English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ E ] / Ellerin

Ellerin Çeviri Fransızca

1,786 parallel translation
Tekrar yerine otur ve en azından 30 dakika boyunca ellerin dizinde trende kal. 30 dakika geçtikten sonra, kimse zarfı arkanda bıraktığını fark etmediği zaman,... trenden in.
Ensuite, tu resteras assis pendant au moins 30 min... et quand plus personne ne risquera de s'apercevoir que tu as laissé l'enveloppe, tu descendras du train.
Ellerin masanın üzerinde. Tamam.
C'est bon, reste assis, et les mains sur la table.
Ellerin.
Donnez vos mains.
Oradakinde gözlerin kapalı, ellerin bağlı oluyormuş.
Sans les mains, yeux ouverts. - C'est ça.
Steve, ellerin nasil?
Steve, ta main ne tremble pas?
Vay canına. Ellerin çok iyiymiş.
Tu as de bonnes mains.
Tüm kağıtlar bittikten sonra da bütün ellerin % 80'ini kazandı.
Depuis le 2ème passage dans le sabot, il a gagné presque 80 % de sa main.
Ellerin hâlâ yerinde.
Tu as toujours tes deux mains.
Yavaşça çık. Önce ellerin.
Doucement, les mains d'abord.
Oh, ellerin yalvarıyor gibi duruyor - -
On dirait que tes mains me supplient.
Tanrım, baba ellerin titriyor.
Papa, tes mains tremblent.
Ellerin durmuyor olabilir ama en azından Hollandalı değilsin.
- mais au moins, t'es pas néerlandais. - Quoi? - Rien.
Ellerin çok uzun. Parmakların...
Tes mains et tes doigts sont si longs.
Uzman ellerin bize oldukça fayda sağlayacaktır.
Le Char de l'Unité va certainement bénéficier de ton expérience.
# Perdeli ellerin var mı deniz kızı? #
# Oh, sirène, as-tu les mains palmées?
- Evet. Ellerim seni sıcak tutmaya çalışıyordu, senin ellerin de beni sıcak tutuyordu ve ikimiz de... heyecanlanmıştık, ve daha fazla dayanamayıp, 7. seride aşk yapmak için çıkmıştık.
J'essayais de te réchauffer, et tu essayais de me réchauffer et nous étions, tous deux... tu sais... excités et... nous avons quitté le match au 7ème quart-temps car on était pressés de faire l'amour.
Senin ellerin de böyle hissizleşiyor mu?
Ça vous arrive d'avoir les mains engourdies?
Ellerin nasıl oldu?
Comment vont vos mains?
Bence ellerin leş gibi.
Je dirais que tes mains étaient dégoûtantes.
Ve sonunda ellerin kelepçelenecek, Jordan, ve onları sana takan ben olacağım.
Vous finirez les menottes aux poignets, Jordan, et je le ferai personnellement.
Ellerin çok yumuşak.
Tu as vraiment les mains douces.
Kendini aptal gibi hissetmen, çıplak ayak, ellerin ve ayakların bağlı iken üst sınıf öğrencilerinin seni tükürük yağmuruna tutmasından iyidir.
Mieux vaut être nul qu'attaché à un poteau pendant qu'ils te crachent dessus.
Şu ellere bak? Ellerin çekiçle ezilmiş gibi.
Elles ont été fracassées avec des marteaux?
Seçilmiş ellerin var.
Tes mains... elle ont été choisies.
Artık ellerin ile kavga edemezsin.
Tes mains ne doivent plus te servir à te battre!
Ellerin bu kadar önemliyse o basit, narin, kız gibi olan ellerini canınla korusan iyi olur!
Alors occupe-toi de les garder douces comme celles d'une fille!
Bileklerdeki belirgin çürüklerin yokluğu... ellerin öldükten sonra... bağlandığını gösteriyor.
L'absence d'ecchymoses prononcées sur les poignets indique que les mains ont été attachées post-mortem.
" Ona git, bu görevin, öp onu, ellerin tutsun ellerini.
" Go to him, it is thy duty, kiss him, take his hand in thine. Va vers lui, c'est ton lot, embrasse-le, prends sa main dans la tienne.
Baba, bazı geceler eve yorgunluktan ölmüş vaziyette geldiğini hatırlıyorum ellerin hâlâ bir şeyler karıştırıyordu. Bir türlü duramıyordun.
Papa, tu rentrais parfois si exténué que tes mains continuaient à touiller!
Anlaşılan orada ellerin dolu.
Tu as du pain sur la planche la.
Hassas ellerin var.
Vous mains sont douces.
- Ellerin çok soğuk.
- Tu as les mains froides.
Ellerin neden kırmızı?
Pourquoi vos mains sont-elles rouges?
Çok güzel ellerin var.
T'as des mains merveilleuses.
Senin harika ellerin var.
Vous avez... Tu as des mains magnifiques.
Ellerin havada kalsın, lütfen.
Hé! Non, les mains en l'air, s'il vous plaît!
- Ellerin soğuk.
Mains froides.
Ellerin buz gibi soğuk.
Tu as les mains glacées.
Ellerin buz gibi!
Tu as les mains gelées.
Aylak ellerin cebi derindir.
Les mains baladeuses ont les poches lourdes.
- Ellerin ne durumda?
- Comment vont tes mains?
Ellerin havada, arkanı dön.
Tournez-vous, les mains en l'air.
- Senin de ellerin var.
Tu as des mains... - Oui, et je ne les plonge pas dans la merde!
"ellerin ve kafandan başka hiçbir şeyden yardım görmeden."
"avec rien que ses mains et sa tête pour s'aider."
Ellerin iyi çalışırsa 900 olur.
- Peut-être même huit... Ou neuf, qui sait?
Ellerin görebileceğim bir yerde olsun.
Fais le!
Ellerin biraz terlemiş.
Ta main est un peu moite.
Buna karşıyım.Ellerin ezilmesine.
Je suis contre ça.
Ellerin göreyim.
Montre tes mains.
Ve de çok narin ellerin var.
Je sortais avec Katie.
- Ellerin temiz mi?
- T'es propre?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]