English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Elektrikçi

Elektrikçi Çeviri Fransızca

213 parallel translation
Elektrikçi!
Electricien!
Lambanın kabloları kesildiğinde neler olacağını... size bir elektrikçi söyleyebilir.
Un électricien vous dirait qu'il y a eu un court-circuit.
Elektrikçi, evet.
Un électricien. Oui.
Farkında mısın, bir su tesisatçısı, bir marangoz, ya da bir elektrikçi olmak için...
Pour être plombier, charpentier ou électricien, il faut...
Elektrikçi benim.
Grâce à moi!
Sizin elektrikçi Cooper'a benziyor mu?
Ressemble-t-il à Cooper?
Elektrikçi.
Électricien.
- Elektrikçi değil misin?
- Tu n'es pas l'électricien?
Üçüncü keredir şu elektrikçi popoma elliyor.
Ça fait trois fois que l'électricien me pique les fesses.
Bazılarınız marangoz, tamirci, elektrikçi olmak için İngilizce'nin ne yararı var diyebilir.
L'anglais peut-il donc vous aider dans un travail manuel?
Çünkü sadece Times Meydanı'nda bir elektrikçi sayesinde şafak söker.
Parce qu'uniquement à Times Square... l'aube est allumée par un électricien.
Elektrikçi olmaya çalışıyorum.
Je vais à un cours du soir pour électriciens.
Dün elektrikçi geldi.
Un homme est venu réclamer l'argent de l'électricité.
Elektrikçi hapisteymiş.
En prison, l'électricien!
- Harris, elektrikçi.
- Harris, électricien.
Elektrikçi, lambaları değiştirmeye gelmiş.
Les électriciens voulaient réparer la lumière.
- Hemen bir elektrikçi çağırın.
- Appelez un électricien.
Elektrikçi sandığın adam bir gün sonra yapımcı oluyor.
Un jour, vous êtes électricien, ensuite, vous êtes producteur.
- Elektrikçi.
- Pour les compteurs.
Ben de bunları yeni öğreniyorum. Televizyonumda da aynı sorun oldu. Karım saçını kurutunca oldu, elektrikçi anlattı.
Je ne le savais pas non plus, mais ma télé a grésillé quand ma femme a utilisé le séchoir.
Özür dilerim, elektrikler hala kesik, yarın bir elektrikçi çağıracağım.
Il n'y a toujours pas de courant, j'appellerai l'électricien demain.
Bir elektrikçi. Elektrik şoklarının sonucunda dans etmeyi öğrendin.
Et t'a appris à danser en prenant le courant?
Elektrikçi, Bay Merlin.
Chut. C'est l'électricien.
Ailede sadece büyükbaba elektrikçi.
Dans la famille "électricien", le grand-père.
İyi para harcıyor ama, elektrikçi olarak part-time çalışıyor.
Il touche une bonne pension mais travaille à mi-temps comme électricien.
1917'de teleskop tamamlandığında hademe-elektrikçi olarak göreve başlamayı başardı.
Après l'achèvement du télescope en 1917... il réussit à rester en tant que gardien et électricien.
- Elektrikçi falan misin?
- T'es électricien, peut-être?
Marcel Dupin, elektrikçi.
Marcel Dupin, électricien.
Elektrikçi mi? Elektrikçi hakkında bir şey söylemedin bana.
Tu ne me l'avais pas dit.
Ve elektrikçi gelmedi.
Et l'électricien n'est pas venu.
" Bugün elektrikçi gelecek.
Un électricien doit venir.
"Bize duvar ustası, elektrikçi her tür usta lazım."
"Ll nous faut des maçons, il nous faut des électriciens. Il nous faut tous les métiers."
Bill Towner. Elektrikçi.
- Bill Towner, électricien.
Bir de elektrikçi var.
Ensuite on a l'électricien.
Elektrikçi ve duvarcı.
- Electricien, maçon...
Oklahamadan buraya taşındığımda, elektrikçi olarak çalışmaya başladım. Bir süre sonra, hapishanedeki jeneratörlerin bakımını yapmaya başladım.
Quand je suis arrivé de l'Oklahoma, je suis devenu électricien, et peu après j'ai obtenu un emploi à la prison, pour m'occuper des générateurs.
Elektrikçi olmaktan hoşlanıyorum.
J'aime l'électricité.
Yani, Elektrikçi dükkanında. 12 yılımı eyalet için şalter indirip kaldırmak için heba ettim.
Deux ans à l'atelier d'électricité et 12 à envoyer le jus pour l'Etat.
Elektrikçi sayılmam baba ama bana kalırsa sorun televizyonun olmaması.
Papa, je ne suis pas électricien, mais c'est la télé qui est partie.
- Elektrikçi misin?
- Vous êtes électricien?
-... seni elektrikçi yapmayacağını söylüyor.
- Tu te dis électricien?
Nişanlıma yardım etmek için orospuluk yapıyorum, o bir elektrikçi.
La vérité, c'est que je fais ça pour aider mon fiancé.
Erkeklerimize ne oldu peki? Onlar matematikçi, elektrikçi veya fizikçi olabilirlerdi.
Qui pouvaient être mathématiciens, électriciens, médecins
Babam bazen elektrikçi, taksi şoförü ya da su tesisatçısı olarak çalışırdı ama asıl işi uyuşturucu satmaktı.
Mon père faisait parfois l'électricien, le chauffeur de taxi ou le plombier, mais son vrai job, c'était de vendre de la drogue.
Elektrikçi olmayı aklından bile geçirme.
Electricien, laisse tomber.
Onu terketti, bir elektrikçi ile evlendi.
Elle l'a quitté pour un électricien. Une vraie mine d'or.
Elektrikçi.
L'électricien.
Bize elektrikçi lazım.
On a besoin d'un électricien.
Bu görüntüde renkli filtreler kullanılırdı, yeni bir gezegende, yeni bir bölüme başlarken, elektrikçi, ışık şefi ve ışıkçılar, ofisime gelir, "Renk için hazırız." derlerdi.
Et malgré tout, il parvient à garder la tête froide. Pour être honnête, on peut facilement perdre la tête. Je fais ce métier car j'aime les gens.
Elektrikçi, burada mıydı?
Ce matin, mais...
- Biletçi! - Elektrikçi!
Fils d'un peuple uni, nous avons un seul but :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]