Domingo Çeviri Fransızca
213 parallel translation
Senin burada ne işin var, Domingo?
Que viens-tu faire ici, Domingo?
Bu nazik beyler beni Santa Domingo'da bir köle tüccarından kurtardılar.
Ces gentlemen m'on sauvé d'un négrier sur la côte de Saint-Domingue.
Tasmania, Santo Domingo,
Tasmanie, Saint-Domingue,
Babam Domingo Montoya'nın ruhu üzerine yemin ederim ki tepeye canlı ulaşacaksın.
Je jure sur l'âme de mon père Domingo Montoya... que vous arriverez au sommet vivant.
Café Santo Domingo.
Café Santo Domingo.
Domingo ve Gustave burada değillerdi diye.
C'est parce que Domingo et Gustave n'étaient pas en ville.
Meyer Santa Domingo'dan söz ediyor.
Meyer parle de Saint-Domingue.
Joe da onlardan biri olabilir. Santo Domingo şimdilik bize uzak.
J'ai reçu une carte de Joe Volpi, postée de Saint-Domingue.
Miguel Mata, Salvador Tito... ve Rafael Santodomingo cinayetlerinden dolayı tutuklusun.
Je t'arrête pour le meurtre de Mata, Tito et Rafael Santo-Domingo.
Domingo Benevides... suikastin en önemli görgü tanığı... Oswald'ın katil olduğunu reddetti, ona hiçbir zaman suçlu teşhisi yaptırılmadı.
Domingo Benavides, le plus proche témoin, refuse de reconnaître Oswald.
Ayrıca ne Santo Domingo'ya ne de diğer kolonilere gitmeyeceksin.
Sans retourner à Saint-Domingue... ou dans toute autre colonie.
Yeni kıtaya uzanan en emin rota, kati bir şekilde saptanmış olup güneybatı üzerinden batıdaki Santa Domingo'ya uzanan 3.750 km.lik bir hattır.
La voie la plus sûre vers ce continent... est fermement établie : ouest quart sud-ouest sur 750 lieues... jusqu'à Saint-Domingue.
Santo Domingo'da inci ticaretine başlamayı düşünüyormuş.
Il envisage de faire commerce de perles, à Saint-Domingue.
- Yeah, Pavarotti, Domingo ve diğer herif.
Pavarotti, Domingo...
- Pavarotti değil, Domingo değil...
C'est pas Pavarotti, ni Domingo.
Placido Domingo meyveli dondurmaya bayılıyor.
Placido Domingo aime les sorbets.
Placido Domingo var.
Nous avons aussi Placido Domingo.
Çok tatlı bir köpeğim var. Domingo.
J'ai un chien très drôle, Domingo.
- Domingo nerde?
- Et Domingo? - Je sais pas.
- Domingo'ya ne yaptın?
- Que lui as-tu fait? - Rien.
Domingo!
Domingo!
- Hadi gel Domingo.
Viens, Domingo.
Domingo! Sessiz ol!
Domingo... sois sage...
Dans pistindeki Rafi Domingo.
Armateur... et drogues. Sur la piste de danse, Rafi Domingo.
Dostun Rafi Domingo iki aydır borcunu ödemiyor.
Votre ami Domingo. Deux mois d'arriérés.
Santo Domingo el Real.
Santiago D0mingo el Real,
- Domingo'dan kurtulmaya çalışsak iyi olur galiba?
Il serait temps qu'il se sépare de son ami Domingo.
Pekala, Domingo nerde?
Bon, alors, où est Domingo?
Sence Domingo'yu senden acımasız biri olduğum için mi aldım?
Chéri... Tu crois que je fais ça uniquement par méchanceté?
Dewey, peluş ayını senden aldım çünkü çok kirlenmişti.
Absolument. Si j'ai pris Domingo, c'est qu'il est dégoûtant.
Domingo öyle birşey yapmaz. O beni sever.
Il ferait jamais ça.
Ve Domingo'nun üstüde bunlarla kaplanmıştı. Eğer dokunursan eline bulaşırlar.
Ce sont des petits insectes et Domingo en est recouvert.
Şimdi eğer hala Domingo'nun sende kalmasını istiyorsan, kalabilir.
Si tu veux garder Domingo, je suis d'accord.
Ama eğer gözlerinin yerinde kalmasını istiyorsan Domingo'yu bana vermelisin.
Mais si tu veux conserver tes yeux, rends-le-moi.
Domingo'yu senden almamın sebebi artık peluş ayılarla oynama yaşın geçti.
J'ai fait ça pour te séparer de Domingo. Tu es trop grand, maintenant.
Danny, bu hoşuma gitmiyor, ama Domingo'yu hatırlıyor musun? Aylar evvel temizlememize yardım ettiğin herif?
Ca me fait de la peine d'avoir à te dire ça, mais... tu sais, Domingo... le latino que tu nous as aidé à serrer?
Ve sen, dostum, Domingo seni bulmadan ortadan kaybolacaksın.
Toi, disparais avant que Domingo te trouve.
Domingo beni öldürene kadar beklemeli miydim?
Je dois attendre que Domingo me tue?
- Domingo'lar, değil mi?
- Les Domingo, c'est ça?
Domingo onu senin ihbar ettiğini düşünüyordu. Bil bakalım ne oldu?
Domingo a compris que tu l'avais balancé.
Papa, Frank Sinatra, Placido Domingo ve Raymond.
Seules certaines personnes ont le droit d'entrer au Panthéon de son affection. Le Pape, Frank Sinatra, Placido Domingo et Raymond.
Placido Domingo'yu gördün mü?
Tu as vu Placido Domingo?
Domingo Salmeron.
Domingo Salmeron?
Domingo'yu tanıyor musun, patron?
Vous connaissez Domingo, mon patron?
Kaybolmak isteyenlerden birini işe aldı.
Domingo a embauché un des disparus.
Placido Domingo'dan övgü.
Et ca s'est vite calmé.
Domingo...
Domingo.
Bunu neden yapıyorsun? Bu kötü bir fikir, Domingo.
Qu'est-ce qui te prend?
Domingo sen misin?
Domingo, c'est toi?
- Ry.
- Domingo.
- Domingo. - Domingo.
- Domingo.