler. Ben cuma gecesi dışarı çıkacağım.
Amusez-vous bien alors, parce que vendredi, je sors.
Sam, cuma günkü büyük "pit" oyunu için heyecanlı mısın?
Sam, tu as hâte de jouer à la Bourse vendredi?
- Cuma günü bir sınavım var. - Bir sınav.
- Le barde à la barbe, j'adore!
Cuma günü Bay Gaynor'ün projesinde kalmıştık. Böylece, bugün Bayan Geller'in projesiyle başlıyoruz.
Nous en étions restés à M. Gaynor avec nos projets, passons aujourd'hui à Mlle Geller.
Düşüncelerimizi cuma günkü açık tartışmamıza saklayalım.
Gardez vos arguments pour le débat de vendredi.
Sanırım cuma akşamı için elimizde egzotik bir yerden gelen...
On devra vous trouver un type sérieux, brun, et mystérieux... pour vendredi.
Cuma olmaz.
Ca ne m'arrange pas.
Cuma akşamı tıklım tıklım olurdu.
Oui. Un vendredi soir, ce devrait être plein à craquer.
17 Kasım, Cuma. Olan bu.
Voilà, les nouvelles!
Cuma gecesi saat 10'da. Sana uyar mı?
Vendredi à 22 heures. ça te va?
Cuma Günü Kitap Tanıtımı Gelebilirseniz Gelin
Sortie d'un livre : vendredi.
Cuma günü mumları yakalım.
On allumera les bougies, vendredi.
ve adamım Cuma, perşembeden sonra,
Et mon homme du vendredi... jusqu'au jeudi.
Hayır, Cuma gecesi kulüpte olduğumu biliyordu. Tamam mı?
Elle sait que j'étais là-bas vendredi.
Sanırım cuma gecesi olacak.
Je crois qu'on est vendredi.
Cuma günü tatlı-çocuk Ralph'e çarpıldın, etrafta kıvılcımlar uçuşuyordu ve gidip Kiribati'yi kurtaracağını mı söylüyorsun?
Tu tombes sur ton bel apollon, ça fait tilt et vous partez sauver le monde à Kiribati?
Ben bunu cuma günü aldım.
J'ai acheté la mienne vendredi.
Gizli kaynaklardan aldığım bilgiye göre Miramax, "Patavatsız ve Kronik" adlı çizgi romandan uyarlanan filmin çekimine bu Cuma günü başlıyor. "
'J'apprends que vendredi Miramax commence le tournage "'de l'adaptation de la BD underground'Bluntman et Chronic. "
Cuma mı?
Vendredi?
Bak Stein. Cuma günü akşamı, söylediğim sözler için özür dilemek istiyorum.
Ecoute, Stein... je m'excuse pour vendredi soir.
Cuma akşamı seni alırım. Saat sekizde. Yemek yeriz.
Je passerai vous prendre vendredi à 20 heures, et on mangera.
Cuma gecesi pencerenin dışında yağmurda ismini haykırdım.
Vendredi soir, j'étais sous ta fenêtre sous une pluie battante... hurlant ton nom des heures durant.
cuma şampiyonluk maçı kuzey Compton'a karşı ve bu takım daima kazanmayı dener.
Il nous manque une pom pour le match contre North Compton. Leurs pom-pom veulent toujours la ramener.
Bu parayı cuma akşamı beşe kadar ödemen lazım...
Tu dois la payer avant vendredi 17 heures.
" "L" " Trenindeki Kız : Özür Dilerim. Lütfen Cuma günü saat 7'de bizim durağımızda buluşalım.
[ A la fille du train "L" : je suis désolé Retrouve-moi à ton arrêt, Vendredi 19h Kevin ]
Şimdi, Cuma günü, yoğun vakitlere kadar hedef bölgeden uzak duralım.
Vendredi, on n'envahit pas la cible avant l'heure de pointe.
Cuma günü CNBC'de konuyla ilgili bir şeye rastladım.
