English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Elektrik

Elektrik Çeviri Fransızca

6,738 parallel translation
Temel elektrik becerileri, devre tahtası, kablolar.
Des bases en électricité. Un circuit imprimé, des fils.
Elektrik inanılmaz bir şey.
L'électricité est une chose étonnante.
May gibi görünmek için bir nano maske takıyordu... -... ama May suratına elektrik verdi.
Elle portait un nano-masque, et était déguisée en May, mais May l'a électrocutée au visage
Sarmaşıklara bir miktar elektrik akımı göndereceğim.
Je vais électrocuter les plantes.
Biri elektrik hattı tarafından çarpıldı.
Quelqu'un a été électrocuté par une ligne haute tension.
Bak, Victoria'nın elektrik direği ile olan dansı sana babanı kazanmak için ikinci bir şans tanıdı.
Regarde, Victoria entre la vie et la mort ça te laisse une deuxième chance de récupérer ton père.
Elektrik çarptığında David suni teneffüs yaptığı için şanslısın.
Vous avez eu beaucoup de chance que lorsque vous avez été électrocutée, David était là pour vous faire un massage cardiaque.
Her yanlış cevapta denekler, teste girene elektrik verdiği söylenen bir düğmeye basıyorlardı.
Pour chaque réponse incorrecte, les sujets pressaient un bouton sur un appareil qu'ils croyaient envoyer une décharge à la personne interrogée.
Kendini beğenmiş Pete ve onun Elektrik Kadın'ı.
L'orgueilleux Pete et sa femme électrique.
- Büyük ihtimalle fırtına elektrik şebekesinde hasara neden oluyor.
- Plutôt la tempête faisant des ravages dans le réseau électrique.
Geçiyordum da erotik elektrik cinayetini konuşmak istedim.
Je suis dans le quartier, et je voulais vous parler sur électrocution érotique.
Elektrik verme işlemini gerekmedikçe yapmam.
L'électrocution est quelque chose Je l'utilise avec parcimonie...
Ablasındaki elektrik sorununun aynısı onda da var.
Elle a la même perturbation électrique que sa sœur.
Elektrik kutusunun yanındaydı.
Relié à une boite d'utilitaires.
Dürüst olmak gerekirse biraz endişeliyim çünkü Porsche 928 karmaşık elektrik sistemine sahip olmakla tanınan bir araç ve belirli bir yaşı geçtikten sonra çok sayıda gremline sahip olan bir araç.
C'est un peu inquiétant, parce que la Porsche était connue pour avoir un système électrique très compliqué et beaucoup de problèmes électriques une fois passé un certain âge.
Bu taraftakine bakarsanız montaj yapıldığı yerden çıkmış ve kablo demetine çarpmış. Bu da tüm elektrik sisteminin sapıtmasına neden olmuş.
De ce côté-là, on peut voir qu'il a été déplacé hors de sa position et a heurté les câblages, ce qui a fait déconner tout le système électrique.
Kablo demetini ve amortisörü tamir edebilirim ama diğer elektrik bileşenlerinde nasıl bir hasar var?
Je peux réparer les câbles et la tête d'amortisseur, mais comment savoir ce qui a été endommagé?
- Hayır ama o elektrik konusunda uzmandır.
Il est fort en électricité.
Bir elektrik ampulü değiştirmek için kaç cerrah gerekir?
Combien de neurochirurgiens faut-ils pour changer une ampoule?
Elektrik kablosu sorunu falan.
Un court-circuit, un truc du genre.
Eğer canın çimleri biçmek istemezse bende seni kaliteli bir elektrik süpürgesine çeviririm.
Mais toi je te réserve un traitement spécial... - Tu feras un superbe aspirateur.
Yumurtadan çıkan yavru doğruca radyasyon kaynağı yakınına saklanıyor Babanızın Janjira'daki elektrik santraline gidiyor ve 15 yıl burada kozaya giriyor.
Elle a creusé jusqu'aux radiations les plus proches, la centrale de votre père à Janjira, y a fait un cocon et a absorbé du fuel radioactif
Elektrik kesintileri ve elektriksel dalgalanmalar batıya doğru ilerlerken yaratığın 300 km etki alanındaki vatandaşlarımız sığınaklara gitmeleri, kapalı alanlarda kalmaları ve yollardan uzak durmaları tavsiyesinde bulunuluyor.
