English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dişi

Dişi Çeviri Fransızca

3,174 parallel translation
- Dişi var mı bilmiyorum bile.
Je sais même pas si elle a des dents.
Veya dişi troll'leri etkilemek için.
Et pour impressionner les femelles.
Kurt dişi.
Une dent de loup.
Bir kurt dişi nasıl olur da buraya gelir ki?
Mais d'où ça peut bien venir?
-... sıra "Dişi-Dre" ye yapacağımız takdimlere geldi. - Güzel.
Il est temps de faire nos offrandes au Shi-Dre.
Dişi-Dre, Vegas'ta Andre'nin arka tamponuna yaptığın muameleyle kazandığın hemoroit yastığın.
- Shi-Dre, ton beigne pour les hémorroïdes que tu as gagné à Vegas quand tu as fait une avancée profonde dans le champ arrière d'Andre.
Sakın dişi bir aslanı bir penguenle çiftleştirme. Asla.
On n'accouple pas une lionne et un pingouin.
Bir gün iki prens, güzel bir ördeğin peşindeymiş. Onları izleyen dişi aslanın farkında değillermiş.
Les deux princes traquaient une splendide gazelle et ils ne virent pas qu'un lion les guettait.
Esas soru şu : Hepsi dişi tavuk mu, yoksa içlerinde horoz var mı?
La question c'est si l'un d'entre eux est un coq ou si ce sont toutes des poules?
Dişi tavuk mu?
Des poules?
Hepsi dişi tavuk.
Il n'y a que des poules.
Kesinlikle dişi bolluğu var, değil mi?
Il y a des donzelles en abondance.
Partnerleriniz erkek mi dişi mi?
Des hommes ou des femmes?
Dişi.
Des femmes.
"Fakat dişi ayı köylüye yaka paça yırtarcasına saldırır."
"Mais l'ourse ainsi accostée " riposte de la griffe et des dents.
Yucaten Ormanı standartlarına göre, Dişi Yakut Boğazlı Sinekkuşu basit ve sade görünüşlü bir dişidir.
Selon les critères en vigueur dans le Yucatan, la femelle du colibri à gorge rouge est tout à fait ordinaire.
Kendi canlı türündeki bir dişi bile onu bundan alıkoyamaz.
Y compris les femelles de sa propre espèce.
Dişi yakut boğazlı sinekkuşunun zamanı geldi.
Le moment est venu pour le colibri à gorge rouge.
Erkek ve dişi baş döndürücü yüksekliğe tırmanırlar. Ve işte o an... Özgürce bir düşüşte... aşağı doğru yönelir... birbirine kenetlenir... en son aşamada ayrılırlar.
Le mâle et la femelle montent à des hauteurs vertigineuses, puis... ils s'unissent en chute libre, plongeant vers le sol, prisonniers d'une étreinte mutuelle, et se séparent au tout dernier moment.
Hiç dişi yok.
- Non. Il n'a pas de dents.
Profesör, annemin Patronus'u bir dişi geyikti, değil mi?
Professeur, le Patronus de ma mère était une biche, non?
Burada, Audobon Hayvanat Bahçesinde iki filimiz var. Her ikisi de Asyalı dişi.
En fait, au zoo d'Audobon, nous avons deux éléphants d'Asie.
Maymunların köpek dişi biraz daha büyük olsaydı ormanın kralı unvanı bizim olurdu.
Si nous, singes, avions les dents plus longues, on serait les rois de la jungle.
Bir erkeğin bir dişinin dikkatini çekmesinin en iyi yolu yanında başka dişi olmasıdır.
Pour attirer une femelle, le mâle se pavane avec une autre.
Dişi kartalın en yüksekten uçan erkek kartalla ilgilendiğini biliyor muydun?
Savais-tu... que la femelle de l'aigle... est attirée par le mâle qui vole le plus haut?
Çok incesin, ama ben dişi değilim Minotaur.
C'est très gentil, mais je ne suis pas une femelle Minotaure.
Bir dişi.
Une femelle.
Kurtlarla dalaşırsan dişi yiyeceğini kimse söylememiş herhalde sana.
Tu sais quoi? Si tu cherches un loup, tu tombes dans sa gueule.
Marslılar ise annelikte berbatlar, ki ironik bir durum çünkü burayı yönetenlerin hepsi dişi.
Et les martiennes n'ont pas l'instinct maternel, ce qui est curieux, car ici, ce sont les femelles qui commandent.
Dişi kediler bize mırlıyor.
Des chattes miaulent.
O bir dişi.
Non. Elle.
Ve istemediğin kadar dişi tavşandan.
Et la vie de chaud lapin.
Bu olay da ön dişi kırıImadan önceydi.
C'était avant qu'il perde une dent.
Dişi kuşu ne zaman getirebilirsiniz?
Oui! Bien sûr! Quand peut-elle venir?
Richard iyi, Bir kaç yamuk dişi olmasına rağmen çok yakışıklı bir adam olmuş.
Richard va bien. Il est devenu très beau. Mais je crois qu'il a des fausses dents.
Dişi karaya ayak basar.
Les terres femelle.
Belki de sporlar gibi güneş rüzgârları yardımıyla uzayda yer değiştiriyorlardır ve hangi gezegene indilerse de dişi olan feromon salgılıyor ve erkek olan da onu takip ediyor onu bulmak, beslenmek gibi şeyler için.
Eh bien, peut-être qu'ils dérivaient dans l'espace sur... sur des vents solaires, comme les spores, et... quelques soit la planète où ils se posent, la femelle laisse une trace de phéromone pour que les mâles la suivent, la trouve, se reproduisent, etc.
Kalp hastalığı, şimdiye kadar gördüğüm üzere, asla bulunmaması gereken tek dişi kalmış bir canavar. Bulunsa bile ilerlemesine hiç gerek yok.
A mon avis, la maladie coronarienne ne devrait même pas exister, et si elle existe déjà chez quelqu'un, elle ne doit jamais jamais progresser.
Kişi bir kuzu getirecekse bu kusursuz bir dişi olmalıdır.
"S'il amène un agneau pour son offrande, " ce sera une femelle sans défaut.
Bir dişi için fena değil.
Pas mal pour une fille.
Elbisesi ne renk? Beyaz mı, fil dişi mi?
Et il y a un truc avec des paillettes.
# Dişi organlarını böyle temizleyeceğiz işte #
C'est comme ça qu'on nettoie ta minette à toi.
Bu insan dişi değil.
Ce n'est pas une dentition humaine.
Bu saldırıyı canlandıran kişi, Çupakabra'nın üçlü kesici dişlerini taklit etmek için ayı dişi kullanmış.
La personne qui a simulé l'attaque a utilisé une dent d'ours... pour imiter l'incision tripartite attribuée au chupacabra.
Dişi size nerede yaşadığını söyleyebilir mi?
Sa dent peut vous dire où elle a grandi?
O bir dişi aslan.
C'est une lionne.
Bir dişi.
Comment il s'appelle?
Yani esasen, bir erkek ve bir dişi bir araya gelirler ve birbirlerini tanımaya başlarlar. Sonra da kalanları birlikte gömerler. Sonra da çiftleşirler.
Le mâle et la femelle arrivent près du corps, font connaissance, enterrent la carcasse ensemble, ils s'accouplent, elle pond dessus, mais contrairement aux autres espèces, qui s'en vont, ils creusent une cavité souterraine à côté
- Çekmecende süt dişi mi var? Ne?
- Vous me faites peur.
Fil dişi.
Maman, tu ne vois vraiment rien?
Dişi, anı olarak aldı.
- D'accord.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]