Gem Çeviri Fransızca
240 parallel translation
Önce bu küçük uyduyu ve onun rüzgarını ve dalgalarını sonra da aklına gem vuran ne varsa onu kırıp gezegenleri ve de sonunda enginliğin içinden yıldızları.
De petits animaux. "De petits animaux". Si nous ne sommes que des animaux, nous devons nous saisir de chaque petit bout de bonheur et vivre, souffrir, mourir,
Ya Dimitrios ikimizi birden öldürürse? Muhayyilenize gem vurun.
S'il vous plaît, ne laissez pas courir votre imagination.
Albay, at gözlüğüne rest çekmişim, bir de ağzıma gem vurmaya çalışmayın.
Les œillères n'ont pas marché sur moi, alors n'essayez pas de me museler.
Üç ay önce İspanyol vali siyasi emellerime gem vurmam konusunda beni uyarmak için bir diplomat gönderdi.
Le vice-roi d'Espagne m'a envoyé un diplomate pour calmer mes ambitions politiques.
GEM JİLET
GEM LAMES DE RASOIR
Şu ata gem takın.
Mets les brides à l'alezan.
Tanrı'ya yakın olabilmek için... hatalarınızın kökünü kazımak, tutkularınıza gem vurmak... ve sizi erdem ve rahmet kazanmaya hazırlamak için tasarlanmış... test ve uygulamalara... tabi tutulacaksınız.
Afin de vous rapprocher de notre Seigneur, vous devrez réussir une série d'exercices et de tests ayant pour but d'exposer vos défauts, de vaincre vos passions et de vous préparer à acquérir les vertus et la grâce,
İzin ver ona gem takayım.
Vous pouvez me laisser faire.
Sizi bilmem ama ben ona "Gem" diyeceğim.
Je ne sais pas vous, mais je vais l'appeler Gem.
Gem, bana yardım ettiği gibi ona da edebilir.
Gem pourrait le guérir comme elle m'a guéri.
Onun ölüme bu kadar yakın olması, Gem'i de öldürebilir mi?
Il est si prêt de la mort, ne risquerait-elle pas sa vie? Ce n'est pas sûr.
- Hayır. Ama Gem'in gezegenini kurtarabilir.
Mais il sauvera peut-être la planète de Gem.
Kurtarılacak olan Gem'in gezegeniyse, onların kurtarılmaya layık olduğundan kesinlikle emin olmalıyız.
Si le peuple de Gem est celui qui sera sauvé, on doit être absolument certains qu'ils méritent de survivre.
Ama, Gem'in onun için hayatını vermeye gönüllü olması, eder.
C'est sa volonté à elle de sacrifier sa vie pour lui qui y répondra.
Bu içgüdünün Gem'e geçip geçmediğini anlamalıyız.
On doit savoir si vous avez transmis cet instinct à Gem.
Gem'in varlığının özünde yepyeni bir güdü meydana geliyor.
Un nouvel instinct germe dans l'essence de son être.
Dr. McCoy'un hayatı sadece Gem'e bağlı değil.
La vie du docteur McCoy ne dépend pas uniquement de Gem.
Gem'in içgüdüsü maksimum düzeyde gelişmeli.
Son instinct doit se développer au maximum.
Tamamlandı. Gem, gezegeninin ayakta kalma hakkını kazandı.
Sa planète a gagné le droit de survie.
Hayatını sundu.
Gem a offert sa vie.
Buraya Gem'i hissetmesi için getirdiğiniz duyguları siz yaşamıyorsunuz.
Vous ne ressentez pas les émotions que vous voulez que Gem éprouve.
Gem'i düşünmüyordum.
Je ne pensais pas à Gem.
Bu uçsuz bucaksız boşlukta, bizi Gem'le bir araya getirmiş olan şansı düşünüyordum.
Je pensais à l'improbabilité de rencontrer Gem dans cet espace infini.
Bilgisayarınla tartışacak değilim ama, bana anlattığınızdan çıkardığım, Gem'in müthiş pahalı bir inci olduğu.
Ce n'est pas que je veuille vous contredire, mais il semblerait que c'était une perle de grande valeur.