J'ai regardé quelque chose sur ce sujet à CNBC vendredi.
"Merhaba, Cuma akşamı çıkalım mı?" gibi.
"On se voit vendredi?"
Her cuma gecesi, başka bir fuara giderdik midillilerimiz yarışa hazır, çadırlarımız kurulu hafta sonu yarışlarına hazır olurduk.
Chaque vendredi, on se pointait dans un champ de foire... on installait nos poneys à l'écurie... on dressait la tente...
Bu sokakta mı? Her perşembe ve cuma.
Hum, tous les Jeudi et Vendredi.
Gazete beni, Tampa'ya cuma günkü basın toplantısını izlemeye yolluyor. Daha sonra da biraz takılıp, pazar günkü maça gidiyorum.
Le journal m'envoie en reportage à Tampa pour couvrir la conférence de presse de vendredi puis j'aurai du temps libre et je pourrai aller voir le match dimanche.
Bay Weed, Cuma akşamı bize yemeğe gelmeyi kabul eder miydiniz?
AU PETIT BONHEUR DES JOUETS M. Herbe, je me demandais si ça vous dirait de venir dîner à la maison vendredi.
Cuma günü Wal-Mart olgusu üzerine büyük bir sınava gireceğim. Ama benim bir hayatım, bir işim var.
Je répète, que veux-tu?
Cuma günü eşyalarının burada olacağını söylememi istedi.
Elle m'a dit de te dire que le reste de tes affaires sera là vendredi. Super.
Cuma gecesi Dean ile benim üçüncü ayımızı kutlayacağız.
Vendredi, on fête nos trois mois ensemble, Dean et moi.
Ama söz konusu akşamda yer alabilmem için cuma geceki yemeğe gitmemem lâzım.
Mais pour pouvoir participer à la susdite super soirée, il me faut sauter le dîner de vendredi.
Ama yalvarırım onun açısından bak. Rory, sırf bu seferlik cuma geceki yemeğe gelmese olur mu?
Je t'en prie, mets-toi à sa place et peut-être lui permettras-tu, pour une fois, de rater le dîner de vendredi.
Ona yardımcı olmaktan mutluluk duyarım. Harika. O halde cuma günü ikide görüşürüz.
Super, je vous vois vendredi à 14 h.
- Ne var? - Cuma benim yerime bakar mısın?
Alors, tu me remplaces vendredi?
Bilgisayar Suçları Birimi, 26 Ocak Cuma Hard diskteki bilgileri aldım.
J'ai fouillé son disque dur.
Cuma, kaçamak bir öpücük ve sonrasında özür dileyeceğim.
Vendredi, je l'embrasse et je m'excuse.
Şimdi, Cuma günü konuştuğumuzda Sen de bazı değişiklikleri teşvik edeceğini söylemiştin.
Vendredi, vous m'avez dit que vous opéreriez des changements.
Cuma gecesi büyük bir maçımız var.
On a un match important vendredi.
Bak, eğer cuma gecesi birşey yapmayacaksan... ben seni alıp aa - yemeğe ve sinemaya götürebilir miyim?
Hé bien tu es juste venue en étant si... "Oh, on a rompu, je m'en fous, hey, regardons la télé!"
Nerden öğrendiğimi söylemem ama görünüşe göre bu cuma yeniden açılıyor!
On y est. Merci de m'avoir raccompagné.
Siz bana arkadaşınız Will'le bir buluşma ayarlayın ben de sizi cuma günkü o aptal skeçte kendinizi rezil etmenize izin vereyim.
Ok, tu m'arranges un rencard avec ton ami Will et je te laisse te couvrir de honte à ton stupide spectacle satirique.
Cuma akşamı yemek yeriz tamam mı?
Parce que quelqu'un sent délicieusement bon.
- Çamaşırlarını cuma akşamları mı yıkarsın?
- Tu fais ta lessive tous les vendredis soirs?
Cuma öğlen vakti orada olmalıyım.
Pour être là-bas Vendredi midi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]