Les perturbations électriques s'étendant vers l'ouest, les personnes à moins de 350 km de la zone d'influence de la créature sont priées de rester à l'abri et de ne pas prendre la route.
- Daha evi bile görmedin. - Elektrik direkleri var.
Tu n'as même pas vu la maison encore.
O zaman elektrik akımına kapılırlar ve ölürler, ölürlerse de eve giremezler.
Eh ben, ils s'électrocuteraient et... ils seraient morts et donc ils pourraient pas rentrer dans la maison.
Küçük elektrik akımı.
Les décharges électriques.
Sadece bir elektrik dönüştürücüsü arıyorum.
Je cherche un transformateur, c'est tout.
Breakin'2 ; Elektrik Boogaloo.
Et la suite.
Bank of America, elektrik kesildi dedi. Morgan Stanley ise sunucu çöktü dedi.
BoA a eu une coupure de courant et Morgan Stanley, une panne de serveur.
Bilim fuarlarındaki gibi saatleri çalıştıracak kadar elektrik üreten... patatesleri de kullanamayız.
C'est dommage qu'on ne puisse pas faire comme à la foire des sciences de l'école et faire fonctionner plein de trucs à partir d'une patate.
Ama elektrik elde etmek için kiliseyi parçalamamız gerekiyorsa...
Mais s'il faut démanteler l'église pour de l'électricité...
Gelmemiş olsaydın çark işini bitirmeye bu kadar yakın olmazdık ilerleme kaydetmeye ve elektrik elde etmeye de.
Sans toi, la roue... serait très loin d'être terminée et nous serions encore loin d'avoir du courant.
8 : 55'te aracına yıldırım düştü ve yarım milyar voltluk elektrik boşaltıp 60.000 amperlik akım üretti.
A 20h55, la foudre tomba sur le véhicule, déchargeant 500 milliars de volts, et produisant un courant électrique de 60,000 ampères.
İlk olarak, elektrik yükü Adaline Bowman'ın kalbini çalıştırdı.
D'une part, la charge fit repartir le coeur d'Adaline Bowman.
Elektrik süpürgesiymiş.
Un vrai aspirateur
Ardından elektrik santrali..... su arıtma tesisleri, otobanlar inşa ettik.
Ensuite, on leur construit des centrales électriques, des stations hydrauliques, des autoroutes...
- Bizden başka elektrik var mı?
- Il y a d'autres appareils électriques ici?
Saf elektrik enerjisinin insan vücudunda dolaşan biyolojik türe dönüşümü.
La conversion de l'énergie électrique pure en variété biologique qui traverse le corps humain.
20 sene evvel elektrik ışığı büyü olarak düşünülebilirdi.
Il y a vingt ans, l'électricité aurait été vue comme de la magie.
Elektrik istasyonu hazır efendim!
Poste électrique prêt, monsieur!
- Elektrik istasyonu!
Poste électrique!
- Elektrik istasyonu hazır efendim!
Poste électrique prêt, monsieur!
Önümüzdeki pazartesi itibarıyla 174,88 dolar elektrik borcumuz oluyor.
Nous devons payer 174,88 $ pour l'électricité avant lundi...
Baz istasyonları çalışmıyor, şehrin büyük bölümünde elektrik kesik.
Les tours de téléphones mobiles ont baissé, Ainsi que la quasi-totalité de l'électricité de la ville.
Elektrik mi yok?
Y a pas d'électricité?
Elektrik enerjisine dönüştürebiliriz veya kendine yeter bir robot haline gelir.
Nous pouvons la convertir en énergie électrique ou un robot pourrait devenir autosuffisant.
Şu an pek iyi görünmediğini biliyorum ama bütün arazi satıldı yani burada yalnız olmayacağız. Telefon kabloları, elektrik her şey ama her şey olacak.
Je sais que ça ne ressemble pas à grand chose pour l'instant, mais tout le terrain autour a été vendu, on ne sera donc pas tous seuls, et il y aura des lignes électriques et le téléphone, tout.
- Peki ya elektrik sistemi?
- Et le système électrique?
Hem tavan hem taban. - Elektrik hattı?
- 3,5 m de béton au dessus et en dessous.
ERİME! JANJIRA ELEKTRİK ŞİRKETİ ÖRTBAS OLAYINI REDDEDİYOR
Janjira Electric nie avoir menti
Elektrik şebekesini etkiliyor. Radyasyon sızıntısı var mı?
Fuites radioactives?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]