Gem diye.
Gem, comme dans pierre précieuse.
Gem, çocuğu rahat bırak.
Laisse le petit tranquille.
Gem, ahşap kısımlar... ahşap kısımlar, hamut, dizgin.
Le mors. Les attaches. Le bourrelet.
İnsanların fikirlerine gem vuramam!
Les gens, je m'en moque!
İngiliz subay, İngilizlerin yanına dönecek nefret ve öfkesine gem vuracak.
L'officier anglais retournera aux Anglais, afin d'apaiser leur haine.
Benedick'e gidip, duygularına gem vurmasını söylemeyi yeğlerim.
- Non. J'aime mieux aller trouver Bénédict et lui conseiller de combattre sa passion.
Gemı havaya uçacak!
Le bateau va exploser!
Çektiği ızdıraba gem vurup, son bir kez daha aradı büyük bir bonkörlükle yine görüşme teklif etti.
Effondré, il lui proposa alors une grosse compensation financière seulement pour une brève causerie.
Bilahare, makus kaderi ve gem vuramadığı merak arzusu.. ... onu kadının yaşadığı yerin hemen karşısında beklemeye kadar itti. Perişan halde umduğu medet, kadın çamaşırhaneye giderken karşısına dikiliverdi.
Finalement, en plein cafard et plein d'anxiété il a attendu en bas de de son appartement, et a attendu qu'elle sorte jusqu'à ce qu'elle se rende à la laverie automatique.
Yerliler mutlak bir özgürlükle doğarlar gem vurulup dizginlenmeleri kolay olmaz.
Il est vrai que les Indiens, nés dans une certaine liberté, acceptent mal la bride et le mors.
Gemi, bizim gem gemim?
Notre vaisseau. Mon vaisseau. - La navette que cousin Gaila me devait.
Affedersiniz. Arzularıma gem vurur diye düşünmüştüm.
Je croyais que ça m'aiderait pour mes pulsions.
- Selam. Ben Gem, X-5.
- Je suis Gem, X-5.
Gem nasıl?
- Comment va Gem?
Gidip Gem'le ilgilen.
Va t'occuper de Gem.
Gem'i taşı.
Emmène Gem.
- Şişt! Joshua, Gem'i taşı.
- Joshua, emmène Gem.
Bu alışkanlığına gem vurmayı öğrenmelisin Debra.
Tu devrais réfléchir à ça, Debra.
Duygularına kendisi gem vuruyor.
Elle se veut... contre les émotions en général.
Gem'de çalıştığını biliyorum.
Je sais qu'elle travaille au Gem.
- Gem mi, Doktor?
- Gem, docteur?
Muazzam sayıda Norveçli hain Cawdor Beyi'nin desteğiyle müthiş bir saldırıya girişti, ta ki Bellona'nın damadı Macbeth krala kılıç kılıca karşılık verip, onun ruhuna gem vurana kadar.
Mais Macbeth... fit face au roi, fer contre fer, et rabattit son ardeur superbe.
"Umutlarına gem vur. Kalbine sahip çık."
"Ne donne point un cœur qu'on ne peut recevoir."
- Küçük dostum, herşey ters gidiyor, bu tam bir felaket, insanlar çığlık atıyor, ve Gem, bebek fırlamasın diye ayaklarını uzatmak istiyor!
- Petite soeur, c'est la cata. Ça craint à mort. Tout le monde crie.
- Ne?
Gem serre les cuisses pour que le bébé ne sorte pas.
- Bu Gem.
C'est Gem.
Gem'e geri dönmem lazım.
Faut que j'aille au Gem.
gemi 154
gemiye hoş geldiniz 43
gemici 18
gemiye 20
gemiler 24
gemide 24
gemiyi terk edin 30
gemim 22
gemiye hoş geldin 19
gemiye hoşgeldiniz 18
gemiye hoş geldiniz 43
gemici 18
gemiye 20
gemiler 24
gemide 24
gemiyi terk edin 30
gemim 22
gemiye hoş geldin 19
gemiye hoşgeldiniz 18