Denizciler Çeviri Fransızca
562 parallel translation
Amerikalı denizciler. Uçarken ötebilmeleriyle bilinen tarlakuşları gibi..
Joyeux marins américains.
Denizciler için sadece arkadaş canlısı bir itişme - ama hassas Sarı Benizli Adam korkuyla büzülür.
Une simple explication pour les matelots... Une horreur pour le sensible Homme Jaune.
Denizciler sebzeli çorbayı içmeyi reddediyor.
Les matelots ont refusé de manger le bortsch.
Sevgili küçük denizciler!
Ces chers petits marins!
Şu denizciler de o kadar sıkı sayılmaz.
1 n'est pas très séduisant. - Le marin non plus.
Denizciler çok fazla yerler, değil mi?
Les marins mangent beaucoup!
Çok yakında denizciler gibi olursun, sadece çok yemezsin.
Vous, bientôt vrai marin. Mais manger moins!
Beraberindeki bütün denizciler öldürülmüştü.
Ses compagnons ont été tués.
Küçük bir şakaya. Bir kadeh içkiye. Tatlı bir söz denizciler üzerinde kırbaçtan daha etkilidir.
Une boutade au bon moment, un verre de rhum... ou un mot gentil ont plus d'effet que le chat-à-neuf-queues.
Gerçek denizciler fırında da yatar, buzda da.
Un marin peut dormir dans un four ou sur la glace. - Descendez.
Subaylarla denizciler arasında yeni bir ilişki oluştu derken abartmıyoruz.
Nous n'exagérons pas en disant... qu'il existe une nouvelle entente entre officiers et équipage.
Siz denizciler hep aynısınız.
Vous êtes tous pareils, les marins.
Saine Nehri'ndeki Denizciler ve Yüzücüler Dikkatli Olmalı
Il est sans doute dans la Seine Avis aux canoteurs et aux baigneurs
Katillerle işbirliği yapmak aslında bana göre değil. Dostlarımın yarısı denizciler gibi yaşıyor, Ama ben bir prens gibi yaşıyorum.
Je ne commets pas des meurtres par plaisir la plupart de mes amis vivent comme ces centaines de marins.
Kötü denizciler tarafından kaçırılıp İngiltere'ye getirildin.
Tu as été enlevé par des pirates qui t'ont amené en Angleterre.
Herşey bir zamanlar şüphelendiğin gibiydi Cathy... kötü denizciler tarafından kaçırılıp İngiltere'ye getirilmiştim.
C'était comme vous l'aviez dit, Cathy. J'avais été enlevé par des pirates et ramené en Angleterre.
Hosça kalïn, denizciler.
A bientôt, tout le monde.
- Denizciler, çok sikicisiniz
- Vous êtes ennuyeux à mourir.
Fransız denizciler tarafından kurulan mayın temizleme takımını yönetiyor. Manş denizinde, ülkelerinin gözü önünde çalışıyorlar.
Il commande un dragueur de mines français dans la Manche, en vue des côtes françaises.
- Bütün denizciler ukaladır.
- Les marines sont présomptueux.
Ama bu denizciler beni resmen soydu.
Mais ces marines m'ont lessivé.
Denizciler sizi sudan toplayacak.
La marine tentera de vous repêcher.
Siz denizciler iyi adamlarsınız.
Dans la marine, vous êtes des types bien.
Şu denizciler bizi denize atmaya geliyor.
Ces marines viennent nous pousser.
Bu benim evim ve onun yaşlı denizciler için kullanılmasını istiyorum.
Je veux que cette maison soit un foyer pour les marins.
Bir nedeni o. Senin için ve mirasında evi bırakacağın yaşlı denizciler için.
Aussi pour les marins auxquels vous léguerez la maison.
Tüm denizciler.
Tous des marins!
- İşte denizciler!
- Tiens, les Marines.
Denizciler.
- Oui, belle vue, hein?
Zavallı mutsuz denizciler
" Pauvre marin désœuvré
Denizciler kolayca unutulup giderler.
C'est bien, ils disparaissent facilement.
Oldukça yetenekli denizciler efendim. Lord Mayor'un adamlarından daha iyiler, sokaktan toplanan adamlar olarak da iyi iş çıkartıyorlar.
Ils valent un peu mieux que des crapules, et ne sont pas pires que les paresseux enrôlés de force.
Denizciler, B Bölümü, 1'inci tabur.
Marines, Cie B, 1er bataillon!
Denizciler kahrolsun.
Mort aux marines!
Denizciler asla geri gelmez.
Les marines sont des sacrifiés!
Denizciler, size ölüm.
Mort aux marines!
Denizciler tepeleri örtecek.
Ils vont bombarder les collines.
- İşte denizciler.
- Voici nos obus.
Her deniz yolculuğunda engelli denizciler yararına gala düzenleriz.
Nous donnons un gala de charité en faveur des marins.
- Günaydın, denizciler.
- Bonjour, camarades!
Seni bilmem ama bu savaş fotoğraflarını görmek beni hep üzmüştür. Hepsi denizciler, denizaltı devriyeleri ve Filipinler'deki gerillalar hakkındadır. Beni asıl üzen savaş mahkumları hakkında hiç film olmaması.
Je suis las de ces films de guerre où l'on ne voit qu'aviateurs au combat, hommes-grenouilles aux Philippines, alors qu'on n'a jamais rien fait sur les prisonniers de guerre.
O denizciler de, arkadaş olmaya çalıştığınız bu canavar tarafından katledilen denizcilerdi, aynı benim gibi.
De simples marins, tout comme moi, massacrés par ce monstre avec lequel vous essayez d'être ami.
Denizciler Viking'den kurtulan olmadığını belirtti.
"Aucun survivant à bord."
Gidelim denizciler.
En avant, la Marine.
Denizciler ; Yunus'un hatası Tanrı'nın emrine uymamaktı.
Matelots, le péché de Jonas, c'était de désobéir au commandement divin.
Bir gemiye binince denizciler onu bakışlarıyla süzdüler.
Dès qu'il monte à bord, les marins le remarquent.
Ve denizciler bakışlarıyla onu bir kez daha süzdüler.
De nouveau, les marins le remarquent.
Onun duasına kulak verin denizciler.
Mais observez sa prière, matelots.
Neydi bu emir, denizciler?
Et quelle était-elle, matelots?
Gemiye mi katılıyorsunuz denizciler?
Tu montes à bord, camarade?
Size iyi günler denizciler.
Bonjour, camarades. Bonjour.